Daha az yönetilen bir toplum

  • 26.08.2014 00:00

 Türkiye’de seçilmişlerin yönetme hakkı o kadar çok ihlal edildi, o kadar budandı ve kuşa döndürüldü ki, bürokrasinin müdahalelerine karşı sandıktan çıkanın yönetme hakkını savunmak her zaman en acil görev haline geldi.


Ama artık, bu aciliyetin baskısından kurtulup sandıktan çıkanın yönetme hakkının sınırları konusuna da daha etraflı kafa yormak zorundayız.

Ben, “yeni Türkiye” vatandaşının daha az yönetilen vatandaş olması gerektiğine inanıyorum. Nasıl, seçilmişlerin alanını bürokrasinin aleyhine genişletmek bir hedefse, yönetilenlerin alanını seçilmişlerin aleyhine genişletmek de bir hedef olmalıdır. Seçimle gelenler daha az şeyi yönetmeli, daha çok şeyi insanların özgür iradesine bırakmalıdır. Yani sadece bürokrasi değil, demokrasi de küçülmelidir.

Evet, demokrasiyi küçültmek…

Demokrasiyi geliştirmekten, derinleştirmekten bunca bahsettiğimiz bir zamanda, böyle bir ifade deli saçması gelebilir bazılarına.

Ama ben ciddiyim: Homojen bir kitle olmaktan çıkmış, kendi içindeki farklılıkların, çeşitliliklerin farkına varmış, bireyselleşmenin ileri düzeylerde yaşandığı toplumlarda huzurun ve istikrarın anahtarı daha az yönetilmek, yani daha küçük demokrasidir.

Nedir demokrasi en nihayetinde? Başkalarıyla bir arada yaşayabilmek uğruna verdiğimiz tavizler, uymayı kabul ettiğimiz sınırlamalar ve kısıtlamalar listesidir. Uygar bir toplum olmak için ödediğimiz diyettir, bir bakıma. Ortak yaşam uğruna, farklılıklarımızın göz ardı edilmesini ve milyonlarla eşitlenmeyi, "bir oy"a indirgenmeyi kabul etmektir. Başkalarıyla ortak paydamızı belirleyen alandır. Bu alan ne kadar geniş olursa, kısıtlanmışlık o kadar yoğundur. Ortak payda azaldıkça birbirimize göbek bağıyla bağlı yaşamaktan, binbir türlü yasa ve yönetmelik maddesiyle eli kolu bağlı kalmaktan kurtulur, özgürleşiriz.

Eğer yönetilecek şeyler azalır, kişiler daha az toplu karar, daha çok bireysel karar verirlerse insanların hayatlarını etkileyen asıl önemli konularda oy vermek zorunda kalmadan istedikleri gibi davranabilmeleri gerçekleşir. Giderek daha az sayıda ve daha önemsiz konularda çoğunluğa uyma zorunluluğu sürer. Böylece farklılıklar çatışma noktaları olmaktan çıkar.

Bir an için düşünün: Karma eğitim zorunlu olmasaydı, “hangisi daha yararlıdır” tartışmalarında tek bir doğru üzerinde anlaşmamıza da gerek kalmaz, herkes kendi doğru bildiğini uygulardı. Yöneticilerimiz, bizim nasıl evleneceğimizi, nasıl boşanacağımızı bizim adımıza bu kadar sıkı kurallarla düzenlemeye kalkmasalardı, ortak bir ahlak anlayışında birleşmek zorunda kalmaz, zina gibi, imam nikahı gibi meselelerde bu kadar çok birbirimize girmezdik.

Eğer hiçbir kıyafet yönetmeliği olmasaydı, nasıl giyineceğimiz konusunda ortak karar alma çabasını bir yana bırakabilseydik, yani bu konuda yönetilmeseydik, yıllardır süren kılık kıyafet kavgalarının hiçbiri yaşanmazdı. Kısacası, eğer daha az yönetilseydik, yasama meclisimiz daha az şeyi yasa konusu yapsaydı, hükümetlerimiz hayatlarımızın iplerini daha çok bize bıraksaydı, daha az çatışma yaşar, daha kolay bir arada yaşayabilirdik. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums