Negativizm Rejimi

  • 27.02.2017 00:00

 DEMOKRASİNİN en önemli unsurlarından, neredeyse ilki olan muhalefetin lideri söylüyor aşağıdakileri.

“Bir kişiye verdiğimiz yetkilerin sonucu nedir biliyor musunuz? Bir kararname ile bütün muhtarlıklar kaldırılabilir, bütün muhtarlıklar. Muhtar arkadaşlarım diyecekler ki; bir kararnameyle bizim yetkilerimiz alınamaz. Ben de onlara şunu söylüyorum. Bu anayasa değişikliği geçerse, başkan parlamentoyu ve onlara göre 600 milletvekilinin seçildiği parlamentoyu feshedecek, muhtarlığı mı feshetmeyecek. Düşünsünler, taşınsınlar ve sandığa gitsinler ve buna göre oylarını kullansınlar.”

KENDİSİ İNANIYOR MU?

Acaba gerçekten buna inanarak mı yoksa bunun bir muhalefet tarzı olduğunu düşündüğünden mi böyle söylüyor? Her iki seçenek de önemli konuma sahip bir ülke için büyük talihsizlik.

Ayrıca hayırcılara çeşitli baskılar yapılıp, hapse atıldığını ve kiminin de işyerinin yakıldığını söylüyor muhalefet lideri!  Öcüyle-böcüyle milleti korkutarak, elinde kalan en çok yüzde 25'lik bir kitle. Ancak CHP, durumdan hoşnut ki asla değişime yanaşmıyor.

NİYET OKUMALAR YAYGIN

Referanduma sayılı günler kaldı. Gittikçe meydanlar daha ısınıp, kemik oyların dışındaki seçmenler ikna edilmeye çalışılacak. Maalesef niyet okumalar, güvensizlik ve kaygılar ön plana çıkıyor. Aslında son 15 yıldır bir taraf,  pozitifi satın alırken diğer taraf daima negatifte kalıyor. Belirleyici olansa, kararsızlar oluyor. Şimdi; konu teknik olduğundan uzmanlardan yararlanmak için, Avukat Gülçin Avşar'ın ‘iddialı gerekçelere, basit cevaplar' başlıklı yazısından bir iddia ile Yard. Doç. Dr. Adnan Küçük'ün de buna verdiği cevabı paylaşacağım.

Avukat Gülçin Avşar'ın, evetçilerin “Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını Denetleyebiliyor” İddiasına cevabı:

“Teorik olarak mümkün olmakla birlikte Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimine bakıldığında tablo pek de öyle gözükmüyor. 15 üyenin 3'ünü meclis seçiyor. 4 üyeyi Cumhurbaşkanı doğrudan kendisi, 5 üyeyi de Yargıtay ve Danıştay'ın gösterdiği adaylar arasından Cumhurbaşkanı seçiyor. Kalan 3 üye ise başkanını Cumhurbaşkanının atadığı YÖK'ün belirlediği adaylar arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Meclisin Cumhurbaşkanının partisinin egemen olmadığı bir grafiğe sahip olması durumunda dahi 12 üye Cumhurbaşkanı tarafından atanmış oluyor. Ki meclis aritmetiği Cumhurbaşkanının partisinden yana baskın ise tüm üyeler Cumhurbaşkanı tarafından atanmış oluyor. Üyelerinin neredeyse tamamına yakın veya tamamının Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği ve atamaları Cumhurbaşkanının inisiyatifinde olan Anayasa mahkemesi üyelerinin yürütme üzerindeki denetimi ne kadar akla yatkın ve realist? Ne yasaların denetiminde, ne yüce divan yargılamaları açısından bağımsız, tarafsız ve güçlü bir yargının varlığından söz etmek mümkün gözüküyor.”

ADNAN KÜÇÜK'ÜN CEVABI

Yard. Doç. Dr. Adnan Küçük'ün, Avşar'a karşı değerlendirmesi ise şöyle:

“Bir kere cumhurbaşkanının görev süresi ile AYM üyelerinin görev süresi farklıdır; Cumhurbaşkanı 5 yıllığına, AYM üyeleri 12 yıllığına seçilirler. Bu vesileyle bir dönem seçilen bir cumhurbaşkanının ikinci dönem seçilme garantisi yoktur. Bu vesileyle bazı üyeler başka cumhurbaşkanları tarafından seçilebilir.

Diğer yandan AYM üyelerinin bu şekilde belirlenmesi usulü sadece Türkiye'ye mahsus değildir. Federal Almanya'da bütün üyeler, siyasî bir organ olan Yasama Meclisi tarafından seçilir. ABD'de bütün üyeler siyasî bir kişilik olan başkan tarafından atanır, siyasî bir organ olan Senato tarafından onaylanır. Polonya, Macaristan ve Belçika'da da bütün üyeler, siyasî bir kurum olan yasama meclisi tarafından seçilir. Romanya'da bütün üyeler Cumhurbaşkanı ve Meclis tarafından seçilir. Bu vesileyle Türkiye'deki AYM'ne üye belirleme sistemi Batı'daki ileri demokrasi uygulamaları ile çelişkili değildir.

Diğer yandan gerek ABD'de olsun, gerekse diğer gelişmiş demokrasilerde olsun, siyasî organlar AYM'ne üye belirlerlerken, atadıkları üyelerin yürütme ya da yasama işlemlerini iptal etmemelerini temenni ederler. Ama çoğu kereler bu temenni gerçekleşmez. Türkiye'de bazı yargı mensupları; bu arada bazı AYM üyeleri ideolojik ve tarafgir kararlar veriyorlarsa, burada sorunun kaynağı, kimin atadığı ile değil, kimlerin atandığı ile alâkalıdır. Şayet üyeler ideolojik davranıyorlarsa, onları kim seçerse seçsin fark etmeyecektir. Kaldı ki bu tür sorunlar sadece bu döneme mahsus da değildir. AYM'nde, kurulduğu günlerden bu yana o kadar çok ideolojik kararlar verildi ki, söz konusu eleştirinin yoğunlaştığı atama usulü yerine, kanaatimce, atanılacak kişilerin niteliği üzerinde yoğunlaşılması gerekiyor. 1961 Anayasasıyla kurulan AYM'nin ilk heyetindeki, 15 asıl üyeden 4'ü Yassıada Mahkemesinde görev alanlar arasından, 5'i ise darbecilerin oluşturduğu Kurucu Meclis üyeleri arasından seçilmişti. Şimdi buradaki sakatlığı görmeyip, Batıdaki uygulamalarla uyumlu olan AYM üyelerini belirleme yöntemine takılmanın tutarlılığından söz edilemez. Diğer yandan, ABD'de, Federal Almanya'da ve diğer ileri demokrasilerde benimsenen yöntemi onlara layık görüp, bir benzerini Türkiye'ye layık görmemek de tutarlı olmasa gerek.”

Kabul, az çekmedik! Milletçe  kaygı sorunumuz da var haklı olarak. Ancak, bu kadar güvensizlik ve menfilik hiçbir konuda çözüm getirmez.  Seçene - seçilene güvenmeme, atanana- atayana güvenmeme aldı başını gidiyor. Müspet ve yapıcı olmak varken negativizm rejiminden çıkamadık bir türlü!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums