Siyaset yeniden

  • 18.08.2011 00:00

Tatil dönüşü ilk yazıya oturduğumda sekiz askerin ölüm haberi düştü cep telefonuma. Silvan’dan sonra daha az sayıda da olsa ölümler devam ederken bu son olay Kürt sorunu etrafında bir iklim değişikliğine işaret ediyor gibi.

Doğrusu seçim sonrasında yeni bir anayasa yapmaya yaklaştığımız duygusu, başta Kürt sorunu olmak üzere varolan sorunlarımızın çözümü konusunda olumlu bir başlangıçta olduğumuzu düşündürüyordu.

Ama olmadı. Bu hava çabuk dağıldı. Hatip Dicle’nin milletvekilliği meselesinde YSK’nın tavrıyla başlayan, “yemin etmeyiz”le devam eden, Silvan’la ve “demokratik özerklik ilanı”yla doruğa tırmanan olaylar havayı bozarken Başbakan’ın sert mesajları da havayı solunamaz hale getirmişti. Şimdi ise her şeyin daha da zorlaştığı bir iklim gelişmekte...

Komplo teorileriyle düşünmeyi pek sevmem. O nedenle de bu “salakça” gidişin arkasında kimlerin nasıl çıkarlar peşinde koşuyor olduklarını düşünüp yorum yapmak benim işim değil. Ama neredeyse toplumsal bir “çılgınlığa” dönüşme eğilimi gösteren bu gelişmelerin bu sorunlu toplum yapısının bir tür tezahürü olduğu açık.

Dönüp 1970’lere ve 1980’lere doğru yeniden baktığımızda koca bir siyasal sistemin, gençlerin huzursuzluklarının kaynağını anlamak ve onları çözmek için daha ileri bir demokrasiyi getirmek yerine siyaseti nasıl otoriterleştirdiğini dikkate aldığımızda önümüzdeki dönemde benzer gelişmelerin olabileceğini de hayal etmek zor değil.


Evet, o zamanlarda da sorunun çözümü daha ileri bir demokrasiyi yaratacak bir siyaset yokluğu idi şimdi de sorun bence aynı.
Dolayısıyla mesele toplumda sorunların varlıkları değil o sorunların çözümleri için sorunların tarafları olan aktörlerin önlerindeki siyasi alanı kullanıp kullanmamaları.

1970’li ve 80’li yılların siyasetçileri bu basireti gösteremediler ve ülkeyi askerî rejimlerle yönetmeyi tercih ettiler. Sorunları siyaset kullanarak çözmek yerine silah kullanarak, baskı kullanarak çözmeyi yeğlediler. Unutmamak gerekir ki, 12 Eylül rejiminin arkasında Demirel-Ecevit liderliklerinin bir cumhurbaşkanı seçemeyerek siyaseti kilitlemiş olduğu gerçeği yatmaktadır.

Şimdi de olan bitenlerden, verilen demeçlerden benzer bir “kilitlenme” ânına doğru hızla ilerlemekte olduğumuz, gerekçesi ne olursa olsun siyasetin de rafa kaldırılmakta olduğu izlenimi çıkarmak mümkün.


Oysa siyasete ihtiyacımız var.

Var çünkü bu toplumun dokusunda bazı sorunlar var ve bu sorunların taraflarının birbirlerini ikna etmek üzere konuşmaya, tartışmaya ve çözüm yolları üretmeye yani siyaset yapmaya ihtiyacı var.

Konuya böyle bakınca da özellikle iktidar partisinin geçmişteki iktidarların kaderlerine benzer bir kaderi paylaşmaması için bu savaşçı dilden barış diline dönmesi ve savaşı övenleri şaşırtacak biçimde daha otoriter bir yönetime değil daha ileri bir demokrasi inşasına yönelmesi gerekiyor.


Tabii Kürt siyasetinin de siyaseti yeniden keşfetmesi gerekli.
Siyasi alan ne denli dar olursa olsun yine de siyaset yapmaya, toplumun diğer kesimlerine Kürt halkının sorunlarını durmadan usanmadan anlatmaya ve onları ikna etmeye çalışması gerekiyor.

Kısacası bu “çılgınlık ânına” doğru koşarken tutunmamız gereken en önemli meselenin “siyaset” olduğunu söylemeye çalışıyorum, binlerce, milyonlarca barış isteyen insandan biri olarak. O nedenle de oyumu verdiğim ya da oyumuzu verdiğimiz Blok milletvekillerinin bir an önce parlamentoya gidip kendileri için, Kürtler için, tüm barışsever insanlar için “siyaset” yapmaya başlamalarını istiyorum.

Çözümün vazgeçilmez anahtarı olmaları için “siyaset yeniden” diyorum.


erolkatircioglu@gmail.com

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums