Böler mi, birleştirir mi?

  • 22.10.2012 00:00

 Benzetmede hata olmaz ya, gelin bir benzetmeyle başlayalım:

 
Baba, malının mülkünün kendine yetecek kadarını alıkoyup geri kalanını çocukları arasında paylaştırmak istiyor. Bunu yapması, çoktan erişkin olmuş ama bir türlü ayaklarının üzerinde durmayı başaramamış olan çocuklarını daha güçlü, daha kişilikli, daha mutlu yapacak. Onların hayatlarını bir an önce düzene koyup özgüvenle ilerlemelerini sağlayacak.

Ancak bakıyorsunuz, çocukların çoğu "Olmaz böyle şey" diye öfkeyle ayağa kalkıyor.
Nedenmiş?

Çünkü kardeşlerden birinin gaddar mı gaddar, despot mu despot bir eşi varmış. Eş değil, bir diktatör! Aile bireylerine hiç söz hakkı tanımaz; döver, söver; ellerindekini avuçlarındakini alırmış. Eğer mallar paylaşılırsa, yine aynı şey olacak, despota gün doğacakmış.

Şimdi sorarım size; böyle bir tablo karşısında, "despot" nemalanmasın diye bütün çocukları ve ailelerini güçsüz ve iradesiz bırakmak mı gerekir; yoksa o ezilen kardeşin ezilmekten kurtulması için çareler düşünmek mi?
O ezilen kardeşin, eline geçen yeni imkânlarla tepesindeki despottan kurtulmak için daha güçlü bir pozisyona gelebileceği; bu gücü despotu başından defetmek için kullanabileceği ihtimalini sıfır saymak; bu güvensizlik, bu küçümseme, en azından o kardeşe yapılmış büyük bir hakaret değil mi?

"PKK yeni üsler kazanır" korkusu

Türkiye günlerdir buna benzer bir tartışma yaşıyor.
Yeni Büyükşehir Belediyeleri Yasası hakkında yapılan tartışmalarda bazılarının asıl itirazı bu yasanın bölgesel özerkliği fiilen hayata geçirerek PKK'yı güçlendireceği... "Aman sakın yerel yönetimleri güçlendirmeyelim, sonra PKK-KCK güçlenir, tıpkı Diyarbakır gibi bölgede başka belediyelere de hâkim olur, yeni 'üs'ler kazanır" diyorlar. Ve bu gerekçeyle, bölge halklarının bulundukları bölgenin yönetimi hakkında daha çok söz ve karar sahibi olmasına karşı çıkıyorlar.

Oysa bir ihtimal daha var: Bir yandan yerel yönetim reformuyla bölge halkının yönetime katılım olanakları artırılırken, bir yandan da belediye bütçesinden PKK'ya para aktarılmasının, PKK'lı belediyelerin zorla haraç toplamasının, kepenk kapattırmasının önüne geçmesi; Kürtler'in iradesi üzerindeki PKK baskısının yok edilmesi, halkın hür iradesinin ortaya çıkmasının sağlaması... Sorarım size; bütün bunlar zaten devletin temel görevi değil mi? Ve devlet bu görevini şu anda hakkınca yapamıyor diye, halkı yönetime katılmaktan menetmek, devletin kendi zaafı yüzünden halkı cezalandırmak olmuyor mu?

Eğer devlet bölgedeki PKK hegemonyasına karşı bir özgürlük-güvenlik ortamı sağlayabilirse, bölge halkı zaten seçme özgürlüğünü kullanarak belediye yönetimini PKK üssüne dönüştürenleri alaşağı etmeyi de bilecektir.

Üniter yapı elden gider mi?

Eğer terörün panzehiri demokrasiyse, eğer buna gerçekten inanıyorsak, bölgede yaşayan Kürtler'in kendi bölgelerinde yönetime daha çok katılmalarına imkân verilmesinin, PKK'nın özerk bölge ya da bağımsız devlet taleplerini daha da açığa düşüreceğini nasıl oluyor da göremiyoruz?

Etkili bir yerel yönetim reformu gerçekleşirse (gerçi tartışılan yasanın bunu ne kadar gerçekleştireceğini henüz tam olarak bilemiyoruz ama) Kürtler PKK'ya dönüp, "İşte yerinden yönetim büyük oranda gerçekleşti, daha ne istiyorsunuz" demeyecekler mi? PKK'nın korkusundan bunu yüksek sesle söyleyemeseler bile, böyle düşünüp terör örgütünden daha da uzaklaşmayacaklar mı?

Ama bunun tersi olursa; yani bu ülke PKK korkusundan yerel yönetimleri güçlendirmezse, o zaman da PKK Kürtler'e dönüp; "Bakın sırf bu bölgede sizler yönetime katılmayın diye bütün Türkiye'de yerel yönetimleri güçlendirmekten vazgeçtiler" diye propaganda yapmayacak mı?

Ben öteden beri, etkili bir yerel yönetim reformunun Kürtler'le gönüllü bir birlik içinde bir arada yaşayabilmek için önemli bir araç olabileceğini yazıp duruyorum. Ayrıca son zamanlarda böyle bir reformun "tam zamanı" olduğunu da vurguluyorum.

Zira, Irak'ta işgal sonrası oluşn özerk Kürt Bölgesi'nin ardından şimdi Suriye'de özerk bir Kürt bölgesinden söz edilmesiyle birlikte "Büyük Kürdistan"ın Türkiye parçasının da koparılması senaryolarının gündemde olduğu bir dönemdeyiz. İşte böyle bir dönemde AK Parti'nin Kürtler'in kendi şehirlerinin yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalarını sağlayacak bir reformu gündeme getirmesi, zaten ayrı devlet projelerine hiçbir zaman sıcak bakmayan geniş Kürt kitleleri son derece olumlu etkileyecektir.

Şu anda tartışılmakta olan yasanın beklediğimiz yerel yönetim yasası olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Çünkü aslolan, kurulan yeni sistemde merkezi yönetimin hangi yetki ve görevlerinin büyükşehir belediyelerine devredileceğidir ve bu nokta henüz belli değil.

Dileyelim de dağ fare doğurmasın. AK Parti, MHP'nin "bölünüyoruz" çığlıklarından ürküp kendi hazırladığı yasayı kendi eliyle kuşa çevirmesin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums