Mesaj basit, ama anlayana

  • 24.03.2013 00:00

 Öcalan'ın Newroz seslenişi siyasi içerik açısından beklendiği gibiydi.

Ne de olsa Başbakan metni bir gün önceden görmüş ve en azından karşı çıkmayacağı bir mesaj olarak değerlendirmişti. Öcalan'ın meseleyi AKP'ye hiç ters gelmeyecek bir vizyonun içine oturtacağı bekleniyordu. Ancak yine de sonuçta böylesine doğal bir ortak dilin oluşması birçok gözlemciye şaşırtıcı gelecektir. Çünkü insanların kafasında İrlanda, İspanya ve Güney Afrika örnekleri var. Ama bu örneklerin temel ortak noktası Türkiye'de mevcut değil. Söz konusu ortak nokta barış görüşmelerinin taraflarından birini oluşturan kimliğin aynı zamanda devletin sahibi olmasıdır. Bu nüansı kavramak için bugün AKP'nin yerinde CHP'nin olduğunu düşünelim. O zaman durum sayılan diğer ülkelere benzeyecekti. Ama Türkiye'de barış görüşmesini yürüten taraflardan hiçbiri, bu sorunları yaratmış olan devletin asli sahibi olan kimliği oluşturmuyor. Türkiye'de Türk ve Kürt kimlikleri barışmıyor… Bu kimlikleri bir kenara koymayı mümkün kılan geniş bir sentezin yeniden inşası üzerinden konuşuluyor ve gelecek de burada aranıyor. Üstelik müzakere eden taraflar bu geniş sentezin gerçekçi olduğuna da inanıyorlar ve bunu pratikte sınamaktalar. Öcalan'ın kaleme aldığı metnin mantığı bu tespit üzerine oturuyor. Yapı taşlarını ise şöyle sıralamak mümkün…

1) Kadim tarih ve coğrafya üzerinden halkların kardeşliği. “Bu büyük medeniyet bu kardeş topluluklar, siyasi baskılarla harici müdahalelerle grupsal çıkarlarla birbirlerine düşürülmeye çalışılmış hakkı, hukuku, eşitliği ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşa edilmeye çalışılmıştır… Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe veya gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa her türlü baskı ve ezilmeye karşı olmuştur… Bugün kadim Anadolu'yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır… Gerçek anlamında, bu kardeşlik hukukunda fetih, inkâr, red, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır.”

2) Modernizmin mahkûm edilmesi. “Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkâr eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır… Kapitalist moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları; halkı bağlamayan dar bir seçkinci iktidar elitinin, tüm tarihi ve de kardeşlik hukukunu inkâr eden çabalarını ifade etmektedir. Günümüzde artık tarihe ve kardeşlik hukukuna ters düştüğü iyice açığa çıkan bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu'nun temel iki stratejik gücü olarak kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum.”

3) Uyanış, bütünleşme ve geleceği inşa etme. “Sömürü rejimleri, baskıcı ve inkârcı anlayışlar artık miadını doldurmuştur… Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz… Bugün Suriye ve Irak Arap Cumhuriyeti'nde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkûm edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurîleri ve Arapları birleşik bir "Milli Dayanışma ve Barış Konferansı" temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya, bilinçlenmeye ve kararlaşmaya çağırıyorum… Bu Newroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Türkmenleri, Asurları, Arapları ve diğer halk topluluklarını da yakılan ateşten kaynaklı özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi öz eşitlik ve özgürlük ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum.”

4) Silahların sınır dışına çıkması ve demokratik siyaset yolunun açılması. “Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor… Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor… Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir… Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler… Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır…”

Öcalan resmi ideolojiyi ve vesayet sistemini mahkûm ederken, halkların hem geçmiş hem de gelecekteki ortaklığını temel alıyor. ‘Milli' olanı ararken millet kelimesini kullanmadığı, halkların çoğulluğunu esas alan ve herkesi yeni bir ufukta buluşmaya davet eden bir çerçeve öneriyor… Bu bağlamda silah bırakma tarih önünde bir teknik detaya dönüşüyor. Bu tasavvur acaba Kemalistlere ve genelde laik kesime bir mesaj veriyor mu?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Palmiye yayınları
    Palmiye yayınları
    10.11.2013 19:09

    Palmiye yayınları olarak gazeteci, yazar, şair arkadaşlarımıza bir imkân sunuyoruz. Destekli yayıncılık kapsamında yazılarınızı kitaba dönüştürebiliriz. Siz yazın biz basalım yayınlayalım. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz. İletişim bilgilerimiz: bilgi@palmiyeyayinlari.com https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari Tel: 0555 2915061-0539 3602045

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums