- 21.08.2014 00:00
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonraki günler...“CHP nasıl kurtulur” temalı bir televizyon tartışması izliyorum. Katılımcıların hepsi CHP’li... Artık bir nevi klişe haline gelen “AK Parti’nin yaptıklarına itiraz temelinde muhalefeti bir yana bırakıp kendi projelerimizi anlatmamız lazım” söylemi etrafında aralarında konsensüs sağlanmış görünüyor.
Ehh, bu da bir şeydir diyeceğiz ama galiba asıl problem de bu noktada başlıyor.
Konuklar arasında CHP’nin genç milletvekillerinden olan ve partinin “kurtuluşunda” kadroların gençleşmesini kilit önemde gördükleri anlaşılan iki milletvekili var. Partinin kıdemlileri tarafından oluşturulan eski söylemi küçümser bir edayla, “yeni şeyler söylemek lazım cancazım” modunda heyecanla konuşuyorlar.
Moderatör sıkıştırıyor: Mesela ne gibi projeler?
En “özgün” fikirleri Türkiye’de bir Silikon Vadisi’nin kurulması! Sanki şimdiye kadar hiç kimse akıl edememiş gibi heyecanla bilgi çağından, bilişim teknolojilerinden söz ediyorlar.
Oradan sosyal projelere geçiliyor.
Birisi atlıyor: “En temel mesele çocuk meselesi” diyor; “Bizim insanımız çocuğuna en büyük önemi veriyor; biz de oradan yakalamalıyız; çocuğa yatırım yapmalıyız.”
İyi de, bunun nesi özgün? AK Parti de bunu yapmadı mı; tablet dağıtımı, bedava okul kitabı filan...
Cevap müthiş:
“Karnı aç olan çocuğun eline tablet vermişsiniz ne olacak? Biz her çocuğa okulda bir öğün sıcak yemek vermeliyiz.”
Biraz sonra konu kadın meselesine geldiğinde ise bir başka “proje”yle tanışıyoruz. Genç milletvekilimize göre, kadınların iş hayatına atılamamalarının en önemli sebebi, iş görüşmesine giderken üstlerine giyecek doğru dürüst elbiselerinin, bir de otobüs biletine verecek paralarının olmamasıymış.
Böylece slogan da kendiliğinden çıkıyor ortaya: Her kadına bir kat elbise ve bedava otobüs bileti!
Artık zaplama zamanı...
Türkiye’de giyimin en ucuz şey olduğunu, pazarlarda 15-20 liraya kıyafet satıldığını, şehirde yaşayan bütün kadınların dolaplarında en az bir düzine kıyafet olduğunu bile bilmeyecek kadar “ülke gerçeklerinden” kopuk olan bu insanlar mı CHP’yi kurtaracak?
CHP’nin genç kuşağının sergilediği ufku görünce, yaşlı kuşağın bulup çıkardığı “Ekmek için Ekmeleddin” sloganına da hiç şaşmıyorum.
x x x
Oysa demokrasimizin düzgün bir muhalefete ne çok ihtiyacı var...
Yasama yürütmenin bütünleştiği, “hakim parti” tablosunun bütün unsurlarıyla oluştuğu bu şartlarda iktidarı denetleyecek, eleştirileriyle demokrasi rotasından sapmaması için gayret gösterecek bir muhalefetin varlığının hayati önem kazandığı bir zamanda, CHP’nin haline baktığımda içim daralıyor.
Bir yanda siyaseten güçlenmenin yolunu dindar bilinen figürleri vitrine çıkarmakta görenler öte yanda siyasi yelpazeyi hâlâ 70’lerin “sağ-sol” ekseni üzerinde kavrayan ve CHP’nin “sağa kayarak mı yoksa sola kayarak mı” kurtulacağı tartışması yapanlar... Ve tabii bir de CHP’nin başına ne geldiyse Altı Ok’tan uzaklaşması, kuruluş felsefesini terk etmesi, milliyetçiliğinden, Atatürkçülüğünden ve devletçiliğinden utanır hale gelip liberalizmin peşine takılması yüzünden geldiğini düşünenler...
Ben giderek CHP’nin ve genel olarak muhalefetin temel meselesinin ciddi bir entelektüel yetersizlik olduğunu düşünmeye başladım.
Partinin sorununu, hepsi de çoktan ıskartaya çıkmış fikirlerle, şemalarla çözmeye çalışmak; proje deyince de çocuklara sıcak yemek, kadınlara elbise dışında söyleyecek bir şey bulamamak başka nasıl açıklanabilir ki?
Ama tabii bu da bir sonuç...
Yorum Yap