Akademik bakışlar

  • 12.03.2017 00:00

 “Tek Adam Rejimi iki temel üzerinde tutunmaya çalışıyor: Karşıtları için baskı politikası, yandaşları için mağduriyet algısı. “Çalışıyor” dedim çünkü Evetçilerin avara kasnak çalışmak yüzünden şu anda yaşadığı çıkmazı yedi kat ataları kümülatif olarak yaşamamıştır. Şuradan anlayınız ki, Hayırlar daha fazla çıkıyor diye Erdoğan, anket sonuçlarının yayınını engelliyor.” Diye yazmış Profesör Baskın Oran.

Acaba  öyle mi derken, şu haber düştü sayfama: “ORC Araştırma Şirketi tarafından 1-7 Mart 2017 tarihleri arasında 36 ilde 3 bin 410 kişi ile gerçekleştirilen araştırmanın sonucuna göre kararsızlar dağıtıldığında seçmenlerin yüzde 57,2'sinin referandumda ‘Evet' diyeceği, yüzde 42.8'inin ise 'Hayır' oyu kullanacağı ortaya çıktı.”

Başka detaylar da vardı. Örneğin;seçmenlerin sadece yüzde 56,2'si anayasa değişikliği maddelerini incelediğini belirtmiş. Bunlardan, ‘Evet' diyeceklerin yüzde 61,4'ü de değişiklikler ve maddeleri incelediğini ve tam bilgiye sahip olduğunu dile getirirken ‘Hayır' diyeceklerin de yüzde 54,1'inin de öngörülen anayasa değişikliklerini incelemedikleri ve bilmedikleri görülmüş.

Referandumda ‘Evet'i tercih edeceklerin, maddeleri inceleme oranı daha yüksek. Çok daha yüksek olmasını temenni etmekle birlikte, muhalefet liderinin dahi bu maddeleri okumamış olduğunu, bir radyo programında ‘gaf' olarak nitelendirilemez konuşmasından herkes anladı.

Bunun üzerine AK Parti'nin maddeleri anlatan bir “Evet Dosyası” hazırlayıp, Kılıçdaroğlu'na yollaması, fıkra tadında siyasi bir atraksiyondu. CHP Kurmayları, öyle demedi de böyle dedi gibi çocukça tevil hamlelerine girdilerse de, söz çıkmıştı bir kere ağızdan.

Bu olay ve Almanya'nın tutumu, referandum konusunda haftaya damgasını vurdu. Her iki olay da kararsızlar üzerinde etkisi muhtemel olaylardan.

Almanya, oradaki Türkiye vatandaşlarının ‘Hayır' oyunu tercih etmeleri için, elinden geleni yapıyor. Erdoğan ve Türkiye'nin yer almadığı tek bir haber saati yok.  Bu konuda sosyal medyada,  “8 yaş altı Alman çocukları, ülkelerini Erdoğan'ın yönettiğini düşünüyor!” diye yapılmış esprili paylaşımlar dikkati çekiyordu.

Bir kanalda; Türkiye'deki sistem değişikliğine gitmek için referandum yapılacağını ancak ‘Evet' çıkması halinde, demokrasinin tehlikeye gireceği vurgusu Türkçe olarak yapılıyor ve insanlar açıkça yönlendiriliyordu.

Zaten bizde “demokrasi” yoktu ya! Hani “diktatörlük”vardı ; hani, gazeteciler(!) hapisteydi ya!

Eee o zaman hangi demokrasi tehlikeye girecekmiş! Tek Adam da Tek Adam!Evet, zaten öyle değil miydi! Şimdi, kendileriyle ters mi düşüyorlar.  Hele muhalefet, “Evet çıkarsa, demokrasimiz zarar görür” demiyor mu; gel de gülme şunların düştükleri hallere.

Türkiye'de çok şeyin değiştiğini, hak ve özgürlüklerde ciddi aşamalar kaydedilip, nispeten daha demokratik ve özgürlükçü bir çizgide olduğumuzu ne yapsak anlatamıyorduk ki; referandum kararıyla, muhalefet çark etti. Bu da gösteriyor ki, bunların gerçekten demokrasiyle ilgilendikleri falan yok. Tek dertleri var, onlara verilen statüko bekçiliği görevini sürdürmek. Bunun için kopuyor bunca kıyamet.

Almanya'nın, kapalı ve az sayıda katılımcı alan konferans salonlarında Bakanlarımızın, referanduma konu maddeleri tanıtma amaçlı brifinglerine, uyduruk gerekçelerle izin vermeyişi, gerginliğe neden olurken sevindirik olan akademikler ve onların beslendiği haber kaynakları şöyle haber yapmaya başladılar:

“22 Mart 2008'de yayınlanan “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 10. Maddesi şöyle diyor: “Yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz”.

Baskın Oran da maalesef konu hakkında uzman birinden bilgi almak yerine, takip ettiği Bianet, Diken, T24 gibi sitelerden yararlanmayı tercih etmiş. Nasılsa bilimsel veya objektif bakış gibi ilkeler çoktan çöpe atıldığından, kendi  önyargılarını besleyen her şeyi doğru kabul etmeler furyasındayız.

Bilinç altında, “bizimkiler kötüdür, yasa masa takmaz, cahil adamlardır ”  olunca, hele de mevzubahis AK Parti ve Erdoğan ise, kesin haksızdır! Açıkçası merak ettim ve bu konuda uzman bir görüş aradım. Hukuk Profesörü Ersan Şen Hocayı tanıyanlar muhalif olduğunu da bilir. Bakalım sonuç olarak ne demiş:

“…“propaganda”  kapsamına girmeyen faaliyetler,“seçim propagandası yasağı” olarak değerlendirilmemelidir. Aksi halde, referanduma konu Anayasa değişikliğinin oy kullanma hakkına sahip yurtdışında bulunan vatandaşlara doğrudan hiçbir tanıtımının ve açıklamasının yapılmaması gibi bir durum ortaya çıkar ki, bu durum oy kullanmanın ve seçmenin doğasına aykırıdır. Bu sebeple, tarafsız bir şekilde Anayasa değişiklikleri hakkında açıklama ve toplantı yapılmasında, yarar ve zararlarından bahsedilmesinde, oy kullanacakların “evet” veya “hayır” biçiminde tezahür edecek iradelerine propaganda yoluyla müdahale ve tesir edilmemesi kaydıyla gerek İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve gerekse Türk Hukuku yönünden hukuki sakınca yoktur.”

Bu arada, Almanların “Hayır” cı tarafa toleransı, Baskın Hoca ve haber kaynaklarınca yok sayılınca,  “seçim yasakları”naaykırık(!) gözlerinden kaçmış olmalı!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums