AKP medyası içi tartışmada.. kim kazandı.. kim kaybetti..

  • 4.02.2017 00:00

  Hindistan’dan dönüş yolunda, kendisine yöneltilen, ‘AK Parti’yi destekleyen yazarlar arasında başlayan tartışmalar’ konusundaki soruya cevap verirken.. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan.. ne dedi, önce söylediklerini okuyalım: 

“İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor’ deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır.

“Ama bazıları işi tamamen şirazesinden çıkardı. İşi, kendi belirledikleri çerçevede kalan insanları ‘doğru’, onun dışındakileri de ‘yanlış’ addetme noktasına getirdiler. Onların da böyle bir hakları yok, benim de yok.”

Ne anladınız siz bu sözlerden?

İki taraf da haklıysa…

Soruyu siz okurlara soruyorum, ama aslında, dün gün boyu ve bu sabah erken saatlere kadar, vaktimi, tartıştıkları konu hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hakem yapacaklarını açıklayan iktidar medyasının kılıçlaşmış kalemlerinin görüşlerini merak ederek geçirdim.

Vardığım sonuç şu: İki taraf da Cumhurbaşkanı’nın kendilerine hak verdiği görüşündeler…

İtiraz edecek değilim. Gerçekten de, “Erdoğan İslâmcıdır, yeniden başına döndüğü parti de İslâmcı kimliğe sahip olmalıdır” diyen varsa –ki var– onları yanlışlıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan; buna karşılık kendilerini racon kesme mercii olarak görenleri ‘haksız’ bulduğunu da söylüyor…

Tartışmanın iki tarafı da ‘haksız’ bulununca.. taraflar kendilerini ‘haklı’ görebilir…

Veya şöyle de diyebiliriz: Tartışma böylece iki tarafın da “Biz kazandık” diyemeyeceği biçimde kapanmış oluyor…

Öyle mi?

Hayır, öyle değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri partisi içine dönük bir mesaj olsaydı tartışma kapanırdı.

AK Parti için doğru olan gazeteciler için yanlış olabilir

Bir siyasi parti ‘tekke’, partililer de ‘mürit’ değildir; AK Parti’ye iktidar olsun diye, Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçmek üzere oy veren.. anayasa referandumunda sistem değişikliği için ‘Evet’ oyu kullanan vatandaşlar.. seçmenlerin yarısı.. her eğilimden insanı içinde barındıran bir kitle…

“Böyle de kalmalı” diyor AK Partililere, yeniden partisinin başına geçmeye hazırlanan Tayyip Erdoğan

AK Parti’ye dönük mesaj olarak algılandığında doğruluğu kuşkusuz o sözler.. medya içinden birilerine dönük olduğu için.. üzerinde durulmayı.. ve tartışmayı bir sonraki aşamaya taşımayı hak ediyor…

Medya-siyaset ilişkisine…

Gazeteci-parti ilişkisine…

Kuşkusuz, siyaset, özellikle Türkiye gibi ülkelerde herkesi kuşatıyor. 24 saat siyaset konuşulan bir ülke bizimki. Ekranlarında durmaksızın siyasi konuların tartışıldığı onlarca haber kanalı var ve bu sayı dünyada herhalde bir rekor…

Elbette gazeteci de gazeteler de bu kuşatmada yerlerini alacaklar…

Ne kadar?

Mesleğin, gazetecilik mesleğinin, izin verdiği kadar…

Partileri, siyasi çizgisini, siyasilerin tavırlarını savunabilir veya hoşlanmadıklarını eleştirebilir bir gazeteci.. doğrularını ve yanlışlarını sergiler.. ancak bunu ‘partizan’ olarak yapmaz.. okurlarını aydınlatmak amacıyla yapar…

Bundan ötesi propagandaya girer çünkü…

Daha da ötesi gazeteciyi mahçup edecek yanlışlıklara sürükler çünkü…

Siyaset kaypak bir alandır; ilkeleri belli katı bir ideoloji adına yapılıyor olsa bile, siyasette ‘doğrular’ ile ‘yanlışlar’ muğlaktır, gereğine göre değişebilir. “Dün dündür, bugün ise bugün” anlayışı tek bir politikacının (Süleyman Demirel’in) ağzından çıkmış olsa bile, siyaset alanı içerisinde yer alan her kişinin ağzına yakışır.

Gazeteci de siyasetteki değişen dengelerle birlikte değişecek midir?

Mesleki ilkeler buna izin verir mi?

‘Partizan gazeteciler’ için bu sorunun cevabı bellidir; ama onları bekleyen de bir soru var: ‘Partizan gazeteci’ye ‘gazeteci’ denir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soruya cevap verirken kullandığı ‘sırat-ı müstakim’ terimi en fazla ‘gazeteci’ sıfatlı kişiye yakışır; halkı bilgilendirme amaçlı mesleğin erbabının doğrulardan şaşmaması beklenir.

Siyasiler için ise.. öyle bir zorunluluk pek aranmaz…

Dünyada ve ülkede değişen şartlar.. konjonktür.. siyasetçiyi tavrında değişikliğe zorlar…

Meslekler (siyaset ve gazetecilik) arasında çıkar çelişkisi vardır, sizin anlayacağınız…

Bunu görmez veya öyle bir çelişki yokmuş gibi davranır ve siyaset erbabının peşine takılırsanız.. gazetecilik mesleğinin kabul edilir alanının dışına düşersiniz…

Şunu mu demek istedi Cumhurbaşkanı?

Hindistan’dan dönerken.. son tartışmalarla ilgili görüşü sorulduğunda.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gazetecilere verdiği mesajı.. şahsen.. “Herkes konumunu bilsin, siyasiler siyaset yapsın, gazeteciler de kendi mesleklerinin gereğini yerine getirsin” uyarısı olarak okudum.

Kendisi sözlerini tam bu amaçla söylememiş olsa bile…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums