15 Temmuz: Zamanını şaşırmış darbe.. yabancı parmağı.. birleşeceğimiz yerde kavga ediyoruz..

  • 14.07.2017 00:00

  Yıldönümüne 24 saat kalmış 15 Temmuz hain darbe girişiminin, başarısızlığa uğramış olması yanında, bir özelliği daha var: Darbenin başarısız kılınması 250 şehit, 2 bin 193 gaziye mal oldu.

Türkiye çok partili siyasi hayatında (1946 sonrası) doğrudan veya dolaylı askeri müdahaleler yaşadı; kaç hazırlığın hayata geçirilemeden boşa çıkarıldığını bilmiyoruz ve muhtemelen hiçbir zaman da bilemeyeceğiz.

Hepsinin temel özelliği, cana mal olmamasıdır.

Son hain kalkışma işte bu yönüyle diğerlerinden ayrılıyor.

Desperado kalkışması

Önemli mi bu? Hem de çok önemli. En başta, darbeyi planlayan, taşlarını döşeyen, saati geldiğinde emrindeki askerleri harekete geçiren kadronun gözü dönmüşlüğünü göstermesi bakımından önemli. Bir tür ‘desperado’kalkışması bu.

Aradan geçen 364 günde ortaya dökülen bilgilerden anlaşılan, darbe girişimine, ilk yapılacak Yüksek Askerî Şura (YAŞ) toplantısında geniş çaplı tasfiyeler yaşanacağı beklentisi âciliyet kazandırmış; sadece o gece darbe saati öne çekilmemiş, aslına bakılırsa çok daha sonraları için planlanan darbe, tasfiye korkusu yüzünden, aylar –belki de yıllar– öncesine alınmış…

Başarısız olmasında bunun etkisi muhakkak var.

İcraat için belirlenmiş esas tarih beklenmiş olsaydı sonucun fazla farklı olmayabileceği düşünülebilir. Kendini tankların önüne atmaya hazır millet… Gözü kanlı sergerdelere dönüşmüş silâh arkadaşlarına karşı çıkmayı göze alabilen bir Türk Silahlı Kuvvetleri camiası… Ve teslim olmak yerine ölmeyi umursamayarak direnmeyi yeğlemiş bir siyasi liderlik olduğu müddetçe darbelerin başarıya ulaşması neredeyse imkânsızdır.

İmkânı olmadığını 15 Temmuz gecesi gördük.

Kalkışmanın en büyük mirası bu özelliğinden çıkarılabilir: 15 Temmuz girişiminin başarısız olması, benzer niyetlere sahip, demokrasiye müdahaleyi düşünebilecek silahlı güçleri böyle bir maceradan vazgeçirmeyi sağlayacaktır.

Pabucun pahalı olduğunu herkese gösterdi 15 Temmuz.

‘Yabancı parmağı’

Darbe girişimine ‘dost’ bildiğimiz bazı ülkelerin şaşkın tepkiler vermesi girişimde ‘yabancı parmağı’ ihtimalini gündeme taşıdı. ABD kınamada hayli gecikti; Avrupa’nın belli başlı ülkeleri de darbe girişimini ciddiye almakta zorlanıyor.

‘Yabancı parmağı’ darbelerde hep söz konusudur. Belli başkentlerden onay alınmadan darbe yapılmaz, yapılamaz diye bilinir.

Latin Amerika’da ülkeler 1950’lerden başlayarak birer birer darbelere muhatap oldular ve askeri yönetimlere geçildi. Darbeci subayların ABD’de eğitim gördükleri biliniyor.

Bizde de 27 Mayıs 1960’la kapısı aralanan bütün askeri müdahalelerde haklı olarak ‘yabancı parmağı’ aranmıştır.

‘Post-modern darbe’ adı verilmiş 28 Şubat’ın (1997), askerlerin yönetime el koymadan istedikleri sonucu almaları biçiminde gerçekleşmesi, bir yarı-darbe halinde kalması, Beyaz Saray ve ABD dışişleri bakanlığının Pentagon’a bu yolda izin vermemesi yüzündendir.

Aslında 28 Şubat’ta da amaçlanan yönetime el koymaktı; ABD buna izin vermediği için yarım kaldı o darbe.

Bir yıl önce yaşanan kalkışmada ‘yabancı parmağı’ aranması yadırganmamalıdır.

Yabancı ülkelerin 16 Temmuz sabahından itibaren şaşkınları oynamasının sebebini tahmin etmek zor değil: Muhtemelen Türkiye’de bir hareketlenme olmasını bekliyorlardı; ancak 15 Temmuz tarihinde değil de daha ileri bir tarihte olmasını…

Tabii bir de şu gerçek var: Yabancılar hiçbir darbeyle kendileri arasında ilinti kurulmasını istemezler; darbe girişimi başarısız olmuşsa hiç istemezler.

Yapılanda ‘yabancı parmağı’ bulunduğu kuşkusu bize o ülkelere karşı kullanılabilecek moral üstünlük sağladığı halde, doğrudan suçlamalar ve gereksiz uygulamalarla bunu heba ettiğimizi görüyor ve üzülüyorum.

Darbe girişimi sonrasında Türkiye, öncesinden daha kimsesiz ve yalnız bir görüntüye sürüklendiyse, bunun sebebi, ‘yabancı parmağı’ kuşkusunu nasıl kullanacağımızı bilemememizdir. Büyük bir fırsatı bu yüzden kaçırdığımız gibi, tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar yalnızlaştık da.

Darbe komisyonu kavga komisyonu oldu

Meclis’in darbe girişimini araştırması için oluşturduğu komisyonun raporu, komisyona üye vermiş partiler arasında söz düellosuna dönüştü.

Büyük bir talihsizlik bu.

Darbeler konusunun hafife alınmasına yol açacak her saptırma talihsizliktir çünkü.

Taraflar.. darbe girişiminin hangi saiklerle mümkün olabildiğini.. böyle bir ‘desperado’eylemine hazırlanan kadroların nasıl yönlendirildiğini.. darbenin boşa çıkartılmasında hangi âmillerin rol oynadığını.. girişime katılan ve kendi halkına silah çekebilen insanları neyin motive ettiğini.. varlığı hemen fark edilen ‘dini grup’ yönlendirmesinin boyutlarını derinlemesine araştıracak yerde…

Birbirlerini suçlamayı tercih etmiş görünüyor.

Kavgaya bakınca, iki tarafın da birbirlerini ‘darbeci’ veya hiç değilse ‘darbeye teşne’ olmakla suçladıkları görülüyor.

Olacak şey değil.

Meclis’te kurulan, bir araştırma komisyonu idi, mümkünse konuyu daha geniş açılardan ele almayı ve sonuç doğurmayı getirecek bir soruşturma komisyonu kurulmalı ve 15 Temmuz hain darbe girişimi bütün yönleriyle sergilenmelidir.

Bir daha o tür maceralara kalkışılmaması için de bu elzem.

Araştırma kavga doğurduğu için, o tespitlere dayalı uygulamalar da toplumu geriyor.

Nasıl oluyor da, darbecilerin iktidarı ve muhalefetiyle bütün siyaset kurumunu hedef aldığı gerçeği ıskalanabiliyor, hayret.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums