HDP'nin Batman mitingi Ankara'ya “Bu iş savaşarak çözülemez” mesajıydı. Binlerce kişi meydana çıkmış barış talebini seslendirdi Batman'da. Türk medyası fazla yer vermediği için haberiniz olmamış olabilir ama meydandaki kalabalık gerçekten etkileyiciydi.

HDP'nin mitingi, bölge halkının; hendek siyasetinden rahatsız olsa da, örgütü eleştirse de Kürt Siyasi Hareketi'ni bırakmadığının, desteğini aynen sürdürdüğünün bir göstergesiydi.

HDP barış için meydanlara dökülürken Rusya'ya göre AKP'nin desteklediği IŞİD militanları Tel Abyad'a karşı saldırıya geçmişti. Türkiye'den top atışı desteğiyle kente sızdığı iddia edilen IŞİD'liler merkeze kadar yaklaşmış, Ankara'da Tel Abyad'ın düşmek üzere olduğu umudu yaratmıştı.

Amerikalıların havadan desteği, Kürtlerin müthiş direnişi sonucu IŞİD arkasında çok sayıda ölü bırakarak çekilmek zorunda kaldı. Rusya elindeki bilgileri Ürdün'deki Amerikan askeri yetkililerine ilettiğini açıkladı.

Bu bilgiler doğru çıkarsa, YPG'yi sürekli terörist olmakla suçlayan AKP'nin bu güce karşı dünyanın terörist ilan ettiği bir örgütü alenen desteklediği bir kez daha ortaya çıkacak, Ankara'nın yalnızlığı artacak.

Erdoğan da Afrika'ya uçarken uçaktaki kâtiplere bu konuda şu yorumu yapıyordu:

“Bu (Suriye) bölünmeyle ilgili endişeler şu anda herkeste var. Bu aynı şekilde bizde de var. Niye? Çünkü PYD ve YPG'nin kuzeyde sağlamak istediği koridoru birileri destekliyor. Bu destekleyenlerin kimler olduğunu sizler de bizler de takip ediyoruz. Biz, Türkiye olarak Suriye'nin kuzeyinde böyle bir koridorun oluşmasına imkân veremeyeceğimizi daha önce söyledik ve bu konuda da üzerimize düşen neyse, bunu yapacağımızı da söyledik.”

IŞİD'in Tel Abyad'a saldırısı bu çerçevede okunmalı. Ama konu bundan ibaret değil. Tel örgülerin öte tarafında olanlar, sınırın bu tarafında Cizre gibi, Sur gibi yakından izleniyor. Erdoğan'ın “Kobane düştü, düşüyor” sözlerinin ardından tanıklık ettiğimiz ruh hali tahrik ediliyor.

Sınırın öte yanındaki akrabalarına karşı IŞİD'i, El Kaide'yi destekleyen bir Ankara algısı giderek yer ediyor bölge Kürtlerinin zihninde. İki halk arasındaki yarılma, kapatılması giderek güçleşen bir biçimde derinleşiyor.

AKP yönetimi, Kürt Siyasi Hareketi'ne yüklendikçe, Kürtler HDP'nin ve örgütün arkasında daha fazla kenetleniyor. Ankara'ya güven her geçen gün biraz daha azalıyor. Davutoğlu'nun Ermeni benzetmesi yapması, 1915 kıyımını akla getiriyor, endişeleri artırıyor ve silahlı mücadeleyi savunanların elini güçlendiriyor.

AKP'nin bugünkü Kürt politikası yel değirmenlerine savaş açan Sanço Panço'nun durumuna benziyor. Kürtler örgütlü bir halk olarak tarih sahnesine çıkmış bulunuyor. Akıllı bir yönetimin bu gerçeği görüp gereğini yapması gerekir.Silahla, tankla tüfekle toplumsal gerçek değiştirilemez. Şiddet yoluyla çözümde ısrar ağır bedeller getirir.

Türkiye dönüşü olmayan bir yola girmiş, hızla bir duvara doğru ilerliyor. Gerek bölge politikası gerek Suriye'de giriştiği macera gidişatın vahim olduğunu gösteriyor. Rusya ile karşı karşıya kalma riski her geçen gün artıyor maalesef