- 16.10.2013 00:00
Çözüm süreci başlayalı Anadolu bir bütün olarak günbegün adapte olmaya çalışırken Cizre ilçemizde ilginç şeyler oluyor. Hayırlı bir adımdan hemen sonra Cizre’de kontrolsüz bir kargaşa, toz dumana karışıyor. Etkili yetkili kimseler de illegal örgütlerin işi deyip sorunu geçiştirmeye çalışıyorlar.
İşin ilginç tarafı bu süreçte bu olaylar öyle aykırı ve akıl almazdır ki bu olayları kimse sahiplenmiyor. Kandil üstlenmiyor, BDP lanetliyor, yetkililer muamma yorum ve değerlendirmelerle geçiştiriyorlar. Peki sonuç hursan ve mutsuzluk, zarar ve huzursuzluk. Daha ilk günden kimi bedbaht herifler sanal dünyada kıyameti kopardılar; vay efendim düzenli birlik kurdular, yok efendim Cizre düştü, ilçe PKK’nin kontrolünde bilmem ne, şükürler olsun ki tutmadı. Derken sorunlar devam etti haftada kaç kere sıkıntı yaşanıyor bilemem, benim bildiğim Cizre’de bir sorun var, bunu çözmek de parlamentonun işi, çünkü parlamento süreçle ilgili bir çözüm komisyonu kurmuş, bu tür hadiseleri analiz edip anlamak, kavramak, bu tür lokal hadiseler için çare çözüm üretmek de bu komisyonun işi olsa gerek. Hele bu son hadise yenilir yutulur gibi değil kocaman bir çarşı Bayram arifesinde yakıldı, hayret verici, iç yakıcı bir olay hem de Demokratik Paketin açıklamasından hemen sonra!..
Çözüm komisyonu diğer komisyonlara benzemez/benzememeli, hani diyorlar ya;-bir işi ta’luq etmek istiyorsanız komisyona havale edin diye.Bu çözüm komisyonu aktif olmak durumunda, dört gözle, sorunu sorunları fark etmeli, mercek altına almalı, yüz yüze taraflardan öz ve taze bilgiler alarak tahlil edip Meclise, Hükümete rapor hazırlamalıdır.Ayrıca bu çalışmalar maksimum 15 günü geçmemelidir.Yoksa bu hantal yapı ile sürece katkı yapsın, ivme kazandırsın derken süreci oyalamak için bir aktör konumuna da gelebilir.
Cizre’de sosyal, ekonomik, bilinç ve bilgi düzeyi birbirinden farklı iki kesin yaşıyor ve bu sıkıntılar özellikle varoş kesim tarzı mahallelerden kaynaklanıyorsa bunun bir hikmeti var. Çözüm komisyonu bu kesim insanları dinlemesi lazım. Belki de bunların hayal dünyasında farklı farklı beklentiler var. Belki de kendi içinde hiyerarşik bir örgüt kurmuşlardır ona göre hayata tutunuyorlar. Bunu ortaya çıkarmak çözüm komisyonunun işi olsa gerek.
O zaman bir an evvel çözüm komisyonu Cizre’ye gitmeli Cizre’ye selam vermeli; ne oluyor ne bitiyor Ankara’yı haberdar etmelidir.
Ben, bu kışın bir vesileyle Hakkari’ye gitmiştim, sabah haberlerinde Başbakanın adı geçince kimisi sin kaflı konuşmaya başladı. Ben sözlü müdahalede bulununca hemen yedi kişi etrafımda toplandı, beni tehdit etmeye başladılar.Sen kimin nesisin? Burada ne cesaretle böyle konuşuyorsun dediler. Ben onlardan yarım saat müsaade isteyerek, hayatın hakikatin yüzünü bildiğim kadarıyla onlarla paylaştım. Bana hak verdiler. İnsan bilgileriyle, bildikleriyle yaşamak durumundadır.
Öyleyse Cizre’ye ilgi göstermeli oradaki insanımızı dinlemeliyiz. Diyorum yanlışsam söyleyin.
İletişim, İletişim, iletişim.
Selam ve saygılarımla iyi bayramlar.
Yorum Yap