Erdoğan, Amerikan kamuoyunu doğru okuyamadı

  • 17.10.2019 00:00

 Demokratik ülkelerde kamuoyu baskısı önemlidir, hele başkan için ölüm-kalım savaşına dönmüş bir seçim ortamına girilmişse, daha da önemlidir. Recep Tayyip Erdoğan bu gerçeği göremedi, devletin tüm kurum ve bürokrasisini yerle bir ederek, Amerika Başkanı Donald Trump ile kurduğu ilişkinin Suriye dahil her sorunu aşmasına yeteceğini sandı.

Yanıldı, hem de ağır yanıldı. Bedelini bütün Türkiye ödeyecek bu yanılgının… Tek adam rejimleri bedel ödetir diye yazmıştım aylar önce, o gün geldi çattı. Ciddi ve tutarlı bir muhalefetin de olmadığı Türkiye’de tek adamın hırs ve öfkeleri ülkeyi çok ciddi bir uçurumun eşiğine getirip bıraktı. Türkiye kamuoyu ısınmakta olan suya bırakılmış kurbağa misali, olan bitenin farkında değil ama su kaynamaya başladığında gerçeği görecek. İş işten geçtikten veya Erdoğan’ın referandumda dediği gibi, “Atı alan Üsküdar’ı geçti”kten sonra…

Amerika’da kamuoyunun etkisini anlamak için Yugoslavya İç Savaşı’na bakmak yeterdi oysa. Savaş 1991’de başladı. Amerika’nın devreye girip NATO’yu devreye sokması için sekiz yıl geçti. Amerika’yı doğrudan ilgilendiren bir savaş değildi. IŞİD tehlikesi falan yoktu. Ancak katliam, tecavüz haberleri ile bilenen Amerikan kamuoyunun baskısı öyle bir noktaya geldi ki, Başkan Clinton müdahale etmek zorunda kaldı.

Suriye’de durum farklı oysa… Çünkü Amerikan kamuoyunda hâkim algı “Siyasi İslamcı Erdoğan, laik Kürtlere saldırıyor…” Kobane’den sonra başlayan yakın işbirliği, Kürt güçlerinin; kafa kesen, Batı kentlerinde bomba patlatıp dehşet yaratan, insanları diri diri yakan IŞİD’e karşı büyük fedakarlıkla giriştikleri savaş, Amerikan kamuoyunda büyük iz bıraktı.

Bu insanlar en ciddi gazetelerden önde gelen magazin dergilerine kadar Kürt savaşçıların, özellikle kadın savaşçıların kahramanlık hikâyelerini okudular. Türkiye hakkında ise Erdoğan rejiminin IŞİD’e destek verdiğini, IŞİD’in Türkiye kentlerine karargâh kurmasına, sınırı yolgeçen hanı gibi kullanmasına ve MİT TIR’larının insani yardım adı altında İslamcı teröristlere silah taşıdığına dair haberleri izlediler.

Trump’tan yeşil ışık alıp Suriye’ye giren Erdoğan, muhabereyi kazanmış olsa bile savaşı baştan kaybetmişti.

Amerikan medyasına sızan haberler, Trump’ın Suriye kararında şahsi avukatı ve eski New York Belediye Başkanı Giuliani’nin etkili olduğunu işaret etmeye başladı. ‘Ukrayna Skandalı’nın kahramanına Amerikan devlet organizasyonunda büyük öfke biriktiği ve hakkındaki bilgilerin yavaş yavaş sızdırılmaya başladığı görülüyor. Bütün haberler, Erdoğan’ın Trump’la ilişkiyi Giuliani üzerinden kurduğu ve bu kanala çok güvendiğini gösteriyor.

Halkbank’tan Suriye kararına kadar her alanda Trump’ı çantada keklik gören Erdoğan ilk şokunu Halkbank’a ekonomik yaptırım öngören davanın açılmasında yaşadı. Oysa daha Nisan ayında Hazine Bakanı Berat Albayrak, Trump’la Oval Ofis’te görüşmüş ve “Halkbank dâhil, ekonomik yaptırımların ele alındığı görüşmenin” o güne kadar olanların en iyisi olduğunu iddia etmişti. Bugün Halkbank milyarlarca dolarlık bir ceza ile karşı karşıya.

Ne değişti?

Birincisi Giuliani’nin dış politika kararlarındaki etkisi Ukrayna Skandalı üzerinden deşifre oldu ve Trump tıpkı önceki avukatı Cohen’e yaptığı gibi, onu yakın çevresinden anında uzaklaştırdı.

İkincisi, Amerikan medyası Kürtler lehine müthiş bir dille haber yapmaya başladı. Ekrana çıkan her emekli asker, her Kongre üyesi Kürtlerden “Silah arkadaşı, bizim için 11 bin kişinin hayatını feda ettiği kahramanlar, Türklerin katliamına maruz kalan dostlarımız” diye bahsetmeye başladı. Erdoğan’ın kendi iç piyasasına sunduğu tabloyu destekleyen tek bir görüş olmadı.

Üçüncüsü, Erdoğan, Rahip Brunson’a uyguladığı rehin politikasının bedelini ikinci kez Suriye’de ödemeye başladı. Trump’ın en büyük destekçisi Evanjelist Kilisesi doğrudan Kürtlerin yanında yer aldı. Bu Trump’ı panikleten bir gelişme oldu. Adalet Bakanı Barr, büyük ihtimalle Halkbank dosyasını bu kesimi teskin etmek amacıyla açtı.

Gelinen noktada tablo şu: Amerikan Kongresi, Türkiye’den umudu kesmiş durumda. Eğer Erdoğan Amerikan yönetimin taleplerini kabul etmezse, kendisini şahsen hedef alan yaptırımların Trump vetosunu aşacak şekilde gündeme gelmesi kaçınılmaz ki, böyle bir tabloda Trump’ın Türkiye karşıtı bir yaptırım kararını veto etmesi de kolay olmaz.

Saddam’ın Kuveyt’e girmesine benzer bir durumla karşı karşıya Türkiye. Aleyhindeki koşullar her geçen gün ağırlaşacak. Her sivil veya silahsız insanın, kadının, çocuğun Rojava’dan gelen görüntüsü Türkiye karşıtı duruşu daha da güçlendirecek. Kürtler kanton kurma şansını kaybetti diye sevinenler, Türkiye’nin neler kaybetmek üzere olduğunu bir kere daha düşünmeli derim.  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums