‘Hayır’mıdır ‘şer’midir?

  • 11.01.2014 00:00

 Son günlerde olan bitenlerden, 1950’lerden bu yana bu ülkede aksak maksak olsa da var olduğunu düşündüğümüz demokrasinin ne menem bir demokrasi olduğunu daha iyi anlıyor gibiyiz. Batıda bireylerin hak ve özgürlük arayışları sonunda oluşmuş bir “demokrasi”nin, “cemaatlerden” oluşmuş bir doğu toplumuna uygulandığında nelere gebe olduğunu görmek oldukça öğretici. İktidar-cemaat tartışmasının geldiği noktanın aslında tüm toplumsal mekanizmalarımızı yeniden düşünmemizi gerektiren bir nokta olduğu çok açık. Bu nedenle de bu tartışmayı yalnızca iktidar içi bir güçler savaşı olarak görmek ve bununla yetinip galibin kim olacağını beklemek anlamlı bir tutum olamaz.


Son günlerin olayları iktisatçılar arasında da yoğun bir tartışmaya yol açtı. Kurların alıp başlarını gitmesinin ekonomide bir paradigma değişikliğine yol açmakta olduğunu söyleyenler var. Bugüne dek iç talep destekli bir büyüme patikasından, TL’nin değer kaybetmesi sonucunda artacak ihracata dayalı yeni bir büyüme patikasına geçeceğimiz konuşulmakta. AKP iktidarı boyunca uygulanan iktisat politikalarının kişi başına gelirimizi 10 bin dolarlara çıkardığı ama Türkiye’nin on yıl önce dünya kişi başına gelir sırlamasında 62’inci sırada yer alırken 2012 yılında ancak 60’ıncı sıraya yerleşebildiği, yani yalnızca iki basamak yükseldiği ileri sürülmekte. Bunun anlamı ise Türkiye’nin bu on yılda iyi koştuğu söylense de, bu, aynı zamanda diğer ülkelerin de aynı şekilde iyi koştuklarını ve dolayısıyla da daha ileri bir büyümenin bir vites değişikliğini gerektirdiği ve hatta bunun zorunlu olduğu yine bu tartışmacılar tarafından ifade edilmekte.

İktidar-cemaat tartışmasının iktisatçılar arasında ortaya çıkardığı bu tartışmanın eksik bir tartışma olduğu ortada. Çünkü bugün bu tartışma, Türkiye’de vitesin değişmesi gerektiği alanın yalnızca iktisat alanı değil, aynı zamanda siyaset alanında da benzer bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini göstermekte. Var olan demokrasimizin on yıldan fazladır iktidarda tuttuğu AKP’nin, bütün karşı-iddialarına rağmen yolsuzluklara nasıl bulaşabildiği, vesayet rejimi dediğimiz daha çok “Kemalist/laik/Batıcı” kimliğin iktidarını geriletmenin bu kez de İslami kimliği, kendi içinden başka bir yarılmaya evrilterek nasıl savrultuğunu hep birlikte gözlüyoruz. Dolayısıyla bu olayı yalnızca bir devlet krizi olarak görmek yerine toptan bir sistem krizi olarak görmek ve önlem önerilerini de öyle tartışmak gerekiyor.

AKP’nin on yıldan bu yana attığı bütün olumlu adımlara rağmen sorunların taraflarını muhatap almak yerine kendi bildiği yoldan gitmek istemesinin yarattığı “toplumdan kopukluk” sonunda kendisini kendi kimlik siyaseti içinde neredeyse bir boğulma noktasına getirmiştir. Milli iradenin her hangi bir siyasi parti tarafından temsil edildiği iddiası bu kadroların ancak toplumdaki tek tek kişilerin bireysel kararları sonucunda seçilmiş olmaları koşuluyla doğrudur. Yoksa liderin ya da etrafındaki birkaç kişinin, yüzde 50 barajıyla tayınlanmış bir alanda yaptıkları seçimlerin sonunda toplumsal cemaatlerin desteğini almış olması gerçek bir milli irade temsili değildir. Bu durum aslında “toplumdan kopukluk”tur ve nitekim yaşadığımız sorun da tam bunu göstermektedir.

Bugün iktidarın kullandığı gücün, iktidarın milli iradeyi temsil ediyor olmasıyla meşrulaştırıldığına tanık oluyoruz. Ama savcıları ya da bazı emniyet mensuplarını görevden alan “milli iradenin” temsilcisi olan AKP’nin temsil ettiği “milli irade” içinde “cemaat iradesinin” katkısının olmadığını söylemesi mümkün müdür? O zaman hangi seçimlerden, hangi demokrasiden ve hangi milli iradeden sözediyoruz?

Özetle iktidar-cemaat tartışması eğer toplum olarak bizi, nasıl bir toplum olmak istediğimizle ilgili bir tartışmaya evriltirse, yeni bir anayasa konusuna getirirse, toplumdaki bütün farklı kimliklerin kendi kimliklerini temsil edebilmede yeni bir zihniyet dünyasına ulaştırırsa, yani vitesi yükseltirse “hayırlı” bir tartışmadır diye düşünüyorum.

Aksi durumda ise “şer” olacağı aşikar...

http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=94371&haberBaslik=%E2%80%98Hay%C4%B1r%E2%80%99m%C4%B1d%C4%B1r%20%E2%80%98%C5%9Fer%E2%80%99midir?&action=haber_detay&module=nuce&authorName=Erol%20KATIRCIO%C4%9ELU&authorID=703

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums