Komplo

  • 2.07.2013 00:00

 "Mal bulmuş magribi gibi” derler ya, hükümet de hükümeti destekleyen yazarlar da bir “komplo” tutturmuş gidiyorlar. “Faiz lobisi” diyor başka bir şey demiyorlar. O cenahta Gezi ayaklanmasının (!) asıl sebebinin bu “faiz lobisi” olduğundan kimsenin kuşkusu yok gibi. Aslında açıkça söylemiyorlar ama akıllarındakiler, (hadi ben söyleyeyim), Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası ve İş Bankası gibi bankalar. Onların sahipleri, laik burjuvazi.  Bu bankalar “eski rejimin” egemenleri değil miydiler zaten? 28 Şubat’ta da onların parmakları yok muydu? AKP döneminde egemenliklerini kaybetmeye başladıklarından dolayı rahatsız olanlar da onlar değil mi? Öyleyse çalıştır devlet mekanizmalarını, sür üstlerine müfettişlerini, uzmanlarını ki anlasınlar hanyayı konyayı. Devlet neymiş görsünler.

Topluca çıldırmak bu olsa gerek. (Ne derler “Allah sonumuzu hayır etsin!”den başka).

Oysa mesele şöyle de okunabilir.

Tayyip Erdoğan,  Kürt meselesinde attığı adımla muhafazakâr ve milliyetçi kesimler içinde yaratacağı muhtemel oy kayıplarını dengelemek için bu tabandakilerin duygularını yatıştıracak bazı söylem ve uygulamalara yönelmek zorunda hissetti kendini. Bu amaçla arka arkaya yaptığı açıklamalar (alkol, öpüşmek vs gibi konularda) kendi tabanında bir konsolidasyon yaratırken,  Cumhuriyetçi kesimlerde (laiklerde?) de bir huzursuzluk yarattı.

Bu huzursuzluğu Başbakan’ın dili ve üslubu daha da derinleştirdi. Çağın değiştiğini, demokrasinin “temsili” versiyonunun eskidiğini, kent ve ekoloji gibi konularda yeni duyarlılıklar meydana geldiğini görmeyen Başbakan’ın deyim yerindeyse “bodoslama” söylemleri özellikle küreselleşmenin etkilerini taşıyan genç kuşaklar üzerinde manevi bir baskıya dönüştü. Bir yandan benimsedikleri değerler çerçevesinde yaşam tarzlarının tehlikeye girdiğini düşünen Cumhuriyetçi kesimler diğer yandan “daha ileri bir demokrasiyi özleyen” aynı kesimlerin gençleri büyük bir huzursuzluğu biriktirdiler. Kabaran bu huzursuzluğun gerçek bir patlamaya dönüşmesi ise bir kıvılcım gerektiriyordu ki bu kıvılcım da Gezi parkında başlatılan eylem oldu. Sonrası ise malum, parkın basılması, çadırların yakılması vs olarak gelişti.

Yukarıdaki sözleri biraz daha derinleştirecek olursak, Tayyip Erdoğan ve hükümeti, İslami kimliğin siyaseti olarak iktidara gelirken, o güne kadar devleti yöneten Cumhuriyetçi kesimi (laikleri?) iktidardan düşürdü. Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla başlayan bu süreçte, darbe teşebbüsleri, Ergenekon, Balyoz davaları ve sonunda ordunun siyasetten uzaklaştırılması “eski rejimi” geriletip iktidardan uzaklaştırırken, bu rejimin insanlarını da CHP gibi soluksuz ve renksiz bir siyasi partiye mahkum etti. Bu gelişmeler, devletin para musluklarının bu kesime kısılması kadar, bu kesimin CHP gibi etkisiz bir muhalefet altında kendi yaşam tarzlarından da kopartılacağı ve İslami bir düzende yaşamak zorunda bırakılacakları gibi bir korkuyu da besledi. Bunun yanında Erdoğan’ın daha ileri bir demokrasi söylemi yerine muhafazakâr bir söyleme yönelmiş olması da korkuyu ve giderek paniği daha da arttırdı.

Bence hepsi bu kadar. Ya da hikâyenin büyük kısmı bu.

Gerisi ise gerçek bir beceriksizlik.

Olaylara biraz daha dışarıdan bakarsak kendini sıkışmış gibi hisseden Cumhuriyetçi kesimlerin (laiklerin?) isyanı gibi okunabilecek ve bu çerçevede de kolaylıkla önlem alınabilecek bir olay, ölümlere ve yaralanmalara neden oldu ve şimdi de takibatlarla bir cadı avına çevrilmeye çalışılıyor. Neden? “Çünkü “komplo” var” deniyor. Ortada “Önceden istihbaratını almış” olduğumuz, “1 Mayıs’ta olacaktı ama olamadı” denilen, hatta “Daha bir yıl önceden biliyorduk” diye bakan açıklamalarının yapıldığı bir “komplo”.

Eğer “koca” AKP, kendi yaptığı büyük değişimin neden olabileceği böyle bir sosyolojik baskıyı ve bu baskının sonuçlarını öngöremiyorsa ve olanlar karşısında şaşa kalıp “komplo” muhabbetlerine yöneliyorsa, onun “koca”lığı sorgulanır ve zaten de sorgulanacaktır…

Bütün bunlardan Cumhuriyetçi kimliğin (laiklerin?) haklılığını savunduğum gibi bir sonuç da çıkmasın. Aksine, başlangıçtaki kurucu elitin, ülke sosyolojisinden ve tarihinden kopuk hayalleri yanında İslamcılardan, Kürtlerden ve Alevilerden duyduğu korkularıyla biçimlenmiş Cumhuriyet rejiminin bugünkü sorunlarımızın temeli olduğunu düşünenlerdenim.

O nedenle de Cumhuriyetçi kesimlerin AKP karşıtlığı üzerinden isyanlarıyla, “bu demokrasi bize yetmez bize daha ileri bir demokrasi gerekir” diye parklara ve yollara çıkmış insanların isyanlarını bir birine karıştırmamak gerekir. Biri “eskiyi”, diğeri AKP’nin “ilerisini” temsil ediyor. “Eski”yi temsil edenlerin elde bayrak tencere tava çalarak “Biz isyanlardayız” romantizmlerinin ise iler tutar bir yanı olmadığı ortada. (Eğer AKP’nin ilerisini temsil etmek istiyorlarsa ilk yapmaları gereken işin Cumhuriyet okullarında kendilerini var eden bütün bilgilerden kuşku duymaya başlayarak kendi kimliksel geçmişleriyle yüzleşmek olduğunu bilmeleri gerekir. AKP’nin “ilerisini” temsil edenlerin ise bu temsiliyetlerini demokratik bir siyasete dönüştürmeleri)…

Toplum olarak bir değişim geçiriyoruz. Neredeyse bir asır önceki sorunlar bugünün küresel dünyasının sorunlarına bulanarak karşımıza geliyor. Değişimi anlamakta zorlananlar “komplo” teorilerine müracaat ederek bu durumu idare edeceklerini sanıyorlar.

Komplo kuşkularının otoriterliğe yol açtığının bu kadim dünyanın kadim bir bilgisi olduğunu unutarak…

http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=1352&yazarId=108

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums