Terör meselesini düşünmek

  • 16.05.2016 00:00

İçinden geçtiğimiz ortamda, günlerde terör üzerine yazı yazmak pek kolay değil ama ben yine de deneyeceğim.

 

Terör hiç ama hiç kuşkusuz bir kamusal bela ve mutlaka aşılmalı.

 

Ama nasıl, ne yapmalı?

 

Bu soruyu doğru bir biçimde tartışmadığımız kanısındayım.

 

Meselenin çok yalın, aleni boyutları var.

 

Bir de, daha girift boyutları var

 

Yalın, aleni olanların başında bir devletin, egemenlik alanı içinde silahlı eylem yapan her kişi ve grupla hukuk devleti kuralları çerçevesinde mücadele etmesinin, yasal güç ve silah kullanarak karşılık vermesinin normal bir zaruret teşkil ettiği.

 

Aklı başında, kalbi yerinde herkes tereddütsüz, amasız hukuk devleti ilkelerini zedelemeden terörle mücadelenin yanındadır.

 

Burada hiçbir tereddüt yok, olmamalıdır.

 

Ancak, temel sorun da, bizde olduğu gibi, burada başlamaktadır.

 

Şayet, terör belasına verilen olağan yanıt yetersiz kalıyorsa ne yapılmalıdır?

 

Toplumsal yani ekonomik, yasal, anayasal, kimliksel önlemlerin bu sürecin olmaz ise olmazları olduğunu hatırlamakta fayda var ama bu önlemler de belirli konjonktürlerde derde deva olamayabiliyorlar.

 

Bu aşamada ilk söyleyeceğim şey alınacak temel hak ve özgürlüklere yönelik önlemlerin zaten terör süreçlerinden tamamen bağımsız bir biçimde ele alınmasının bir devlet ahlakı problemi olduğu gerçeği.

 

Temel hak ve özgürlüklerde evrensel standartların yakalanması süreçlerini terörün bitmesine endeksleme kadar aptalca bir şey düşünülemez.

 

Devlet bu önlemleri terör baskısıyla değil hukuk devleti olduğu için her durumda almalı.

 

Evrensel hukuk devleti ilkelerinin amasız bir biçimde hayata geçirilmesi zaten terör meselesinin toplumsal temelinin önemli bir kısmını ortadan kaldırabilir.

 

Bunlar da derde deva değilse ne yapmalı peki?

 

İlk aklıma gelenle başlayalım.

 

Terör çok pahalı bir süreç, ilk yapılması gereken şey terörü finanse eden paranın peşine düşmek.

 

Paranın, alınan silahların, lojistiğin iki temel kaynağı var.

 

Birincisi; terör örgütlerinin ticaret kökenli geliri.

 

Ticaret derken bakkal amcadan alınan haracı pek kastetmiyorum.

 

Uyuşturucu, plütonyum türü elementler, petrol ticareti ve insan kaçakçılığı yine ilk aklıma gelenler.

 

Bu tür ticaretin söz konusu ülkenin güvenlik güçlerinin tümüyle bilgisi ve hatta kısmi onayı dışında gerçekleşmesi mümkün değil ama bu konu da bizde tabu.

 

Dolayısıyla, devletlerin, diyelim bizim devletin, ilk yapması gereken kendi içini de denetime alması, temizlemesi.

 

Afganistan’dan başlayan uyuşturucu ticareti süreçlerinde bizim topraklarımızın önemini herkes, hepimiz biliyoruz ama bu konuda neden etkin önlem alınamıyor, bizim gibi fanilerin anlaması çok kolay olmuyor bu konuyu.

 

PKK ile mücadele için girilen, taş üstünde taş bırakılmayan Yüksekova’ya geçmişte eroin imalathaneleri için girilse idi, bugün muhtemelen terörle mücadelede daha iyi bir noktada olabilir idik.

 

Terörü finanse eden paranın birinci ama muhtemelen en önemli olmayan kökeni ticaret.

 

Gelelim şimdi terörün daha girift, daha komplike olan boyutuna.

 

Başka devletlerin terör örgütlerine para ya da doğrudan silah temin ettikleri sır değil.

 

Bu konu da bizim ülkemizde yeterince ve etkin bir biçimde konuşulmuyor.

 

Konuşuluyor ise de bu konuşmalar sadece sıradan bir batı karşıtlığının dile getirilmesi düzeyinde oluyor.

 

Büyük devletler terör örgütlerini her yerde bir biçimde finanse ederek denetim, kontrol altında tutuyorlar, en azından tutmak istiyorlar.

 

Bu aşamada ne yapılması gerektiği çok komplike bir konu.

 

Daha önce de yazmış idim, terör, belirli bir oranda, terörün üretildiği ülkeye birilerinin mesajıdır.

 

Terörün bir mesaj olduğunu iyi görmek şart.

 

Bu mesaj küresel bir mesaj da, toplumsal bir büyük sıkıntının dışa vurumu da olabilir.

 

Ama, daha da önemlisi, neden ve kime verildiğini iyi görmek, anlamak.

 

Şayet, devletinizin ekonomik ve askeri gücü size bu mesajı veren devletin ekonomik ve askeri gücünün üzerinde ise, meseleyi başka türlü de halledebilirsiniz.

 

Ama, iddia o ki, bizim ekonomik ve askeri gücümüz bizim devlete bu mesajları veren büyük devletlerin ekonomik ve askeri gücünün altında.

 

Peki o zaman ne yapmak lazım?

 

Yapılması gereken bizden güçlü devletlere bu mesajı neden verdiklerini açıkça, diplomasi ve siyaset kanalları üzerinden sormak ve ne pahasına olursa olsun anlaşmaya çalışmak.

 

Bu noktada bir standart fayda maliyet analizi yapıp, egemenlik haklarınızdan kısmi taviz mi, yoksa terörle birlikte mi yaşamak mı daha anlamlı, bu sorunun yanıtını vermeniz gerekiyor.

 

Büyük devlet(ler)in bir biçimde destek verdiği, sizin kendi olanaklarınızla aşamadığınız ve bir türlü sonlanmayan terör süreçleri muhtemelen sizin bir iç ya da dış politikanızın küresel süreçlerde büyük devletler için küçük ya da büyük bir pürüz yaratmasından kaynaklanıyor.

 

Sizin devlet olarak karar vermeniz gereken konu bu pürüzü kaldırmanızın sizin için önemi.

 

Bu pürüzlerin sizin tarafınızdan izalesi terör belasından bile tehlikeli ise ya da terörün getirisi terörün bitirilmesinin üzerinde ise, muhtemelen terörle birlikte yaşamaya alışmanız lazım gelecektir.

 

Hiç kımıldamamaya karar verebilirsiniz.

 

Ama, devletinizin, ülkenizin gücü acaba hiç kımıldamamaya müsait mi?

 

Zerre kadar kımıldamamanın maliyetleri düşük büyüme, dış açıklarınızı finanse edememe, enerji problemleri, iç çalkantılar, vs. olarak tezahür edebilir.

 

Başka bir devlete “ne istiyorsun, gel, açık açık konuşalım, bir noktada anlaşalım, uzlaşalım” demek çok mu zordur?

 

Bizim, büyük devletlerin orta vade perspektiflerini objektif olarak analiz edebilecek elemanlarımız var mı?

 

Yoksa, zaten tüm bu yazdıklarım boşuna demektir.

 

Ve ben, bu nitelikte kadrolarımızın çok da yaygın olmadığı kanısını taşıyorum.

 

Beş trilyon dolardan yüksek milli geliriniz, kronik cari fazlanız, enerji kaynaklarınız varsa belki, o da ancak belki, anlaşmalardan uzak durabilirsiniz.

 

Bizim böyle bir lüksümüz yok maalesef.

 

Belki de iyi ki yok.

 

Olmaması bizi çağdaş dünyanın iyi bir üyesi olmaya zorluyor.

 

Bu seçenek muhtemelen, mevcut seçenekler içinde en iyi seçenek.

 

 

KAYNAK: HABERDAR / ESER KARAKAŞ

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums