İslami kimlik siyasetinin çıkmazı

  • 6.02.2015 00:00

 AKP’nin düşmekte olduğunun en açık göstergesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumu geren konuşmalarının artması. Kendi ve partililerinin çoğunun anlamakta zorlandığı konu ise AKP’nin siyasi duruşunun İslami kimliğin içine kapanan bir siyasete dönüşmüş olması. Ülkenin, kendini kuruluştan bu yana hep mağdur hissetmiş en geniş kesiminin temsilcisi olarak ilk ortaya çıktığında AKP, yalnızca İslami kesimin mağduriyetleri üzerinden değil, Alevilerin, Kürtlerin, Çingenelerin talepleri üzerinden de kendini tanımlamıştı. O nedenle de bu üç konuda da çalıştaylar, çözüm toplantıları vs yapmıştı. Ama bugün geldiği nokta itibariyle AKP yalnızca İslami kesimin talepleriyle meşgul. Ve asıl önemlisi de artık tam olarak “dini siyasete alet eden” bir parti konumunda.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yaptığı her konuşmada din ve dindarlık üzerine vurgu yapması, diğer partileri ve özellikle de en büyük tehdit olarak algıladığı HDP’yi dinsizlikle ya da Zerdüşt’lükle suçlaması, ikide bir “Bizim medeniyetimiz, yani İslam Medeniyet...” şeklindeki ifadeleri, AKP’nin, İslami kimliğin bir partisine (hatta daha açık söylersek Milli Görüş gömleğini çıkardık dediği ilk kuruluş döneminin de öncesine) dönüşmüş olduğunun kanıtları...

Hep altını çizdik. Türkiye gibi çok kimlikli toplumlarda kimlik siyaseti, kimliklerin taleplerinin bütün toplum tarafından bilinmesi bakımından gereklidir ama bir noktadan sonra devam ettirilirse çatışmacı bir siyaset anlamına gelir. Nitekim Türkiye’nin siyasi alanının en önemli “tuzağı” budur ve anlaşılan odur ki AKP bu tuzağa düşmüş durumdadır. O nedenle de AKP, toplumun önüne özgürleştirici bir vizyon koyamamakta, yalnızca ekonomik vaadler ve İslami kimlik etrafında bir siyasetle konuşmakta.

Oysa Türkiye sosyolojisi daha karmaşık bir sosyoloji. İslami kimlik en geniş kimlik olsa da diğer başka kimliklerin, örneğin Kürtlerin, laik/modern kesimlerin, Alevilerin ve daha başkalarının varlıkları tek bir kimliğin iktidarını otomatik olarak sağlamıyor. Kimlikler arası geçiş gruplarının varolduğu böyle bir toplumda, en geniş kimlik olarak İslami kimlik üzerinden bir siyasette bile diğer kimliklerle ilgili bir vizyonsuzluk seçmen kitlesinin azalmasına neden olur. Unutmayalım! AKP iktidara geldiğindeki oyu yalnızca yüzde 33’dü. Herkesin önüne özgürleştirici bir vizyon koyması onu yüzde 40’lara hatta bir ara yüzde 50’lere kadar getirmişti. Ama son zamanlarda kimlik içine kapanışı AKP’yi yine geldiği yere doğru itiyor.

Türkiye toplumunun bu sosyolojik özelliğini ilk fark edenler, başta Abdullah Öcalan olmak üzere Kürt siyaseti, bir kısım solcular  ve HDP oldu. O nedenle de “Kürt kimliği” üzerinden bir siyasetin bu kimliğin sorunlarını çözmekte yetersiz kalacağını ve aslında asıl dönüşümün de toplumun Kürtler gibi mağdur bırakılmış bütün kimliklerinin kollektif dayanışmasıyla mümkün olacağını gördüler. Bu seçim sath-ı mailinde ise bu çizginin toplumda bir karşılığının olduğu giderek ortaya çıkmakta.

Demokrasi illaki bir “uzlaşma” rejimi değildir. Ama demokrasi toplumun karşılaştığı sorunları çözme kapasitesi olan ve düşmanlar arasında değil, rakipler arasında yaşanan bir rejim olmalıdır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums