Yenikapı mitinginin düşündürdükleri

  • 11.08.2016 00:00

 Yenikapı Mitingi Türkiye Cumhuriyeti tarihi içinde nereye düşüyor ve nasıl bir anlam taşıyor sorusu sanırım bugünü anlamak için önemli. Tabii ki bu olaya herkes kendi meşrebi içinden farklı anlamlar yükleyecektir ama sanırım bu konuyu tartışmak bugünü anlamak gibi bir derdi olanlar için gerekli.

Bir yöntem olarak, bir an için 1920’lerden başlayan Türkiye tarihinin bir belgeselini, o da çok hızlı bir biçimde seyrettiğimizi düşünelim. 90 yıllık sürecin, mesela 15-20 dakika içinde özetlendiği bir belgeseli düşünelim. (Tabii ki öncesi olmadan bu 90 yıl tam olarak anlaşılmaz diyenler olacaktır ama bunu bu amaç için şimdilik bir kenara bırakalım.)

1919’ın başında yabancılar tarafından işgal edilmiş bir Osmanlı ülkesi var. Askerler (Mustafa Kemal ve arkadaşları) içinde Kürtlerin de bulunduğu ortak paydaları İslam olan Anadolu eşrafıyla anlaşarak kurtuluş savaşı başlatıyorlar. Savaş birkaç yıl içinde kazanılıyor ve düşmanlarla masaya oturuluyor. Bir yandan da yeni devlet organize ediliyor. 1921’de seçimlerle Meclis’e gelen, içinde Kürtlerin de bulunduğu ortak paydaları İslam olan milletvekillerinin onayıyla bir anayasa hazırlanıyor. Bu anayasada ülkedeki farklı etnik kimlik ve inanç  sahiplerine  yerellik ve bir tür özerklik sayılabilecek bir anlayışla yaklaşılıyor. Fakat Asker, bir süre sonra bu anayasayı hazırlamış ve kabul etmiş Meclis’i kapatıyor ve yerine kendi laik kimliğine yakın atamalarla oluşan yeni bir meclisi göreve getiriyor.

Bir süre sonra Cumhuriyet ilan ediliyor .  1924’de yeni bir anayasa kabul ediliyor.  Artık devlet  Asker (yani laik kimlik) tarafından yönetilmeye başlanıyor. 3 Mart 1924’de 4 kanun kabul ediliyor: 1- Erkan-ı harb (Genel Kurmay) Bakanlığı kaldırılıyor (yönetimde olan askerlerin dışındaki askerler kışlaya!), 2- Hilafet kaldırılıyor (İslam liderliği iddiasında bulunanlar kenara!), 3- Din İşleri Bakanlığı kaldırılıyor yerine Diyanet Başkanlığı kuruluyor (İslam diniyle mesleki olarak ilgili olanlar siyasetin dışına!) ve son olarak da Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarılıyor (Kürtçe vs gibi dillerle eğitim olamaz!).      

Filmin bu birinci kısmında  açıktır ki Askerler (yani laik kesim), İslamcıları ve Kürtleri oyunun dışına çıkarıyorlar.

Filmin ikinci yarısında ise Askerler (laikler), İslamcıların desteğini alarak siyaset yapan Menderes, Demirel ve Erbakan liderliğindeki partilere  karşı çeşitli zamanlarda darbe girişimlerinde bulunuyorlar. Her darbede İslamcı kimliğe ait talepler baskılanıyor ve fakat her darbe sonunda da bu talepler yeniden yükseliyor. Filmin bu yarısında Kürt kimliğinin talepleri de İslamcılara benzer bir biçimde yükseldikçe onların da partileri kapatılıyor ve her bir parti kapatma sonrasında da bu talepler daha da yükseliyor. 

Bugünlere geldiğimizde ise İslamcı kimlik bu kez de Tayyip Erdoğan olarak sahneye  geliyor. Gülen cemaatinin de bir çeşit desteğiyle de Askerin geleneksel rolünü (laikliğin koruyucusu olarak) kırıyor. Bu kez İslamcı kimliğin lideri, Cumhuriyetle birlikte devletten dışlanmış İslami duyarlılıkların yeniden devlet ve toplum hayatında yaşanmasına ve gelişmesine çalışıyor, laikleri devlet yönetiminden uzaklaştırıp 90 yıllık laik Cumhuriyet deneyimini bir parantez olarak kapatmaya çalışıyor. Kürtlere bir ara İslami kimlik altında toplanmaları önerisiyle gidiyor ama Kürt kimliğinin kendi talepleri konusundaki ısrarı, Erdoğan’ı Kürtleri oyun dışında bırakmak noktasına getiriyor.

Bugün Yenikapı’da yapılan sembolik miting aslında İslami kesimin Kürtler hariç laik kesimlerin de içinde olacağı şekilde yeni bir Türkiye kurmak amacını sergileyen bir mitingdi. O nedenle de sahnenin bir kenarında Atatürk diğer tarafında ise Recep Tayyip Erdoğan’ın resimleri konmuştu. Kürtler ise davet dahi edilmemişlerdi.

İleriki yazılarda konu edeceğim ama şimdiden söylemeliyim ki böyle bir cumhuriyet kurulsa bile bunun demokratik olma olasılığı neredeyse sıfır. Diyeceksiniz ki iyi ama kaç haftadır darbeye karşı demokrasi mitinglerinin varlığını nasıl görmezden gelirsiniz? İnsanlarımız demokrasi için kaç gündür meydanlarda nöbet tutuyor, bunlar gerçek değil mi? İyi ama benim de şöyle bir sorum var: ülkede bir demokrasi mücadelesi yürüyordu da bu darbe girişimi onu engellemek için mi yapıldı? Yoksa İslami kesimin kendi içindeki bir hesaplaşma mıydı olan? Belki bir soru daha: meydanları dolduran insanlar  darbeye karşı olan ve fakat kendileri gibi düşünmeyenlerin de özgürlüklerini savunuyorlar mı? Yoksa onları hain ilan etmekle mi meşguller? Devam edeceğim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums