- 15.05.2016 00:00
“Türkiye'de demokrasi mücadelesi kolay verilmemiştir. Acı vardır, gözyaşı vardır, idamlar vardır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti'ni demokraside kat ettiği mesafeyi, bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye kalkarsanız, bir kişi Türkiye'nin kaderiyle oynarsa, bir kişi Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükleyip uygar dünyadan koparırsa, bu kolay olmaz, kan dökülmeden bunu yapamazsınız, kan dökülmeden bu iş olmaz! Bu istismar ediliyorsa, yani ‘Biz bunu yapabiliriz' mi demek istiyorlar. Buyursunlar yapsınlar bakalım, nasıl yapıyorlar? Bu kadar açık, net...” diyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve daha sonra da şunları söylüyor:
"Türkiye'deki 150 yıllık parlamenter sistemi değiştirmek istiyorsunuz. AKP milletvekilleri bütün bilgisini, aklını, birikimini Saray'a kiraya vermiş durumda..”
Bu nasıl bir akıl yürütme ki; kurduğu cümlelerin her biri birbiriyle çelişsin ve bu kişi de Türkiye'nin ana muhalefet lideri olsun.
“Atatürk yoktu, düşman çoktu, Atatürk geldi, düşmanı yendi, bu güzel yurdu, bizlere verdi” diye ana sınıfında çocuklara öğretilen bu şarkı aklıma geliyor; muhterem, ne zaman konuşsa! Bende yarattığı bu etki, CHP'liler için harika olduğundan liderlerine, saygı ve bağlılıkları katlanarak artıyor. Koca insanların, kara önlük giyip Anıtkabir'e yürümesi, cübbeli akademisyen ve yargı mensuplarının da benzer aksiyonda bulunması, hep bu şarkıyı aklıma getiriyorsa; suç sadece bende olabilir mi!
“Öyle dudak büküp hor gözle bakma
Bırak küçük dağlar yerinde dursun
Çoktan unuturdum ben seni çoktan
Âh bu şarkıların gözü kör olsun…” demiş ya hani şair; ondandır işte, hal-i pür melâlim! Ah bu şarkılar!
Hele bakın ki; durum, insanın eleştiri yapabileceği bir düzlemin de altında. Şey gibi; zekâsı noksan birinin, sokağın ortasında hacet gidermesi! Hoş değil, rahatsız edici de neyini eleştireceksin ki! Aynen böyle bir ruh hali ve gel de yaz, ne yazacaksan!
Zor durumlarda babam der ki; “ya bu deveyi güdeceksin ya da bu diyardan gideceksin”. Var mı başka diyar, yok! Seviyorum da üstelik bu, “Alacakaranlık Kuşağı” dizisindeki gibi yüreğimi ağzıma getiren ülkeyi. Ne demiş, muhalefetten bihaber muhalefet lideri, “kan dökülmeden bu iş olmaz!”. Doğru söylüyor, boşuna mı dökülüyor aylardır “kan”. Onca canlı bombanın kıydıkları boşuna mı! Onca, hendek, mayın, itaat etmeyenin infazı boşuna mı! Değil elbette; ortak patrondan aldıkları emri uygulayan PKK ve sözcüleri HDP ile CHP de kamuoyuna bilgi vermekle mükellef!
Neyse olur o kadar! İdeolojik kan kardeşliğini hoş karşılamak lazım! Asıl bayıldığım yer, Türkiye'nin demokrasi mücadelesine atıfta bulunarak, (tabii ki kastettiği dönem 1923'ten başlayıp DP, ANAP ve AK Parti dönemleri dışında kalan dönemler) acı, gözyaşı ve idamlarla bunun başarıldığı ve öyle tek kişinin iki dudağı arasında da kat edilen mesafenin harcanamayacağıy
Neyse olur o kadar! Koskoca muhalefet liderinden daha iyi bilecek değiliz ya! Gelelim şimdi en muhteşem yere: 150 yıllık parlamenter sistemin varlığına yapılan vurgu! Aha! Yok, waooww! Bu daha entel oldu! Nutkum tutuldu; ideolojisini tüm geçmişi yok edip, unutturup, alfabesini, tarihini, kültürünü gömüp, köksüz, bilgisiz, dimağsız, idraksız bir “Türk Gençliği” yaratmak üzere kuran, gardrop demokratı CHP'nin liderinin bu sözlerine. Alkışladım da üstelik!
Fakat bir kez daha son 14 yılda bu ülkedeki en zor şeyi başaran “diktatörü” alkışladım! Evet; bir zihniyeti değiştirmek, yasaları ve bir takım kuralları değiştirmekten daha zordur. Çok fazla geriden gelen ebleh muhalefetin varlığından dolayı gelişmiş ülkelerde bile yaşanamayacak bir imkânsızlığı başarıyorsa bu iktidar, eksiklerine rağmen takdir alır. Çünkü asıl dinamo, muhalefet olmalıdır.
Korkunç bir direnç var değişim ve dönüşüme karşı. Buna engel olmak için de içeride ve dışarıda özenle hazırlanmış Truva atları, piyonlar ve tetikçiler görevde. “Kürt yoktur” dan, yağmalanan azınlık malları, mübadele, işkence, çeşitli katliam ve cinayetlerden sonra gelinen noktayı küçümseyenler, muhalefete nasıl çağ atlatıldığını bari inkar etmeseler.
Alfabedeki 29 harfin dışındaki üç harfe dahi tahammülü olmayanların, diktatörlükten bahsetmesi ve ölçüsüzce etik sınırları berhava edip, tüm siyasetini, iktidarın ya da Erdoğan'ın hatasını yakalamak üzerine kuranlara bir hatırlatma yapalım:
Yanlışlıkla ağzınızdan kaçan doğrularınız bile, sizi hallaç pamuğu gibi evirip çeviren AK Parti'nin hayli gerisinde. Fakat üzülmeyin, aradaki fark sadece tek bir yüzyıl!
Ha gayret; başarabilirsiniz
Yorum Yap