- 8.10.2014 00:00
Maalesef bu şehir 20 yılda nüfusu beşe katlamış duruma geldi. Kimin nerden geldiği belli olmayan bir insan yığınına dönüştü.Öyle ki bu tür vakalarda bu faili meçhullerin direktifleri nereden aldığını bilmiyoruz ama kenti yaşanmaz hale getiriyorlar. Kimi yalancı, dolandırıcı da hadiseyi “Hizbüllah halka saldırıyor” kocaman yalanıyla örtbas etmek istiyor.
Eyyyy,
Meslek Odaları başkanları,
DTK’ın Eş başkanları,
İslami STK platformu başkanları,
AZADİ hareketinin öncüleri,
Mana aleminin dinamikleri,
Medrese Seydaları,
Tüm Siyasi Parti İl Yönetimleri
Bu şehrin akil adamları, bu şehri ucu nereye dayandığı bilemediğimiz kimselere bırakmayın! tarih sizi af etmez.
Haykırışla sizi davet ediyorum, başka Diyarbakır’ımız yok, bu şehri meçhul ellere bırakma gibi bir lüksümüz yok, yarından tez yok bir araya gelin.
Diyarbakır’ın renkleri arasında bir insanlık bağı ve karşılıklı saygıyı oluşturalım.
“el elin eşeğini türkü söyleyerek ararmış” memleketinizi ellerin elinden alın.
Yarından tez yok birbirinize barış eli uzatın, ölenler için ortak bir taziye çadırı kurun. Bir birinize kucak açın. Bakın memlekette karşılıklı bir savaş çıkarsa meydan namuslu Kürtler dışında kalan çakallara kalacak haberiniz olsun. Dinimiz de dünyamız da harap olacak!..
Bu tepkiler güya hükümeteymiş, empati yapın hükümetin başı olsanız ne yapardınız. Ben bir Kürt vatandaş olarak hükümetin tavrını, duruşunu makul buluyorum, bu süreçte sadece Kobani Kürtlerine sınırı açmasaydı Hükümeti eleştirirdim, şükürler olsun o hataya düşmedi. Birileri Hükümetten savaşmayı bekliyor, yapmayın, etmeyin bunun mümkün olmadığını aklı selim sahibi herkes biliyor. Bu talepte bulunan insanların amacını da anlamakta zorlanıyorum.
Eğer Cumartesi gününe kadar bir araya gelmezseniz Diyarbakır küçük Millet Meclisi(DkMM)’ye buyurun geleceğimizi beraber düşünelim, hiç kimse diğerinden fazla bu şehirde yaşama hakkına sahip değildir.
Üstelik birilerinin Amedi Kürdistan yapma yerine Küfristan yapma gibi bir niyeti varsa arada kayıp olsun, Onun Diyarbakır’da yaşamaya hiç hakkı yok.
Şimdi bir Diyarbakırlı olarak soruyorum Sayın Selahattin Demirtaş birilerini sokağa davet ettin ama benden can gitti, Diyarbakır’dan can gitti Kürdistan’da canlar gitti, şimdi ben bunun hesabını kimden sorayım. Sen yarın Elazığ’da bile yaşamaz Avrupa’nın bir kentine kaçarsın, ama ben bu insanlarımın derdiyle iç içe öleceğim. Bana bir yol göster ben kimden hesap sorayım. Halbuki ben ilk gece lamba “yak söndür” protestosuna bizzat katılmıştım.
Ne de olsa ben Mümin bir Kürdüm birileri için potansiyel tehlike sayılıyorum değil mi? Hele Diyarbakır’lım birilerinin ne kadar İslam ve iman, namus ve ırz düşmanı olduğunu bir bilse, ikinci “Sütçü İmam Vakası” Amed’de yaşanır ama ne çare. Münafıklık varken ne diye maskesini düşürsün. Yüzünü gizlemek varken ne diye kendini deşifre etsin değil mi?
Hey havar!
Ey Diyarbakırlılar gelin Diyarbakırlıları Kürdistan ya da Küfristan arasında tercih yapmasını isteyen soyu karanlık kimselere bırakmayalım Kürtlüğümüz de iman ve edebimiz de bize lazım, ikisinden de şikayetimiz yok. Dini olmayan bir topluluğun kanı üç kuruşluktur, onun için öyle bir topluluk da yoktur. Tek tük dinsiz bireyler vardır.
Allah tüm namuslu Kürtleri korusun, amin.
Yorum Yap