Çamurun içinde şeffaflaşma

  • 27.02.2014 00:00

 Pislik etrafa saçıldı ve önlenemez bir leke gibi hepimizi içine alarak genişliyor. Pislik yeni değil…

Arkamızda en azından birkaç yüzyılın tortusu ve son yüzyılın sistematik üretimi var. Devletin baş aktör, koordinatör ve uygulayıcısı olduğu bir yozlaşma yapılanması bu. Eskiden üstünü kapalı tutmak mümkündü. Asker ve yargının başını çektiği bürokratik vesayet, gerçeğin istediği bölümünü açık etme yetkisini elde tutmanın yanında, istediği gibi gerçek ‘yaratma’ imtiyazını da hiçbir denetime tabi olmadan kullanmaktaydı. Dolayısıyla gerçeklik sanki bir perde ile ortadan ikiye ayrılmıştı: Bir yanda gerçekte yaşanmakta olanlar, diğer yanda da halkın gerçek diye bilmesi ve inanması gerekenler. Böylece devlet pisliği kendi uhdesine aldı, toplumdan gizledi ve pislikler herkesin çıkarına olarak devlette tekelleşti. Halk bilmemenin verdiği ahmaklığı kendi zihninde bir tür ahlaklılığa dönüştürdü. Devlet pisliğin içine her geçen gün daha da gömülürken, aydınlar bilmemeyi bir kişilik avantajı gibi sunarak kendilerini temiz ve doğru sanmayı sürdürdüler. Hemen herkes bu devletin ne olduğunu, bürokratik iradenin önüne ne tür imkânlar sunduğunu ve hatta bu imkânların nasıl kullanıldığını içgüdüleriyle biliyor, hissediyordu. Ama bilmemek işimize geldi. Çünkü bilmeye çalışmanın, bildiğinizin bilinmesinin bedeli vardı ve kimsenin devletin sahip olduğu pislik zemininde o yapıyla mücadele etme ihtimali yoktu. Bu nedenle toplumun öğrenme şansı bulduğu her gerçek kırıntısı, devlet içindeki hizipleşmenin ve mücadelenin sonucu olarak ortaya çıkan sızmalar sayesinde açığa çıktı. Giderek öğrenilen her gerçekliğin toplumu farkında olmadan pisliğin içine çektiği bir siyasi ortamı kanıksadık, doğal karşıladık.

Cumhuriyet’in kalın duvarlarla devlet sırrı haline getirdiği her türlü yozlaşmış ilişki türü, bugün duvarları delik deşik olmuş bir ağılın iç pisliğinin her taraftan dışa akması biçiminde toplumun damarlarıyla bütünleşiyor. Türkiye, trajik bir ikilemi olduğunu belki de ilk kez bu çıplaklıkla görüyor: Kaçınılmaz olarak demokrasiye doğru gidilirken toplum devleti dönüştürme, bilgi tekelini sivil alana devşirme misyonu ile karşı karşıya. Ne var ki bu devşirme işlemi bizzat toplumu kirletiyor ve onu devletleşmenin cazibesi ile yüzleştiriyor. Vesayet döneminin bitmesi toplumun kendi iradesini siyasete özgürce yansıtmasını ifade etti. Ama aynı zamanda siyasi alanın dışında tutulmuş, çeperde kalmış olan dindar muhafazakâr çoğunluğun önüne iktidar olma, devlet imkânlarını kullanma fırsatı çıkardı. Bu süreçte bürokrasi bir çekim alanına dönüştü, çünkü bu ülkede ‘iktidar’ denen gücün esas sahibi daima bürokrasi oldu. Bilgi üzerinde kurulmuş olan tekel, fişleme, seçme, yönlendirme ve siyaseti dizayn etme açısından bürokrasiye ölçüsüz bir hareket yeteneği sağlamaktaydı. Yargının da tarafsız olmamak bir yana, doğrudan devletin vesayet ayaklarından biri olması, bürokrasinin dokunulmazlığını pekiştiren, onu siyasi denetimin dışında tutan bir yapı sağlamaktaydı. Nitekim parlamento ve sivil toplum bürokraside üretilebilecek senaryoları denetlemek bir yana, onların bilgisine bile ancak sonradan vâkıf olabildi. Sonuç vesayet sonrası kadrolarının bürokratik boşluğa hızla yayılması ve önlerine çıkan iktidara sarılmalarıydı. Bürokratik iktidarın bizatihi kirliliği rahatsız edici bulunmadı… Aksine bu iktidarın getirileri birçoklarının gözlerini boyadı…

Buna teknolojinin sağladığı yeni olanakları, bilgi tekelinin genişletilmesi ve kullanımındaki yenilikleri de eklemek gerek. Dinleme meselesi işin temelinde “yapılabilir olanın yapılmasıdır”. Çoğunlukla ne zaman neye hizmet edeceği bilinmemesine rağmen bilginin toplanması, depolanması, kullanıma hazır edilmesidir. Ama aynı zamanda bu bilgi kişiler ve kurumlar arasında ilişkiler kurmak, ağlar oluşturmak ve bu ağları belirli suçlarla ilişkilendirmek üzere de rahatlıkla kullanılabildi. Daha da ileri gidilerek bilginin oynanması sayesinde gerçek dışı bilgi üretme yoluna sapılabildi. Belki de birçokları için bu bir tür oyundu… İnternette paylaşılan birçok sunumun gerçekte bu türden ‘oynanmış bilgi’ olduğunu biliyoruz. Bilemediğimiz ve tarafsız bir yargıya sahip olmadıkça bilemeyeceğimiz ise, bürokrasi içindeki siyasallaşmış grupların sunduklarının ne denli ‘oynanmış’ olduğu.

Diğer taraftan en azından şunu biliyoruz… Ülkeyi vesayet sonrasına taşıması beklenen kadrolar devletin onlara sunduğu pisliğin dışında kalamadılar. Açığa çıkan yozlaşmanın taşınması zordur… Bütün sonuçlarının peşinen kabul edildiği bir zorunlu şeffaflaşmaya doğru gidiyoruz ve hayırlısı da bu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums