- 4.01.2016 00:00
Hükümet, OHAL uygulamasıyla insan haklarını askıya aldıklarını açıkladı: Öyleyse insan haklarını gözeten, insan haklarıyla yönetilen laik-demokratik bir cumhuriyet için mücadele edeceğiz demektir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. Maddesinde belirtilen haklar, OHAL koşulları yaşansa bile asla askıya alınamaz: Yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele görmeme hakkı, masumiyet karinesi, kimsenin dilinden, dininden, siyasi görüşünden dolayı suçlanamayacağı kuralı ve cezanın geçmişe yöneltilemeyeceğine ilişkin kural, yok sayılamaz.
Meclis iptal edilerek uygulamaya sokulan OHAL kararları, günümüz ırkçılığının özgün örneklerini oluşturuyor. Kendileriyle ortak bir geçmişe sahip olmayan insanlara dayatılan faşist bir ideolojinin, ötesinde ulusal sınırlar içinde dışlanan etnik ya da farklı kültürel gruplara karşı uygulanan baskının, öldürme kültürünün birer gerekçesi olup çıktı OHAL uygulamaları.
Devlet bugün yurttaşlarını beden-insandan yaşam-insana yolculuğa çıkarıyor; yapılandırdığı yaşam-iktidarla yolculuğa çıkardığı insanları yönetiyor, gözetliyor, fişliyor ve cezalandırıyor. Kültürel ırkçılığın uygulama alanı artık beden-bireylerle sınırlı değil; yaşam-insanı merkezine alarak yaşamı kuşatıyor.
Yaşam katili iktidar, egemenin çıkarını-kanını cellatın ipine, yargının diline, polisin-askerin copuna bağlayarak vatandaşına uzatıyor: Uzatılanı yakalayan her yurttaş, kendi toprağında gurbetçi olup çıkıyor; çünkü anadilini yasaklıyor, anadil bir insanın evidir; dilini yasakladığı insanı evinden kovuyor.
Bu nedenle zaman yitirilmeden devrimcilerin-demokratların sesi İMC TV, Alevilerin sesi TV 10, örgütlü sosyalist hareketin sesi Hayat TV, YÖN Radyo, Özgür Radyo ve çok sayıda Kürtçe yayın yapan televizyonlar kapatılıyor. Yok olacak diller arasına katılan Zazaca yayın yapan bir tevizyonun ve Kürtçe yayın yapan çocuk televizyonu Zarok TV’nin kapatılması, iktidarın saldırganlığının nerelere taşındığını kanıtlıyor.
Devletin yetkilileri, üç ay önce, devlet kendisi için OHAL uyguluyor, açıklamalarıyla sözde uygulamaların sınırını belirtiyordu: Sınır ne çabuk iptal edildi; KHK ile uygulamaların yönü devrimcilere, demokratlara, Kürtlere ve Alevilere çevriliverdi. Örgütlü devrimci muhalefet ve bu muhalefetin sesi kısıldı. Artık ülkeyi Meclis yönetmiyor; KHK ile hükümet yönetiyor.
Şimdi sözü İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’a bırakalım: “OHAL’ın çok yüksek maliyeti çıkacaktır. Şu ana kadar 30 günlük gözaltına maruz kalan herkes AİHM’ye başvurabilir…. 30 günlük gözaltıyla ilgili Türkiye bütün vakalardan mahkûm olacak. …
Avukat hakkına erişim konusunda mahkûm olacak…, kamu görevinden atılanların tamamı, savunmaları alınmadığı için eğer iç hukukta haklarını arayamazlarsa AİHM kararıyla hepsi geri dönebilecek. Kapatılan TV’ler, mal varlığına el konulan birçok kurum ve şirket tamamı ileride AİHM’den geri dönecek…. Bu nedenle bu sürecin Türkiye’ye maliyetinin çok ama çok büyük olacağını düşünüyorum.” (*)
(*) Cumhuriyet/ 18 Ekim 2016/ Salı; s, 6
Yorum Yap