Siyaseti yükseltmek

  • 2.12.2014 00:00

 Çözüm süreci ilginç bir yol ayrımına doğru yaklaşıyor. AKP’nin iktidarda kalmak için “milliyetçi” oylara ihtiyaç duyması, “milliyetçi”lerin ise “çözüm sürecine” karşı olmaları AKP’yi çözüm sürecinden uzaklaştırırken, bunun sonucu AKP’nin çözüm sürecinin gerektirdiği adımları atmaması da Kürt siyasi hareketini bu süreçten uzaklaştırmaya başlıyor. En azından son İmralı açıklaması bir anlama bu duruma işaret ediyor ve istenirse 4-5 ayda çözülebilecek bu sorunun aksi durumda AKP’yi de alaşağı edecek bir darbe olasılığını gündeme getireceğine dikkat çekiyor.


AKP’nin çözüm süreciyle ilgili gerçek düşüncelerinin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Erdoğan’ın “Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehrini içmekse, biz o baldıran zehrini içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin” sözleri AKP bakımından bir kararlılığa işaret ediyor etmesine ama bu cümledeki “huzur”dan Erdoğan’ın ne anladığını tam olarak bilmiyoruz.

Eğer bu “huzur” arayışı Kürt siyasi hareketinin silahlı güçlerinin silahsızlandırılması olarak anlaşılıyorsa bunun da koşulları olacağı açık. Nitekim yine Kürt siyasi hareketi bu koşulları büyük ölçüde “anadil” ve “özerklik” olarak tanımlamış durumda. Bundan sonra beklenecek olan bu iki sorunun hangi koşullarda gerçekleşeceğinin konuşulması, yani müzakere edilmesi. Ama yazının girişinde de belirttiğim gibi mevcut siyasi ortam giderek bunların konuşulabileceği bir ortam olmaktan çıkmak üzere.

İktidarda kalmak için milliyetçilerin oylarına ihtiyaç gösteren AKP bir zamandan beri “müzakere” lafını bile duymak istemiyor. Atması gereken adımları sanki 2015 seçimleri perspektifinde ağırlaştırılmış bir biçimde zorlanarak atıyor. “Çözüm süreci” ifadesini ise, Kürt siyasi hareketiyle yapılan bir müzakere süreci olarak görülmemesi için “Biz bütün Kürtlerle müzakere ediyoruz” havasında kullanıyor.

Milliyetçilerin AKP’ye yönelik saldırıları AKP’nin de onlara saldırmasıyla devam ediyor. Davutoğlu’nun Bahçeli’yi Dersim’de düelloya çağırması ve Bahçeli’nin de bu davete icabet etmesi kimin işine yaradı bilemiyoruz ama dün MHP milletvekili ve Meclis Başkan Vekili Meral Akşener’in Davutoğlu’ndan, “Yüreği yetiyorsa, cesareti varsa, yiğitse Diyarbakır Bağlar Mahallesi’nde kürsüye çıkıp ‘Abdullah Öcalan, bebek katilidir. İmralı canisidir ve teröristtir’ diyebilmesini bekliyorum” diyerek yeni bir bahis daha açması bu kavganın daha da derinleşeceğini gösteriyor.

Bu kavganın nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz ama şimdilik de olsa “müzakere” sürecini yavaşlatacağı açık. AKP’nin çözüm süreciyle ilgili dikkatini “silahların bırakılmasına” odaklaması, Kürt siyasi hareketi bakımından Kürt toplumun taleplerin bir kez daha yükseltilmesini, bu taleplerin yalnızca Kürt kamuoyuna değil bütün Türkiye’ye bir daha anlatılmasını acilen gerektiriyor gibi. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde bazı idari adımlar atmalarını “kamu düzeninin bozulması” olarak gören hükümete, bunun “özerklik” talebinin yerine getirilmemesinin bir sonucu olduğunun hatırlatılması, “kamu düzeninin” idari yapımızın “özerklik” yönünde değiştirilmesiyle ancak sağlanabileceğinin anlatılması gerekiyor.

Kısacası, iktidar partisi çözüm siyasetinden uzaklaşırken, çözüm siyasetinin de başta Kürtler olmak üzere bütün ezilen kesimlerin taleplerini siyasete taşımak yönünde yeni bir çaba içine girmesi gerekiyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums