ABD'nin öğrenme süreci

  • 12.04.2011 00:00

Entelektüel dünya, kapitalizmin her küreselleşme döneminde farklı bir oryantalizm ve oksidantalizm türü ile tanışıyor.

Bu iki terim, edebiyattan istihbarata uzanan geniş bir yelpazede Batı ile Doğu'nun birbirini nasıl ötekileştirdiğini irdelemek üzere kullanılıyor. Ortak yanları, her ikisinde de gerçeklerle duygusal önyargıların birbirine karışması. Her ikisinde de temel dert ötekini anlamak değil, tanımlamak. Buna ötekini aşağılama dürtüsünün cazibesini de eklemek lazım... Böylece ortaya, yapılan gözlemleri nasıl okuyacağını bilmeyen, yüzeysel bir bakış çıkıyor. Doğu ile Batı'nın birbirlerine bakışının en bariz benzerliğinin 'cehalet' olduğunu öne sürmek, sanırım pek yanlış olmaz.

Öte yandan öteki hakkında bilgi edinmek son derece işlevsel bir ihtiyaç. Çünkü dünyamız hiyerarşik bir sistem ve Batı'nın yönetmek için Doğu'yu bilmeye, Doğu'nun ise sisteme adapte olurken direnebilmek için Batı'yı bilmeye ihtiyacı var. Söz konusu ihtiyacı en yoğun olarak hisseden ülke ise muhakkak ki Amerika Birleşik Devletleri. Bir yandan oryantalizmin kaçınılması zor cazibesi altında kalan, öte yandan da gerçekliğin bu değerlendirme biçiminin ötesinde olduğunu kavrayan bir bakış uzunca süredir ABD Dışişleri'ne egemen. Bu nedenle dünyanın her yerindeki ABD elçilik ve konsoloslukları sadece resmi bilgilerin derlenmesiyle yetinmeyip, yerel aktörlerin 'içeriden' gözlem ve yorumlarını da almaya itina gösteriyorlar.

Bu, bir öğrenme süreci... Kimin neyi ne kadar bilebileceğini takdir etmek zaman alıyor. İşin ruhunda kimliksel bir sınırlanma da var: Çünkü herkes içgüdüsel olarak 'kendisine benzeyenle' iletişim kurmaya daha hazırdır ve 'kendisine benzemeyenle' sosyal ilişki kurmanın vereceği rahatsızlıktan kaçar. Buna bize benzeyenlerle aynı dili paylaştığımızı, oysa kimliksel açıdan bizden farklı olanlarla dil sorunu yaşanabileceğini de eklemek lazım. Dolayısıyla Türkiye'deki yabancı misyonlar da esas olarak yıllar boyunca 'kendilerine benzeyenlerle' temas kurdular ve Türkiye'yi onların bakış açısının içinden okudular.

ABD'liler de aynı yolu izlediler. Türkiye'nin değişen dinamiğini anlamak üzere laik kesimden kişilerle sık sık bir araya geldiler. Ne yazık ki Türkiye'nin cemaatçi yapısı, laik kesimin Türkiye'deki değişimi doğru okumasına izin vermiyordu, çünkü söz konusu değişimin dinamiği artık İslami kesimde, yani 'ötekilerdeydi' ve laik kesimin öteki algısı da son derece oryantalistti. Diğer bir deyişle laik kesimin temsilcileri toplumsal dönüşümü anlamadıkları gibi, kafalarındaki 'dindar' imgesinden hareketle hayali bir dünya kurmaktaydılar. Dahası laik kesim on yıllar boyunca siyaseti askere ve yargıya devretmiş olduğu için, siyasetten de pek anlamıyor ama kendisini anlar sanıyordu. Bunun tezahürü olarak, analiz yapmayı bilmeyen, onun yerine siyasetin görüntülerine sıkışıp kalan bir laik inteligensiya türemişti. 'Gözlem' diye yapılanlar, 'öteki' tarafın siyasi liderlerinin sözlerinin yan yana getirilmesinden ve bunlara siyasi anlam atfedilmesinden ibaretti. Bu ise 'öteki' taraftaki toplumsal değişimi daha da ulaşılmaz kılmakta ve sonuçta siyasetin bir cehalet zeminine oturmasını garantilemekteydi. Çünkü Batı'dan epeyce farklı olarak, Doğu'da siyaset henüz tam bir toplumsal temsil yeteneğine sahip değildi. Yani siyasetin görüntülerine bakarak toplumu anlamak imkânsızdı... Yapılması gereken tam tersiydi: Ancak toplumu anladığınız takdirde, siyasetin görüntülerinin anlamına vâkıf olabilirdiniz.

Oysa genelde laik kesimin temsilcileri bunu yapmaktan acizdi ve nitekim başta ABD yetkilileri olmak üzere, yabancı misyonlar yıllarca yanlış değerlendirmelerin içinde boğuşmak durumunda kaldılar. Herhalde son on yıl bu görevlilerin 'gerçeği' öğrenmek için en çok uğraştıkları ve çoğu zaman çaresiz kaldıkları dönem olmuştur.

Yine de bu bir öğrenme süreciydi ve yabancılar bu sürede gerçekten de öğrendiler. Bugünlerde onları kandırmak artık çok daha zor. Muhtemelen laik kesimden kişilerle görüştüklerinde çoğu kez içlerinden epeyce gülüyorlardır. Bu gelişimi Taraf gazetesinde yayımlanmakta olan Wikileaks belgelerinden takip etmek epeyce eğlenceli. Biz de birkaç örneğe bakacağız...

e.mahcupyan@zaman.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)

  • hko
    hko
    20.08.2012 14:21

    sn. altan, güncel gelişmeleri mezkeze alan gazete yazılarınızdaki tutumunuz buradaki "her koşulda ve herseye rağmen puritanlık" iddiasını desteklemiyor. olayları belirsizlikleri, içsel karşıtlıkları daha doğru ifadesi "oldukları" gibi değil; yandaşı olduğunuz bir iddianın gerektirdiği "seçilmiş gerçeklikler" üzerinden gerçekliği çarpıratak yandaşlık kültüne kurban ederek ele alıyorsunuz. bu arada yazınızı okuyup amuda kalkanların topluma maliyeti de sizi hiç ama hiç ırgalamıyor

  • Metin gunes
    Metin gunes
    19.08.2012 11:12

    herkes agac dikebilsin dunyamiz guzel olsun inşaallah. ./

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums