- 21.06.2016 00:00
KATLEDİLİŞİNİN 491. YILINDA
ANISI ÖNÜNDE EĞİLİYORUZ
(KOMÜNİZMİN KIYISINDA BİR DEV)
THOMAS MÜNTZER (4)
“Yaşam hiçbir zaman açık konuşmaz.
Kendini çiçeğinde gösterir, köklerinde saklar.”
(Luce Irıgaray)
Münster Sonrası
Frankenhausen’deki yenilgiden sonra Thomas Müntzer’in şiddetli ve yakıcı binyılcılığı Alt Ülkeler’in kuzeyine ve batısına, Plattdeutsch, yani Almanca konuşan bölgelere doğru yayılır. Gezgin bir kitapçı ve yayıncı olan Hans Hut savaştan kurtulur ve isyanın temel öğretilerini tüm güney Almanya geneline taşır; ancak sonunda yakalanır. Güney bölgesinde binyılcı komünal gruplar gizli dini toplantılar düzenlerler, ne var ki kısa zamanda bastırılırlar.
Augustine Bader liderliğindeki grup gibi birçok grup, her türlü dini tören ve papaz ayinini inkâr eder. İç Işık’ın rehberliğine uygun olarak yaşayan ve tüm malların ortaklığını savunan bu gruplar, dünyanın sonunu beklemeye koyulurlar.
Bunların içinden öne çıkarak sivrilen lider, Müntzer’in ilk yıllarındaki yakın arkadaşı olan Melchior Hoffmann’dır. Strazburg’u karargâhı yapan Hoffmann’ın öğretileri, örgütlü misyoner faaliyetine benzer biçimde yayılır; hem kendisi hem de öğrencileri tüm Almanya genelinde oldukça yaygın bir etkinlik kurarlar. Hareket başlangıçta binyılcıdır ve Melchiorcular(14)gibi yetişkin vaftizciliğini seçilmiş olanın bedenine vurulan bir damga olarak görürler. Yandaşları kendilerine yönelik şiddete karşı savaşa savaşa devrimcilikleri pekişir. Yönetimin baskısı dayanılmaz boyutlara taşınınca devrimci şiddet uygulama yoluna giderler. Aynı zamanda idarecilerin aldıkları baskıcı tedbirlerin şiddeti yoğunlaşmıştır. Münster’de Yeni Kudüs’ün kurulmasının arifesinde, Hoffmann, Strazburg’da yakalanır ve mahkûm edilir(1533); yaşamının kalan on yılını hapiste geçirir.
Ortaçağ’ın Münster kentinde yaklaşık 10 bin kişi yaşıyordu. Kent genişliği 90 metre, çevresi ise 5 km olan aşılması zor bir savunma sistemiyle çevriliydi. Kent sakinleri, din adamlarının davranışlarından çok rahatsızdı¸ fırsat bulduklarında öfkelerini dillendirmekten çekinmiyorlardı. Bu nedenlerle Münster kenti Reformu kabul etti: 1533’te, Katolik kenti olmaktan çıktı ve Lutherci kente dönüştü.
Münster, Kuzeybatı Almanya’da çoğunlukla papaz olmayan bir hükümdar piskopos tarafından yönetilen birkaç küçük dini devletten biridir. Önemli bir ticaret merkezi olan kent, hükümdar piskoposun istekleriyle tüccar ve lonca liderleri meclisinin istekleri arasında ezilir; sayısız sorun yaşar. Bu sorunlar yetmiyormuş gibi, Köylü İsyanı ile sonuçlanan sınıfsal çelişkileri derinden yaşar; sel, veba salgını, kıtlıkla boğuşur. Bütün bu olumsuzluklara karşın, kent demokrasisine dönük önemli kararlar alarak iktidarı, Kent Meclisi’nin ellerine teslim eder.
Kentteki en etkili dini lider Bernt Rothmann’dır. 1531-33 arası dönemde evanjelik Katolikliğin soluna yönelerek Lutheryancılığa ve oradan da Zwing’in İsa’nın ekmek ve şarap içindeki gerçek varlığına dönük inkâr öğretisine yönelir. Bunun yanında Melchiorculara ve İç Işık havarilerine sempatiyle yaklaşır. Özellikle kent Meclisi’ndeki etkili çalışmaları sonunda Münster halkı Protestan olur.
Ne var ki Rothmann ve yandaşları, kendilerine kilisede sunulan bebekleri vaftiz etmeyi reddedince Meclis isyan ederek onları kentten kovar ve yerlerine Ortodoks Lütheryanları getirir. Bunlar yaşanırken yaşananlara koşut olarak kent, Hollanda’dan gelen Melchiorcu vaizler, Thomas Müntzer’in gezgin öğrencileri ve diğer militan tarikat üyeleri ile dolup taşar. Durumdan güç alan Rothmann kenti terk etme kararına karşı çıkar ve bir ay sonra 1534 Ocak’ında, kendisine Aziz Lambert Kilisesi’nde vaizlik yapması konusunda izin veren katedraldeki Katoliklerin ve Lutheryanların denetimine girer.
Melchiorcuların Amsterdam’daki lideri Jan Mattys Melchior, Hoffmann’ın gördüklerini yanlış anladığını söyler ve Yeni Kudüs’ün kurulacak olduğu yer olarak Strazburg’u değil, Münster’i işaret eder. 1534 Ocak’ının ilk günlerinde Amsterdam’dan gelen ve Mattys tarafından papazlığa atanmış olan iki görevli Münster’e gelerek Rothmann’ı, arkadaşı Henry Rol’u ve bir papaz grubunu hızla vaftiz eder. Takip eden sekiz gün içinde Rothmann ve vaftiz edilmiş olan diğer on dört yurttaş kendi evlerinde düzenlenen özel törenlerle vaftiz edilir. Kısa bir süre sonra Mattys ve Bockelson kente gelerek cemaatin tümüyle yeniden örgütlenmesini talep ederler. Aralarında belediye başkanı Bernard Knipperdolling ile Rothmann’ın da bulunduğu grubun, tarikat değiştirmelerini sağlarlar.
Yeni Kudüs(Yeni Yeruşalim)
Kuşatma Altında
Hollandalı iki göçmen fırıncı Jan Mathijs ve Leidenli Jan olarak bilinen jan Beuckelson, Haarlem’den hareket ederek Münster’e gelirler. Münster’deki gelişmeleri etkiler ya da yönlendirirler: Mathijs, peygamber olduğunu ileri sürer ve Mesih’in ikinci gelişinin Nisan 1534’te geçekleşeceğini ileri sürer. Münster’in, Kutsal Kitap’ta sözü edilen ‘Yeni Yeruşalim’ olduğunu ilan eder ve kafalarda dünyanın sonunun yakın olduğu algısını yaratır. Rothmann ise tüm malların topluma ait olduğuna karar verdi. Münsterliler ya vaftiz edileceklerdi ya da kentten ayrılacaklardı: Başkaca seçenekleri yoktu. Kitleler halinde vaftiz yapıldı; bu arada evlerini ve sahip oldukları eşyaları yitirmek istemeyenler suya batırılıp çıkarılıyordu.
Bir anda Münster, dinsel ve politik yönden Anabaptistlerin en güçlü kalesi durumuna geldi: Doğal olarak Alman Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun düşmanlığını üzerine çekmeye başladı. Waldeck’in yerel lideri Piskopos-Prens Kont Franz, Münster’i kuşatma altına almak için hem Katoliklerden hem de Luthercilerden bir ordu oluşturdu: Otuz Yıl Savaşları’nda birbirleriyle çatışmaya girecek olan bu iki din, her ikisi için de tehlike oluşturan Anabaptistlere karşı savaşacaktı.
Yorum Yap