- 12.03.2013 00:00
Ömür boyu içinizde taşıdığınız, varlığını bile fark etmediğiniz bir organın ne kadar değerli olduğunu ancak onu beklerken anlayabilirsiniz.
Türkiye yıllardır organ bağışı sayısını yükseltmek için çareler arıyor. Ve ben de yıllardır bu konuda çözüm olabilecek bir yöntemi yazıp duruyorum.
Dün, Sağlık Bakanlığı'nın bağışı artırmak için geliştirdiği son formül basında yer aldı. Buna göre organ bağışı vasiyet şeklinde yapılacakmış. Hayattayken organlarını bağışlamak isteyenler için vasiyetname şeklinde düzenlenecek bağış formu Sağlık Bakanlığı'nın sistemine işlenecek, böylece ölümü halinde ailesinin onayını alma zorunluluğu ortadan kalkacakmış.
Zira şu anki uygulamada, kişi sağlığında organlarını bağışlasa bile, öldükten sonra organların alınabilmesi için ailesinin onayı gerekiyor. Aile, kimi zaman ölen kişinin organ bağışı yaptığını bilmediği, kart da üstünden çıkmadığı için, izin vermekte tereddüt ediyor.
Bir iki ay içinde uygulamaya geçeceği söylenen bu yeni yöntem bağış miktarını belki bir miktar artırabilir. Ama sadece küçük bir miktar...
Oysa, organ bağışında patlama yaratacak bir başka yöntem var ama nedense gelip geçen sağlık bakanlarından hiçbiri şahsen benim 15-20 yıldır yazıp durduğum basit bir prosedür değişikliğini yapmıyor.
Nedir bu?
Organ bağışlamak isteyenlerin bağış kartı taşıması yerine, istemeyenlerin organ nakline izin vermediklerini belirten bir kart taşıması... Ne para ne pul ne teknolojik bir ilerleme, hiçbir şey istemeyen ama sorunu neredeyse tamamen çözen bir tedbir...
Çözümün anahtarı aktif değil, pasif tutum
Bir an için hepimizin birden ölümden sonra vücudumuza ne yapılacağını serbest irademizle tartışmaya başladığımızı düşünün. İnsanların geceleri yataklarına girince, acaba yakılsam mı, toprağa mı verilsem, mumyalansam mı, yoksa denize mi atılsam diye kafa yorduklarını hayal edin... Ne korkunç geceler yaşardık, öyle değil mi?
Neyse ki, dini ritüeller bizi böyle tatsız konularda kafa yormaktan kurtarıyor.
Peki, organ nakli konusunda da böyle bir gelenek oluşturulamaz mı?
Oluşturulabilir ve oluşturulmalı...
Bence insanlar ne kendileri ne de yakınları hakkında organ bağışı kararı vermek zorunda bırakılmalı. İşin biraz kolayına kaçılmalı ve her şey sessiz sedasız, otomatiğe bağlanmış bir biçimde, kendiliğinden olup bitmeli...
Organ bağışını artırmak istiyorsak, insanların aktif değil pasif tutum almalarını yeterli kılacak bir düzenleme getirmeliyiz. İnsanlar, "benimkini al" diyemiyorsa, "alma" dememelerini yeterli sayabiliriz.
Ben çoğunluğun böyle bir emrivakiyi beklediğinden eminim.
Daha somut ifade edecek olursak, aksini belirten bir belge taşımadığı sürece bütün insanların, ölümleri halinde organlarını bağışlamayı kabul ettiğini varsayan bir yasal düzenleme, sorunu gerçekten çözecektir. Böyle bir yasal düzenleme yapılırsa, organ bağışına dinsel ya da duygusal nedenlerle karşı olanlar belgelerini yanlarında taşırlar ve istemedikleri bir uygulamadan kurtulmuş olurlar. Ama, sağlığında "olur"demeye içi dayanmayan büyük çoğunluğun da aslında istediği olmuş olur.
İşte bu kadar basit... Ama hâlâ yapılmıyor. Ve bu arada binlerce insan organ bekleme kuyruğunda ölüp gidiyor
.
Dün, Sağlık Bakanlığı'nın bağışı artırmak için geliştirdiği son formül basında yer aldı. Buna göre organ bağışı vasiyet şeklinde yapılacakmış. Hayattayken organlarını bağışlamak isteyenler için vasiyetname şeklinde düzenlenecek bağış formu Sağlık Bakanlığı'nın sistemine işlenecek, böylece ölümü halinde ailesinin onayını alma zorunluluğu ortadan kalkacakmış.
Zira şu anki uygulamada, kişi sağlığında organlarını bağışlasa bile, öldükten sonra organların alınabilmesi için ailesinin onayı gerekiyor. Aile, kimi zaman ölen kişinin organ bağışı yaptığını bilmediği, kart da üstünden çıkmadığı için, izin vermekte tereddüt ediyor.
Bir iki ay içinde uygulamaya geçeceği söylenen bu yeni yöntem bağış miktarını belki bir miktar artırabilir. Ama sadece küçük bir miktar...
Oysa, organ bağışında patlama yaratacak bir başka yöntem var ama nedense gelip geçen sağlık bakanlarından hiçbiri şahsen benim 15-20 yıldır yazıp durduğum basit bir prosedür değişikliğini yapmıyor.
Nedir bu?
Organ bağışlamak isteyenlerin bağış kartı taşıması yerine, istemeyenlerin organ nakline izin vermediklerini belirten bir kart taşıması... Ne para ne pul ne teknolojik bir ilerleme, hiçbir şey istemeyen ama sorunu neredeyse tamamen çözen bir tedbir...
Çözümün anahtarı aktif değil, pasif tutum
Bir an için hepimizin birden ölümden sonra vücudumuza ne yapılacağını serbest irademizle tartışmaya başladığımızı düşünün. İnsanların geceleri yataklarına girince, acaba yakılsam mı, toprağa mı verilsem, mumyalansam mı, yoksa denize mi atılsam diye kafa yorduklarını hayal edin... Ne korkunç geceler yaşardık, öyle değil mi?
Neyse ki, dini ritüeller bizi böyle tatsız konularda kafa yormaktan kurtarıyor.
Peki, organ nakli konusunda da böyle bir gelenek oluşturulamaz mı?
Oluşturulabilir ve oluşturulmalı...
Bence insanlar ne kendileri ne de yakınları hakkında organ bağışı kararı vermek zorunda bırakılmalı. İşin biraz kolayına kaçılmalı ve her şey sessiz sedasız, otomatiğe bağlanmış bir biçimde, kendiliğinden olup bitmeli...
Organ bağışını artırmak istiyorsak, insanların aktif değil pasif tutum almalarını yeterli kılacak bir düzenleme getirmeliyiz. İnsanlar, "benimkini al" diyemiyorsa, "alma" dememelerini yeterli sayabiliriz.
Ben çoğunluğun böyle bir emrivakiyi beklediğinden eminim.
Daha somut ifade edecek olursak, aksini belirten bir belge taşımadığı sürece bütün insanların, ölümleri halinde organlarını bağışlamayı kabul ettiğini varsayan bir yasal düzenleme, sorunu gerçekten çözecektir. Böyle bir yasal düzenleme yapılırsa, organ bağışına dinsel ya da duygusal nedenlerle karşı olanlar belgelerini yanlarında taşırlar ve istemedikleri bir uygulamadan kurtulmuş olurlar. Ama, sağlığında "olur"demeye içi dayanmayan büyük çoğunluğun da aslında istediği olmuş olur.
İşte bu kadar basit... Ama hâlâ yapılmıyor. Ve bu arada binlerce insan organ bekleme kuyruğunda ölüp gidiyor
.
Yorum Yap