Ankara Gar Katliamı'nın üstünden yedi yıl geçti, sorumlular yargılanmadı

Ankara Tren Garı Katliamı'nın üstünden yedi yıl geçti. Olaydan önce konuyla ilgili 62 ayrı istihbarat notu bulunmasına, canlı bomba Yunus Emre Alagöz'ün ailesiyle vedalaştığının tespit edilmesine karşın katliamı önlemek için hiçbir tedbir alınmadı. Miting için Ankara girişlerinde canlı bombaları durduracak arama noktaları devre dışı bırakıldı. Aradan geçen zamanda katliamda ihmali olan tek bir kamu görevlisi dahi yargılanamadı.

Ankara Gar Katliamı'nın üstünden yedi yıl geçti, sorumlular yargılanmadı
10.10.2022 - 16:01
Haber Merkezi
1978

Ankara Tren Garı Katliamı'nın üstünden yedi yıl geçti. Olaydan önce konuyla ilgili 62 ayrı istihbarat notu bulunmasına, canlı bomba Yunus Emre Alagöz'ün ailesiyle vedalaştığının tespit edilmesine karşın katliamı önlemek için hiçbir tedbir alınmadı. Miting için Ankara girişlerinde canlı bombaları durduracak arama noktaları devre dışı bırakıldı. Aradan geçen zamanda katliamda ihmali olan tek bir kamu görevlisi dahi yargılanamadı.

10 Ekim 2015 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamlarından biri Ankara’da yaşandı. Emek, Barış, Demokrasi Mitingi için Ankara Tren Garı Meydanı’nda buluşan binlerce kişinin arasında giren iki IŞİD’li canlı bombanın düzenlediği terör saldırısı sonucunda 103 kişi hayatını kaybetti. 

Ankara Tren Garı katliamının ardından ihmali olan kamu görevlileri yönünden hem idari hem de adli soruşturma başlatıldı. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, hazırladığı 25 Şubat 2016 tarihli raporda dönemin Ankara Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube müdür vekili, TEM Şube Müdürü, eski Güvenlik Şube müdür vekili ve TEM Şubesi C Büro amirinin ihmalini tespit etti. Raporda, bu isimler hakkında soruşturma izni istendi. Ancak Ankara Valiliği, soruşturma izni vermedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara itiraz etmeyince, dosya dava açılamadan kapandı.

Katliamın üstünden yedi yıl geçmesine rağmen sorumluların yargılanmamış olması, hayatını kaybedenlerin yakınlarını da isyan ettiriyor. 

Katliamda ölenlerin aileleri, Ankara Garı'na doğru ellerinde kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarıyla yürüdü. Aileler ve yaralılar , “10 Ekim’i unutma unutturma”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganları attı.

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Emek Partisi Başkanı Ercüment Akdeniz, CHP Milletvekilleri Veli Ağbaba, Murat Emir, Ali Mahir Başarır, Kani Beko, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Ali Kenanoğlu, Murat Çepni ve TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve meslek örgütü temsilcisi 10 Ekim anmasına katıldı.

Saldırıda katledilen 103 kişinin isminin okunması ve “Yaşıyor” sloganının atılmasının ardından katliamın gerçekleştiği 10.04’te saygı duruşunda bulunuldu.

Katliamın yedinci yıl anmasında konuşan 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Her yıl burada acımıza saygı duyulması için emek harcayarak bu anmayı gerçekleştiriyoruz. Biz gerçek katiller yargılanıncaya kadar adalet demeye devam edeceğiz. Burada gerçek bir anıt gelinceye kadar her ayın 10’unda burada olacağız” dedi.

Polisin anma öncesi tutumuna tepki gösteren Coşgun sözlerini şöyle sürdürdü:

"Polis müdahalesiyle, anmaya kim karar verir polis mi valilik mi karar verir noktasında açıkça ayrımcılığa uğradık. Polis müdahalesiyle karşı karşıya kalarak yirmiye yakın gözaltı oldu. Canı yanan insanlar anma yapmak isterken dışarıda arkadaşlarımızın darp edildiği bir süreçte gerçek anma yapmış olmuyoruz. Biz sanki dün katliamlar yaşanmış gibi o duygudan kurtulamamış insanlar olarak her şeye katlanarak 84 aydır adım atamamın utancı içerisindeyiz. Biz tek başımıza yas tutmak istemiyoruz. Biz kimsesiz yas tutmak istemiyoruz. 10 Ekim katliamının mihenk taşı olduğunu bilen bizler olarak bu farkındalığın yükseltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz adaletsizliğe ses çıkarıyoruz. Ankara katliamı kapsamında gelmeyecek adaletin kimseye gelmeyeceğini de söylüyoruz. Bizi bağışlayın. Yedi yıl sonra getirdiğimiz mücadelenin sizin kemiklerinizi sızlattığımız için bizi bağışlayın."

Anmada konuşan KESK EŞ Başkanı Şükran Yeşil iktidara yönelik eleştirilerini sıralayarak, “7 Haziran- 1 Kasım döneminde iktidar öyle bir kan öyle bir talan politikası yürüttü ki barbar IŞİD militanlarını bu ülkede besledi. O besledikleriyle bu ülkenin demokrasi mücadelesi yürütenlere saldırı planladı. O dönem konuşmayanlar, bu katliama zemin hazırlayanlar bugün firari olan sanıklar veya tutuklu olanlar değildir sadece. Sorumlu siyasetçiler yargılanana kadar mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, “Bugün 10 Ekim. Her yıl adlarını saymaktan bıkmadan usanmadan bir araya geldiğimiz gün. Yedi yıl önce Türkiye’nin seçime gittiği süreçte Ankara’nın göbeğinde toplanacak milyonların barış demokrasi çığlığı çok önemliydi. Yüz binlerce yürek Ankara’da tek yürek tek ses olduğunda bu ülkenin kaderini değiştiren bir irade ortaya koyacaktı. O nedenle iki canlı bombayla cesaretimiz, geleceğe dair umudumuz kana bulandı.10 Ekim’i kana bulayanları, azmettirenleri gerçek bir yargılama gerçekleşene kadar asla unutmayacağız. Bugün yine seçime gidilen süreçte hiç kimse katliamlardan, bombalardan medet ummasın. Aklınızdan bile geçirmeyin” diye konuştu.

10 Ekim anıtının akıbetine ilişkin konuşan TMMOB Başkanı Emin Koramaz ise, “10 Ekim’de acımızı yaşamamıza izin vermiyorlar. Canlarımızı anmaya izin vermiyorlar. Bu anıtın yeniden tasarlanması için yarışma gerçekleştirdik. Bu proje de valiliğin engeline uğradı. Valilik ağaçlara bile tahammül edemedi. Gençlik Parkı’na bir kısmını yerleştirdik” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne yaparlarsa yapsınlar arkadaşlarımızı unutmayacağız. Sorumluların yargılanması için elimizden geleni yapacağız. 10 Ekim insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur, bu suçu affetmeyeceğiz. Onların uğurlarında canlarını verdiği emek mücadelesini mutlaka başarıya ulaştıracağız. Yaşasın emek, demokrasi mücadelesi, yaşasın halkların kardeşliği.”

TTB Sekreteri Vedat Bulut ise, “104 canımız Türkiye’nin dört bir yanından barış güvercini olarak geldiler. Onların demokrasi mücadelesini yükseltmek bizim görevimiz. Biz barışı savunuyoruz çünkü savaş halk sağlığına zarar verir. Biz elbette ki demokrasiyi savunacağız çünkü diktatörlük halk sağlığına zarar verir” diye konuştu.

Katliamda oğlu Korkmaz Tetik’i kaybeden Zöhre Tetik polisin arama noktasındaki tutumuna tepki göstererek, “10 Ekim’de, burada anmaya müsaade etmeyen polis bizlerin alana gelmesini engelleyen sistem yıkılacaktı. Bu meydanda iki bomba patlatanlar da bizi bu meydana koymayanlar. 'Korkmaz’ın annesiyim' diyorum beş yerde arıyor. Sen benim oğlumu katlet sonra sadece anmak için alana 'parça parça' diyor. Ben anneyim. 'Seni arayacağım' diyor. Söz, 104 canıma söz biz katillerden hesap sorana kadar bu meydanlar dolacak. Nereye giderseniz gidin elimiz yakanızda” ifadelerini kaydetti.

Tandoğan Meydanı tarafından Ankara Garı önüne gitmek için bir araya gelenleri ve basın mensuplarını engelleyen polis, aile yakınları haricinde alana girişlere izin verilmeyeceğini söyledi. Polis gazetecilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişiye şiddet uygulayarak alandan uzaklaştırmaya çalıştı. 


Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz


Editör: N. Cingirt