Normalleşme karşıtı AKP

  • 18.01.2016 00:00

 Türkiye, bir bütün olarak, ekonomisiyle, siyasetiyle büyük bir girdabın içine düşmüş durumda; oysa, çok yakın döneme kadar, mesela 2010 referandum günleri, işler bu kadar da kötü değildi.

Gözlerin bu kadar kararması için açıklayıcı nitelikte bir dış şok da mevcut değil. Peki ne oldu da Türkiye, durup dururken raydan çıkan bir tren manzarası sergilemeye başladı?

Bu raydan çıkışın temel nedeni, kanımca, muhtemelen Türkiye'nin, Ortadoğu, Rusya ve AB siyaseti üzerinden, içinde bulunduğu uluslararası ekonomik ve siyasi blokla ciddi çelişkiye düşmesi ile nitelik olarak sıradan, nicelik olarak çok ciddi boyutlarda iktidar yolsuzluklarının zamansal olarak çakışmasıdır. Çin füzesi alma girişimlerinden, AB politikalarını çöpe atmaya, Şanghay Beşlisi'ne girme şakasından abartılı bir Esed ve İsrail karşıtlığına uzanan süreci tekeffül ettiğinizde bagajınızda bir de yolsuzluklar varsa işiniz hiç de kolay değil demektir. Nitekim kolay da olmamıştır.

Kolay olmama keyfiyeti hem AKP için hem de Türkiye için geçerlidir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)  ismini AK Parti yapın ama TBMM'de yolsuzlukların soruşturulmasını da siyaseten engelleyin, gerçekten zor bir denge ile karşı karşıyasınız demektir.

17/25 Aralık'ı kapatmak mümkün mü?

Yapılması gereken, ne pahasına olursa olsun, bu pahaya en tepe isimlerin yargılanması da dahil, yargıda aklanmalarının önünün açılmasıydı ama bu yapılmadı. Bu, yapılmamakla kalmadı, tüm yargı yolları kapatıldı, yolsuzlukları araştıran savcılar, polisler görevden alındı, görevden alınmakla kalmadılar, meslekten atıldılar, hakimlerin meslekî yaşamlarına son verildi. Tüm bunlardan anlaşılan AKP 17-25 Aralık sürecini kapatmak ve bu konulara geri dönüşü kesin bir biçimde engellemek istiyor ama bu amacın gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını birilerinin AKP'ye anlatması lazım. 17-25 Aralık sürecinin gündeme getirilememesi için de demokratik standartlar aşağı çekiliyor, “paralel” gibi hukukta yeri olmayan, TCK'da karşılığı olmayan, mahkeme kararlarıyla kesinleşmemiş kavramlar uyduruluyor.

17-25 Aralık sürecini kapatmak mümkün olmayacağı gibi galiba bu süreci üreten bataklıkları da kurutmak, temizlemek mümkün olmayacak.

Bütün bunları yazmamın, yazımın girişini uzatmamın nedeni Başbakan Davutoğlu'nun Orta Vadeli Programı (OVP) açıklarken canlı yayında kulağıma çalınan üç kavram. Davutoğlu bu konuşmasında OVP'de göremediğim üç kavramdan bahsetti. OVP 265 küçük paragraftan ve istatistiki verilerden oluşuyor, göz attım, bulamadım. Davutoğlu önümüzdeki dönemde siyasetin finansmanının şeffaflaşacağını, kamu ihaleleri ve imar planlarının değiştirilmesi üzerinden yolsuzlukların azaltılacağını ifade etti. Bu üç kavram, siyasetin finansmanının şeffaflaşması, kamu ihalelerinin ve imar planları değişikliklerinin yolsuzluk üretmesinin engellenmesi aslında Türkiye'nin yolsuzluk dosyalarının özü. Davutoğlu'ndan bu üç kavramı duyduğum zaman sevindim ama bu kavramların OVP'ye girememiş olmaları sevincimi kursağımda bıraktı, gerçeklere döndüm.

    Türkiye birçok konuyu, -akademisyenler bildirisi en son örnek- çok sert üsluplarla konuşuyor. Bu üslup sertleşmesi bir tesadüf değil muhtemelen, tonu yukarıya çekme çok ağırlıklı olarak iktidardan ve Saray'dan geliyor, yolsuzlukların tartışılmasını mümkün olabildiğince ertelemek, gündem değiştirmek; ancak, yolsuzluk meselesi sadece 17-25 Aralık ile sınırlı değil, daha doğrusu bataklık orada duruyor. Yolsuzlukların kaynağı kurutulmadığı sürece buradan kaynaklanan kötü kokular her geçen gün daha da genişliyor.

NORMALLEŞMENİN MALİYETİ

Sayın Davutoğlu, “Siyasetin finansmanını şeffaflaştıracağız.” diyor ise, bu temenninin gerçekleşme ihtimalini kısa ve orta vadede çok düşük buluyorum, kanımca Başbakan olarak yapması gereken, bildiklerini açıklamasıdır. Anayasa'da da, Siyasal Partiler Kanunu'nda da bu alana yönelik çok sayıda, detaylı ama işletilmeyen maddeler var. Davutoğlu neden, vazgeçtim kendi partisini, başka partiler için mevcut yasalardan kaynaklanan şeffaflaşma konusunda yargısal yollara başvurmamaktadır? Diyeceksiniz ki “örtülü ödeneği yetkili ama sorumsuz makamlara kadar teşmil eden bir görüş bu işi yapabilir mi?”, bu soruya da benim cevabım yok doğrusu.

İhale yolsuzlukları konusu, gündeme taşıyan OVP sunumunda yine Sayın Başbakan, bugüne kadar bu konuda ne yapmıştır? Kendisinin bilgisi yoksa ben hatırlatayım, yeni harcama, yatırım öngören yasalarda “lex specialis” ve “lex posterior” uygulamalarına son verilsin, İhale Yasası'ndaki anlamsız istisna listesi çok kısaltılsın, ihalelerde eşik değerler, tabiri mazur görün, zırt pırt yükseltilmesin zaten yeni düzenlemeye gerek olmadan kamu ihale yolsuzlukları asgariye inecektir. Ancak, AKP, dün, 17-25 Aralık sürecinde olduğu gibi bu yolsuzluk bataklığından çıkıp temizlenmek niyetinde pek değildir. Daha da kötüsü, bu konular gündeme gelmesin diye de, üslup sürekli sertleştirilmektedir. Akademisyenler bildirisi imzacıları hakkında Cumhurbaşkanı “beşinci kol” gibi çok çirkin bir ifade kullanabilmiş, Adalet Bakanı da Diyanet İşleri Başkanlığı'nı eleştirenlere “alçak” demiştir. Bu üslup bir kontrolsüzlük değil artık bir tercihtir, hedef normalleşmemektir, zira normalleşen bir Türkiye'de 17-25 Aralık ve süren ihale meseleleri cezasızlık kapsamında kalamaz.

Sayın Davutoğlu, aynı konuşmasında imar rantları konusuna da, bence spor olsun diye yahut sadece kayıtlara geçsin diye değinmiştir. Çok net iddia ediyorum, “parsel bazında imar değişiklikleri” yasaklansın, ortada artık AKP diye bir parti kalmayabilir.   

AKP'ye 2002 Kasım sonrası, diyelim 2010'a kadar Türkiye'nin normalleşmesine katkı yapıyor, yapacak diye destek verdik. Oysa, bugün AKP misyonu artık normalleşmeme çizgisindedir zira normalleşme demek evrensel hukukun geçerliliği, yolsuzlukların cezasızlık kapsamı dışına çıkarılmasıdır.

Normalleşmeme için de AKP her şeyi yapmaya hazır görünmektedir; üslup sertleşmesi, her konudan kavga çıkarma, açık anayasa ihlalleri korkarım daha başlangıçtır zira normalleşmenin maliyeti artık AKP için çok büyüktür.

ZAMAN

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums