Laik kesim gerçeği

  • 2.02.2013 00:00

 Ne derler “Gerçekler inatçıdır, gün gelir güneşin altında yerlerini isterler”. Bugünlerde güneşin altında yerini isteyen gerçeklerden biri “Kürt meselesi” ise bir diğeri de, özünde demokrat olmayan milliyetçi, devletçi ve askerci bir “laik kesim” meselesidir. Bugüne dek “ortanın solu”,“sol”“sosyal demokrat” gibi terimlerle ifade edilmiş ve esas olarak CHP’de ortaya çıkan ve demokratik olmayan bu siyasi damar Kürt meselesinin çözümüne ilişkin atılan adımlar sayesinde şimdi daha bir görülür hâle gelmiştir.


Laik kesim gerçeği şudur: Kurucu elitlerin, çoğu o günün gerçeklerine de uymayan, hayalî bir toplum tasavvuru çerçevesinde, Osmanlı bakiyesi bir toplumu, askerî gücün de desteğiyle, yönetmek üzere yaratmış olduğu bir kimlik olma gerçeğidir.
 Bu gerçeğin günümüzde bir “mesele” olarak karşımıza çıkması ise, orijinal kurguda belirleyici olan askerin gücünün kırılmasına paralel olarak bu kimliğin siyasi gücünün de zayıflamasıdır.

Bu durumu tersinden söyleyecek olursak, kurucu elitlerin, benimsemiş oldukları “laiklik”çerçevesinde devlet yönetiminden ve kamu alanından uzaklaştırmış oldukları “İslami kimliğin”, gün gelip de AKP’de iktidara gelmesi ve AKP’nin de askerin sistem içindeki rolünü zayıflatan adımlar atması sonucunda “laik kimliğin” ve onun siyasi temsilcisi olan CHP’nin de zayıflaması meselesidir.


Birgül Ayman Güler’in katkısı


“Laik kesim meselesinin”
 bugün daha görülür hâle gelmesine neden olan olaylardan biri, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in Meclis’te sarfettiği ırkçı milliyetçi sözler oldu. Doğrusu belki de bu sözlerden daha da önemlisi Meclis’te CHP ve MHP sıralarından aldığı alkışlardı. Bunun da ötesinde Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında konuyla ilgili açık bir tavır almaması, Güler’i eleştirmemesi ve de Güler’in sözlerinin “çarpıtıldığını” iddia etmesi bu kimliğin demokrat olmayan, milliyetçi ve devletçi etkin damarının liderinin ağzından da açığa çıkmasını kolaylaştırdı. Dün il başkanlarının yaptıkları ise bu aralanan gerçeği örtbas etmekten uzaktı.


Laik kesimdeki değişim

Ne ölçüde yaygındır bilmiyorum ama bugünlerde laik kesim içinde birileri toplum içinde azınlıkolduklarını keşfederken aynı zamanda şimdiye dek inanmış oldukları toplum hayalinin de tarihe ve toplumsal gerçeklere uymadığını fark ediyor olmalı. Bu toplumun yalnızca Türklerden oluşmadığını, kurucu elitlerin Türk olmayanlara yönelik asimilasyon politikaları uyguladıklarını, Dersim’in, Kürt isyanlarının ve diğerlerinin bu politikanın bir parçası olduklarını, Mustafa Kemal’in hayatta olduğu sürede bir diktatör gibi yaşadığını ve daha sonra CHP’nin tek parti yönetiminin neredeyse bir Nazi partisi gibi davrandığını ve daha birçok konuyu, bugün laik kesim yeniden düşünmek zorunda.

Buradan sıradan bir laik kesim mensubu ya da bir CHP’li böyle bir sorgulama yapıp bu toplumun asıl mağdurunun kendisi olduğunu, bugüne dek doğru bildiklerinin çoğunun tarihe de toplumsal gerçeklere de uymadığını anlıyor mu bilmiyorum. Ama açık olan bir şey varsa o da bugün CHP’den sol ve demokrat bir siyaset çıkarmak isteyenlerin öncelikli olarak böyle bir sorgulamayı göze almaları gerektiği.

Tabii ki tıpkı Kürt meselesinde olduğu gibi laik kimlik meselesinde de çeşitli farklı görüşleri olanlar olacaktır. Ama nasıl ki Kürt meselesi bir “mağduriyet” konusu olarak bugün demokrasinin sınırlarını genişleten bir etki üretiyorsa, tıpkı onun gibi laik kesimin de devlet mağduru bir kesim olduğugerçeğinden hareketle oluşacak bir siyaset demokrasinin sınırlarını genişletecek bir siyaset olacaktır. Türkiye’deki siyasetin, “kimlikler üzerinden” bir siyasetten gerçek bir demokratik siyasete evrilmesi de böyle mümkün olabilir.

Bu nedenle de Kılıçdaroğlu’nun üstünü örtmeye çalıştığı laik kimliğin sorunlarını daha yüksek sesle söyleyecek siyasetçilere ihtiyaç var. Bu güne dek “devleti kurmakla” övünen bu partinin şimdi artık“kendi kurduğu devleti sorgulamakla” övünür hâle gelmesi lazım. Dersim’deki rolünden, Kürt isyanlarına, oradan Alevilere yapılanlara kadar birçok konuyu bu kez devlet tarafından yaratılmış“laik kimliğinin” merceğinden değil, ait olduğu toplum merceğinden bakarak ele almalı.

Tabii eğer aradığı “çağdaşlığı” yakalamak konusunda sahiden bir derdi varsa...


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Ali denizci
    Ali denizci
    14.11.2013 09:22

    "Hızla demokratikleşen dindarlar" demiş yazar. Biri bana bu dindarları gösterebilir mi? Yok markar bey böyle birşey bu tamamen sizlerin hayal ürünü. Ayşe böhürlere veya tuksal gibi 3-5 entellektüele bakıp fantezi kurmayın lütfen? Filmlerdeki Hızır baba formatında dindar çok az, ağırlık olarak Sivasta otel yanarken cehennem ateşi mübarek diye keyiflenen insanlar onlar...

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums