- 17.04.2011 00:00
Taraf gazetesinde yayımlanmakta olan Wikileaks belgelerinde en dikkat çekici hususlardan biri, ABD elçiliğinin etrafındaki haber ve yorum alma ağının genişliği.
Örneğin 1996 yılında, Diyanet İşleri'nden Niyazi Kahveci Refah Partisi'ne olan laik tepkinin, Refah'ın dindar kimliğini meşrulaştırdığını ve laik partilerin bu durumu algılayamadıklarını söylemiş. Nedenini ise şöyle açıklamış: "Nasıl olsun ki? Onlar İslam hakkında hiçbir şey bilmiyorlar." Türkiye siyasetinin herhalde en temel yönlerinden biri bu cehalet... Nitekim laik kesim dindarların anlam dünyasında oluşan tepkileri, değerlendirmeleri ve siyaset okumasını pek anlamıyor.
Wikileaks belgeleri de, askerin içindeki ve askerle hükümet arasındaki gerilimlere ilişkin sağlam bilgi ve analizlere ulaşılabildiğini, ama hükümetlerle tabanları arasındaki uyum veya dindar kesimin iç dinamiğine ilişkin olarak epeyce zorlanıldığını ortaya koyuyor. En ilginç örneklerden biri Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün 26 Mayıs 2003 tarihinde yapmış olduğu 'genç subaylar' açıklamasını konu eden telgraf... ABD elçiliğinin bu olayda temel değerlendirme kaynağı Faruk Demir. Belgede bu kişi "askerî konularda yazan bir gazeteci ve üst rütbeli emekli generallerle yakın ilişkileri olan merkez-sağ siyasetçi" olarak tanıtılmış. Merkeze gönderilen metin, Özkök'ün niyetini geniş ve gerçekçi bir biçimde analiz ediyor. Amacın 'genç subaylar' haberlerinin devamını engellemek, askeriye içinde kutuplaşma olduğu iddialarını reddetmek, Genelkurmay'ın AKP ile 'aynı dalgaboyunda' olmadığını vurgulamak, Genelkurmay'ın mevcut siyasî durumdan 'rahatsızlığını' teyid etmek, Silahlı Kuvvetler'in 'laikçi' mücadelesinin devam edeceğinin altını çizmek, 28 Şubat'ın gerekçeleri devam ettikçe etkilerinin de süreceği uyarısını yapmak ve 'laikçi' değerlere sahip çıkmak için fazla demokrat olduğu suçlamasına yanıt vermek olduğunu maddeler halinde anlatıyor.
Dahası söz konusu belge, yine Faruk Demir'in tespitinden hareketle, Özkök'e karşı olan altı generali sayıyor. Bunlar Yalman, Eruygur, Doğan, Tolon, Türkeri ve Kılınç. Büyükanıt'ın ise 'ikili oynadığı' notu düşülürken, yakın gelecekte bu kişilerin Özkök'e bir muhtıra vermesinin beklendiği belirtilmiş ... Kısacası asker konusunda ABD elçiliğinin bilgi dağarcığı, siyaseti yakından takip eden birçok gazeteciden bile çok daha geniş ve derin.
Öte yandan ABD misyonunun kafasında bu gelişmenin siyasi alanı nasıl etkileyeceği sorusu da var ve doğal olarak yine Faruk Demir'e danışılmış. Yorum şöyle: "Demir bize, Özkök'ün darbe konusunu gündeme getirme biçimiyle, AK Parti hükümetinin performansıyla yaygın ve keskin bir memnuniyetsizliğe neden olması, dolayısıyla da bunun, Erdoğan'ın ve AK Parti'nin Anadolu'daki dayanıklı desteğini eritmeye başlaması olasılığına karşı kapıyı açık bıraktığını vurguladı." Yani Özkök'ün darbeye ilişkin uyarısı, askerin AKP'ye ilişkin memnuniyetsizliğini ifade etmekte ve bu da partinin tabanında çözülmeler yaratabilecek gibi gözükmekte...
Herhalde ABD elçiliği, asker konusunda böylesine bilgili ve keskin bir yorumcunun, topluma ilişkin de aynı yeteneği sergilemesini beklemekteydi ve bu değerlendirmeyi de gerçekçi buldu. Ama belki de kafalarının bir yerinde ta 1996'dan, Niyazi Kahveci'den kalan bir uyarı vardı... Nitekim telgraf şöyle devam ediyor: "Bazıları, Özkök'ün konumunun zayıfladığını, ya da daha geniş anlamıyla, askeriyenin siyasetçilere ve kamuoyuna gözdağı verme imkanının azaldığını söylüyor." Anlaşılan bu 'bazıları' isim verilecek kadar önemli kişiler değiller ama yine de zikretmeden geçilemeyecek bir uyarı yapmışlar. Bilgi notu devam ediyor: "Bu... yorumu, bu tartışmanın tam demokrasi ve sivil denetime giden yolda kararlı bir dönüm noktası olmasını umduğunu söyleyen önde gelen bir ham petrol ve pekmez nakliyatçısından işittik."
Yani bir uzman ya da büyük burjuvazimizin bir üyesi değil... sıradan bir işadamı. Adını vermek bile gerekmemiş. Ama hem toplumu doğru okumuş, hem de demokrasi eksenli bir bakış ortaya koymuş. Elçilik belki gereken dersi almıştır: Türkiye'de devleti 'bilenler' toplumu tanımayanlardır... Ama toplumu 'bilenler' devleti tanımışlardır.
e.mahcupyan@zaman.com.tr
Yorum Yap