"Sanat camiasındaki Ergenekon"

  • 17.08.2013 00:00

 Biliyorum, konuya epey geç bir giriş olacak bu yazı. Zira Kutluğ Ataman'ın Star'daki söyleşisi üzerine haddinden fazla yazıldı çizildi. Konu hâlâ da çeşitli televizyon programlarının gündeminde. Ama ben, söyleşinin kendisinden ziyade, yansımaları ve yol açtığı çeşitli tartışmalar üzerinde durmak istiyorum.


İlk olarak, belirtmek isterim ki, Ataman'ın Gezi'den hareketle sol tandanslı sanat çevrelerinde hakim olan mahalle baskısı hakkında anlattıkları, bu çevreleri biraz bilen herkesin malumudur. Günümüzde bu çevrenin içinde kalabilmenin olmazsa olmazının azgın AK Parti düşmanlığı olduğunu, (80'li yıllarda da Özal düşmanlığı idi) "kabilenin" bu gizli sözleşmesini ihlal edenlerin anında aforoz edilip en acımasız yaptırımlara uğradığını son on yılda gazete sayfalarına kadar yansıyan çeşitli örneklerden biliyoruz.

Ne var ki bütün bunlar, Ataman'ın kullandığı "Sanat camiasındaki Ergenekon" nitelendirmesini haklı kılmıyor. Haklı kılmadığı gibi, Ergenekon'la mücadelede ortaya çıkan yanlış bir eğilime işaret ediyor ve sonuçta Ergenekon'a karşı verilen mücadeleyi zayıflatıyor.

Ergenekon bir örgüttür, zihniyet değil

Sözünü ettiğim yanlış eğilim, "Ergenekoncu" yaftasını çok büyük bir rahatlıkla önüne gelenin boynuna asma eğilimi...

Son zamanlarda, özellikle AK Parti çevrelerinde "Ergenekoncu" yaftalaması neredeyse AK Parti karşıtlığı ile eş anlamlı kullanılmaya başladı ki bu doğru olmadığı gibi hayra alamet de değil.
Hayra alamet değil, çünkü eğer bu yanlışlık acilen düzeltilmezse "Ergenekoncu" yaftalamasıyla bir cadı avı başlatma eğilimi çıkar ortaya.

Doğru değil, çünkü Ergenekon dediğimiz şey, bir zihniyetin adı değil, somut bir suç örgütünün adıdır; dolayısıyla ispatı gereken ciddi bir suçlamadır. Sizin bir kişiye ya da gruba "Ergenekoncu" diyebilmek için, görüşlerine, tutumlarına atıf yapmanız yetmez; iddianızı kanıtlayacak somut kanıtlarınız olması gerekir. Bu lafı, beğenmediğiniz ya da "karşı cephede gördüğünüz" herkes için kullanmaya başlarsanız sadece insanlara iftira atmış olmaz, aynı zamanda Ergenekon'la mücadeleyi de sulandırmış ve zayıflatmış olursunuz.

"Kendi sanatçımızı yaratmalıyız"

Ataman röportajı etrafında yürüyen tartışmada ortaya çıkan bir başka yanlış eğilim de şu: Bazı çevreler, Türkiye'de sanat ve kültür dünyasının çok uzun yıllardır sol ideolojinin hegemonya alanı olmasından hareketle, şimdi "Nerede bizim sanat ve kültür insanlarımız" demeye başladılar. İçlerinde, AK Parti'nin on küsur yıldır iktidarda olmasına rağmen, hâlâ kendi kültür ve sanat adamlarını yaratamamış olmasını eleştirenler; hatta AK Parti'nin "muhafazakâr-dindar sanatı ve sanatçıyı sübvanse etmek yerine, hala malum solcu-elitist sanatçıları desteklemeye devam ettiğini" söyleyenler hiç de az değil.

Bana kalırsa bütün bunlar baştan sona yanlış fikirler...

Birincisi, "Nerede bizim kültür ve sanat insanlarımız" sorusu abes bir sorudur. Zira neredeyse oradadır. Ne kadarsa, o kadardır. Ne kadar ürettiyse o kadar üretebilmiş demektir. Bir toplumun kültür ve sanat üretiminin az ya da çok oluşu komplolarla açıklanamaz. Sanatçıları iktidarlar üretmez; toplum üretir. İktidarların "kendi" sanatçılarını yetiştirmek gibi bir görevi olmadığı gibi arayışı da olmamalıdır. Bu arayış, "sahibinin sesi" arayışıdır ki sanatın ölümü demektir. Devletin de sanatı ve sanatçıları sübvanse etmek diye bir misyonu yoktur, olmamalıdır. Diğer bütün üreticiler gibi sanatçılar da kendi imkânlarıyla kendileri üretirler. Serbest piyasada müşteri bulurlarsa da ayakta kalırlar. Eğer bugüne kadar muhafazakâr bir sanat camiası doğamamışsa, bunun sebebi devlet desteğinin olmayışında değil, başka yerlerde, muhafazakârlığın kendi içinde aranmalıdır.

Aslına bakarsanız, "Sanata destek olmak devletin görevidir" anlayışının bütün yaygınlığına rağmen, devletin bu ülkede sanata verdiği destek hep devede kulak kaldı. Sol ideoloji uzun yıllar boyunca ülkenin kültür ve sanat hayatı üzerinde ideolojik bir hegemonya kurabildiyse, bunu iktidardaki siyasi partilerin desteğiyle kurmadı, toplumun kültür ve sanat ürünlerini tüketen kesimlerinin genellikle "sol tandanslı" olmasından aldığı maddi manevi destekle kurdu.

Ama artık işler değişiyor. Sol ideoloji ve kültür uzun zamandır o kadar kabız, o kadar çorak ki, bu çorak topraklardan yaratıcı sanat eserleri çıkması gitgide daha zorlaşıyor. Buna karşılık, son yıllarda büyük bir canlanma içinde olan liberal- muhafazakâr fikir dünyası, kültür-sanat üretimi için son derece verimli bir habitat haline geliyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums