Artık biz, o bize benzemiyoruz!

  • 28.02.2013 00:00

 Başbakan’ın gündem yaratan ve genellikle tepeden bir üslupla kamuoyuna ‘servis ettiği’ bazı görüşler yorumcuların kafasını karıştırmaya devam ediyor.

Kürtaj, idam, cami, kışla, Şanghay gibi konuların aslında tutarlı bir paket oluşturduğu söylenemez. Belli ki Erdoğan bir yandan kendi kafasındaki ‘yapılması gerekenler’ listesini yavaş yavaş topluma zerk ederek o konuları normalleştiriyor, diğer yandan da atılan bazı adımların yumuşatılmasını sağlayacağını düşündüğü psikolojik zemini oluşturuyor. Ancak bütün bu önermelerin ortak bir tarafı da yok değil: Başbakan kendi kafasındaki çözümlerin gerçekten de en iyileri olduğuna inanıyor, o çözümlere samimi ve coşkulu bir bağlılık gösteriyor ve kendi projelerinin büyüsüne kapılmış olduğunu da gizlemiyor.

Çok kırılgan bir siyasi süreçten geçmeye devam etmesine karşın, bugün ülkenin kendisinden ve tercihlerinden son derece emin olan ve bunları gerçekleştirmeye muktedir gözüken bir Başbakan’ı var. Bu tablo birçoğunun aklına ister istemez Mustafa Kemal dönemini, tek parti iktidarını getiriyor. Erdoğan’ın tek adamlığı ile AKP’nin rakipsizliği birleştiğinde, karşımızda yeni bir tür Kemalizm’in olup olmadığı soruluyor.

Ancak bu sorunun kendisi bugünün Türkiye’sini anlamaktan vazgeçmeyi ima etmekte… Çünkü AKP ve Erdoğan gerçeğini salt bir tutum benzerliği üzerinden Kemalizm’in içine sokmak, bu yeni dinamiğin en önemli üç ayağını, yani zihniyeti, ideolojiyi ve sosyolojiyi aynı anda ıskalamak demek.

Öncelikle Kemalizm, bir zihniyet değil ideoloji. Otoriter zihniyet içinde şekillenmiş bir ideoloji ve otoriterlikle bir biçimde buluşmuş olan başka ideolojilerle benzerlikler göstermesi doğal. Nitekim Türkiye’deki İslami yaklaşımların, AKP’nin ve Başbakan’ın da zihni kurgusu otoriterlikten payını almış durumda. Ancak her otoriter anlayış Kemalizm olmadığı gibi, Kemalizm’in ideolojik olarak tam zıddı noktada duran bir yaklaşım da otoriter olabilir. Ancak mesele İslamiyet üzerine oturan ideolojik tutumlar olduğunda, bunlara asıl rengini verenin ataerkillik olduğunu ve bu zihniyetin otoriterlikten net bir biçimde farklı olduğunu görmekte yarar var. Basitçe söylersek en önemli farklardan biri otoriterliğin ‘insansız’ bir rejim ve sistem tahayyülüne sahip olması, insanı kuralların uydusu haline getirmesidir. Oysa ataerkillik insansız yaşayamaz, ‘doğruların’ insanlar tarafından takdirine muhtaçtır ve iktidarı da insanla ölçer. Bir diğer önemli farklılık otoriterliğin gerçekliği maddi temelde ve doğa yasaları üzerinden algılamasıdır. Buna karşılık ataerkillik açısından gerçeklik manevi bir hiyerarşi üzerinden kendini gerçekleştiren bir iradenin yansımasıdır. Nitekim Kemalizm bu nedenle otoriter, İslami ideolojik yaklaşımlar ise esas olarak ataerkildir.

İdeolojinin kendisine geldiğimizde, Kemalizm’in 5 özelliğinden söz edebiliriz: 1) Devleti bizatihi bir meşruiyet kaynağı olarak görmek ve toplumu tavizsiz biçimde devlete tabi kılmak, 2) Türklüğü bir etnik nitelik olarak tasavvur ederek, gayrimüslimleri dışlayan, Müslümanları ise asimilasyonla devşirmeye tabi tutan bir vatandaşlık anlayışına sahip olmak, 3) Laikliği otoriter zeminde kamusal alanın daraltılması işlevini sağlayacak biçimde tanımlamak, 4) Yönetimle yönetilenler arasında mutlak bir ayrımı gözeten kültürel elitizme yaslanmak ve 5) Hakikati pozitivist bir tek doğrucu bilimselciliğin içinden aramak. İslami ideolojilerin neredeyse hepsi ve AKP’ye ruh veren öğreti ise bütün bu maddelerdeki özelliklerin dışında ve ona karşı bir algıyı ifade ediyor. Dolayısıyla AKP’yi Kemalizm’le bağdaştıran bakışların ideoloji bağlamında bir gerekçesi veya dayanağı da bulunmuyor.

Nihayet ortada çok bariz bir sosyolojik gerçek var… Kemalizm olması gerekenden hareketle toplumu yeniden şekillendirmeye soyunan bir yaklaşımdı ve bu uğurda toplumun içinden bir makbul kimlik ve bir makbul cemaat üretti. Oysa AKP toplumun bizatihi varoluş halinden hareketle, zihnindeki hayalleri hayata yansıtmanın peşinde ve doğrudan o toplumun ürünü. Ama bu, AKP’yi demokrat da yapmıyor. Çünkü onların kafasındaki toplum heterojen olmakla birlikte hiyerarşik… Yani ‘toplum’ derken aslında İslami cemaat kastediliyor ve ‘çözümler’ İslami cemaatin anlam dünyasına ve kabullenme eşiğine göre ayarlanıyor.

Ne var ki demokrat olmamak başka şey, Kemalist olmak başka… Her ikisinde de ‘biz bize benzeriz’ deniyor olabilir ama oradaki ‘biz’ ile buradaki ‘biz’ aynı değil. Her ikisi de alaturka, ama ‘turka’lar arasındaki fark benzerliklerden daha fazla ve asıl belirleyici olan da o fark. e.mahcupyan@zaman.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums