Seçim üzerine

  • 13.08.2014 00:00

 Yeni Türkiye sloganıyla dünkü sonuçları alkışlayanlar sanırım ortada olumlu anlamda yeni bir şey olacağıyla değil, daha çok, kendi pozisyonları ve imkanları bakımından yeni bir dönemin başlayacağıyla ilgililer. Çünkü Türkiye için “iyi” bir şey, ancak kutuplaşmalara ve çatışmalara çözüm getirecek bir anlayışın egemen olmasıyla mümkün, onların sürmesini sağlayacak bir anlayışın devam etmesiyle değil. Oysa Tayyip Erdoğan’ın “başarısı” olarak değerlendirilen sonuçlar, kutuplaştırıcı ve çatışmacı bir siyaset anlayışının bitişine değil aksine cumhurbaşkanlığı katına yükselişine işaret etmekte.


Ama yine de sonuçlara soğukkanlı bakınca, Tayyip Erdoğan’ın aldığı sonucun, onun için çok da başarılı bir sonuç olmadığı söylenebilir. Bunun bir nedeni katılımın düşüklüğüyse, bir nedeni de AKP’nin beklediği oyun altında kalması ve bu oy oranıyla da 2015 seçimlerinde Anayasa yapmayı mümkün kılacak bir çoğunluğu elde etmesinin mümkün olamayacağı...

AKP kurmaylarının biraz “buruk” olmaları da bu nedenle.

CHP-MHP kanadının aldığı sonuca gelince, Ekmeleddin İhsanoğlu projesinin tümüyle başarısız bir proje olduğu ortada. İhsanoğlu’nun, iki partinin (son seçimde aldıkları) toplam oylarının neredeyse sekiz puan altında kalması başka nasıl açıklanabilir ki? Kimileri alınan bu oyların yine de İhsanoğlu’ndan kaynaklı olmasından dolayı bir başarı öyküsü çıkarmaya çalışsa da bu oyların İhsanoğlu’ndan çok “anti-Erdoğan” oyları olduğu da açık. Siyasetin doğrudan bağlantılanmış olduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde “siyasetten uzak” bir söylemle yarışa girmesi tümüyle yanlış bir duruştu ve sonuçlar da bunu teyit etmiş oldu.

Bu seçimin gerçek galibinin Selahattin Demirtaş olduğu, seçim gecesinden bu yazının yazıldığı şu saate kadar yapılan her konuşmada teslim edilen bir durum. Gerçekten de HDP oylarını neredeyse yüzde 40 artırması bir yana, toplumun batısından, kuzeyinden ve güneyinden de oy alması çok önemli. Önemli, çünkü bu sonuçlar Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin Türkiye’nin sol ve demokrat kesimleriyle birleşerek özgün yeni bir siyaset çizgisi yakalamış olması anlamına geliyor. Bir başka deyişle, yıllar yılı ceberrut devletin baskısı altında kalmış mağdur kimliklerin bir araya gelerek seslerini yükseltmiş olmaları, biz de varız demeleri toplumda bir karşılık bulmuş gibi görünüyor.

Unutmamak gerekir ki kutuplaşmış kimliklerin olduğu bir toplumda demokrasi demokrasi değildir, devlet de toplumun devleti değildir. Bir başka deyişle Erdoğan’ın Köşk’e seçilmesi, balkon konuşmasına rağmen kutuplaştırıcı bir siyasetin etkisinin daha da artacağına işaret ediyor. Bu tür bir siyasetin yaygın olduğu toplumlarda demokrasinin olmazsa olmazları olan “tartışma da uzlaşma da, taviz verip taviz almak da” ortadan kalkar. Çünkü, kimliksel çıkarlar ve benimsenen değerler konusunda tartışma, uzlaşma ve taviz söz konusu değildir.

Oysa Demirtaş topluma, kutuplaştırıcı değil, tam aksine bütün kimliklerin taleplerini ifade edeceği bir siyaset öneriyor. Bunun da yeterince “yeni” olduğu ortada değil mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums