Yeniden yapılanması gereken devlet

  • 22.12.2011 00:00

 Bunlar sonsuza kadar kapatıldığı düşünülen sandığın kapatılırken ucundan sarkmış kumaş parçaları. Sandığın içinde ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama sarkan kumaş parçalarının ne olduğunu gördüğümüzden içindekileri de hayal etmemiz zor değil.

Ayhan Çarkın’ın bizim gazeteye anlattıklarından söz ediyorum. Üstelik de tam Başbakan Erdoğan’ın “Dersim” mevzuunu açtığı günlerde Çarkın da başka bir Dersim’i işaret etti bizlere.

Dersim, yeni kurulmuş devletin kurduğu düzene “asabiyetleri” gereği uymayan bir topluluğun devlet tarafından nasıl yok edilmeye çalışıldığının acılı hikâyesidir. Ayhan Çarkın’ın anlattığı hikâye ise farklılıklarını yaşamak isteyen Kürtlerin nasıl bastırılmaya çalışıldığının.

Bu acılı hikâyelerden Dersim’le ilgili son okuduğum yazı yine bizim gazetenin “Her taraf”ında dün yayımlanan Suna Aktaş’ın “Öyle bir tufandı ki herkesi kırdılar” adlı gerçek tanıklıklar içeren yazısıydı.

İnsan bu yazıyı okurken Dersim’le ilgili anlatılan zulümle, Ayhan Çarkın’ın anlattığı, bu zulümden 60 yıl sonra gerçekleşmiş zulüm arasında çok da fark olmadığını, daha doğrusu “zulümlerin” de“gerekçelerinin” de benzer olduklarını anlıyor. Tabii bir de Cumhuriyet’in çok da uzun olmayan tarihi içinde zulüm edenleri de zulüm görenleri de tam olarak bilmediğimizi de...

Dünyanın her yerinde “devlet” yapılanmasında kabul edilmesi zor yanlar vardır. Devlet erkinin nasıl ve kimler tarafından kullanılacağına dair kavga bitmiş bir kavga olmadığı gibi bitecek gibi görünen bir kavga da değil. Nitekim günümüzdeki “kamu alanı” ve “demokrasi” etrafındaki tartışmaların harareti de bundan.

Ama açık olan bir şey var ki uzun yıllar sanki bir siyasi partiymiş gibi davranan bir devlet yapılanmasının olduğu Türkiye’de devlet konusu dünyanın çoğu ülkesinden farklı.


Burada, bir türlü taşları yerine oturmamış bir toplumun varlığından rahatsız olan bir devlet var ve fakat bu taşların yerli yerine oturmamasının temel nedeni de kendisi.

O nedenle de 1938’de kendi düzenine uymadığını gördüğü Dersim’de yaşayan ahaliyi zapturapta almak istemesi bir düzenin tesisi amacıylaydı ama aslında yaptığı bugüne dek süren bir düzensizliği teşvik etmek oldu. Nitekim eğer bugün bir “Alevi” sorunu varsa bu sorunun kökleri de oralarda.

Aynı şekilde 1990’larda kendi düzenine uymadığını gördüğü Kürtleri bastırmak ve yeniden bir düzen tesis etmek için bugün kısmen Ayhan Çarkın’ın anlattığı listelere ve cinayetlere başvurduysa da gelinen nokta daha fazla düzensizlik ve savaş hali oldu. Nitekim bugün bir “Kürt” sorunumuz olması da bu nedenle.

Bu örnekleri arttırmak mümkün. Ama bence bu kadarı bile varolan devlet-toplum yapılanmasının değişmesi gerektiğini, böyle bir devlet yapılanmasıyla demokratik bir yönetimin birlikte olamayacağını söylüyor.

Ayhan Çarkın “Tarık Ümit’in ve üç gencin kimlerce öldürüldüğünü ve nereye gömüldüklerini savcıya anlattım, ama bir şey olmadı” diyor. Tanımı, görevi, varlığı bu türden faili meçhulleri derhal bulması ve adaletin önüne getirmesi gereken bir devlet bu denli önemli bir bilgiden sonra hareketsiz kalabilir mi, bir şey yokmuş gibi davranabilir mi?

Şimdiye dek kaldı.

Şimdiden sonra ne olacağını ise göreceğiz.


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums