- 24.02.2019 00:00
Yıllar önce yanılmıyorsam New York Times’tan bir makalede okumuştum. Roma İmparatorluğu’ndan bu yana toplumların gelişimini izleyen yazar, medeniyet seviyesini ölçmenin en iyi yolunun kahve ve şarap tüketimine bakmak olduğunu savunuyordu.
Bugün iki keyif maddesi de giderek Amerika’nın denetimine giriyor desek yanılmış olmayız. Starbucks kafeleri ekonomik krize aldırmadan Türkiye’deki varlığını bile sürdürebiliyor gibi. Kaliforniya şaraplarını ise, tıpkı Starbucks kahveleri gibi dünyanın dört bir köşesinde bulmak mümkün.
Şarap dünya ticaretinin önemli bir maddesi. Statista, The Strategic Portal verilerine göre, tüm dünyada toplam şarap tüketimi 2017 itibariyle 243 milyon hektolitreye ulaştı. (Bir hektolitre=100 litre)
Dünya tüketiminde yılda 32.6 milyon hektolitre ile Amerika Birleşik Devletleri birinci. İlk 10’da sıralama şöyle:
- 1- Amerika Birleşik Devletleri 32.6 milyon HL
- 2- Fransa 27 milyon HL
- 3- İtalya 22.6 milyon HL
- 4- Almanya 20.2 milyon HL
- 5- Çin 17.9 milyon HL
- 6- İngiltere 12.7 milyon HL
- 7- İspanya 10.3 milyon HL
- 8- Arjantin 8.9 milyon HL
- 9- Rusya 8.9 milyon HL
- 10- Avustralya 5.8 milyon HL
Retuers’in haberine göre, havacılık sektörünün ardından Fransa’nın en büyük ikinci ihracat kalemi şarap ve içkiler, bu alanda son dönemde altın çağını yaşıyor. 2016 rakamlarına göre, şarap ihracatı 8.5 milyar euro’ya, Cognac ihracatı da 3 milyar Euro’ya ulaştı.
Şu anda dünya şarap piyasasının toplam değeri 302 milyar dolar ifade ediliyor. Bu rakamın 2023’te 423 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Siyasi İslamcı zihniyetin yasakları Türkiye’de şarap ve bağcılığı da olumsuz etkiliyor. Bunda yanlış tarım politikalarının da rolü var elbette ama içki ruhsatı alımının neredeyse imkânsızlaştırılması, yüksek vergiler, şarap ve tüketicisinin düşmanlaştırılması gibi etkenler daha önemli bir faktör. Bu nedenle 2014 yılından bu yana Türkiye’de bağ alanları ciddi oranda azalıyor.
Dünyada şarap tüketiminin hızla artmasında ise küreselleşme, haberleşme teknolojilerinin yaşadığı devrimin katkısı çok büyük. Bugün Batı ülkelerinde masa başından dünyadaki tüm şarap üretimini takip edebilir, istediğiniz şarabı online sipariş edebilirisiniz.
11 Eylül 2001’de bir terör saldırısı sonucu yıkılan World Trade Center’ın tepesindeki “Windows On The World” isimli restauranta uzun yıllar şarap danışmanlığı yapıp şarap dersleri veren Kevin Zraly’ye göre, bu hızlı gelişiminin birden fazla nedeni var ama şarap üretim tekniklerindeki gelişmesi, bireysel şarap üreticilerinin ortaya çıkmasının ve şarap fiyatlarının düzeyinin etkisi çok büyük.
Şarabın pazarlanması öyle boyutlara geldi ki, özellikle Amerika’da karton kutularla satışlar hızla artıyor. Kaliforniyalı şarap üreticileri bu yolla sera gazı etkisini azaltıyor. Aynı şekilde, özellikle konser ve spor salonlarında pazarlanmak üzere alüminyum kutularda şarap pazarlaması öne çıkıyor. Şu anda Francis Ford Coppola, Infinite Monkey ve Underwood alüminyum kutuda şarap satıyor.
Çin, yeni ve önemli bir oyuncu olarak sahneye giriyor. Çin’de şu anda 200’den fazla şarap üreticisi var. Lafite Rothschild ilk ürünleri olan Domaine de Penglai’yi 2018’de piyasaya sürdü. Yunan eyaletinde üretirken 2013 AonYun Shangri-Cabernet Sauvignon’un şişesi şu anda Amerika’da 300 dolara satılıyor.
Bütün bu gelişmelerin sonucu olarak Goldman Sachs, 2017’de bira ve sert alkollü içkilerin notunu düşürürken şarabınkini yükseltti.
Türkiye, bilimde, sanatta, kültürde, eğitimde olduğu gibi dünyanın yıldız sektörü haline gelen şarapçılıkta da hızla geriliyor maalesef. Gözü kara girişimcilerin milyonlarca dolarlık yatırımı görmezden gelen Erdoğan zihniyeti, umudunu kenevire bağlarken elindeki altın yumurtlayan tavuğu görmezden geliyor.
Kendi inancını tüm topluma dayatmanın, kendisi için haram olanı herkes için haram kabul ettirme çabasına girmenin kaçınılmaz sonucu olarak Gürcistan ile birlikte şarabın anayurdu olan bu topraklarda şarap kültürü, onunla birlikte elimizde kalmış medeniyet kırıntıları da yok oluyor.
Yorum Yap