- 29.12.2015 00:00
Havuz Medyası’na bakarsanız, Kürtlerin ana dilde eğitim,yerinden yönetim, kültürüne, kimliğine, onuruna ve tarihine sahip çıkma derdi yok: Paralel, Rusya, Amerika bir araya gelmiş, Osmanlı’yı yeniden canlandıracak olan Türkiye ve AKP’nin önünü Kürtler üzerinden kesmek istiyorlar.
Yoksa, onlar Türkler yönetsin, Kürtler yönetilsin razılar. Dillerini zaten sevmiyorlar, sömürge valisi gibi davranan atanmışlara bayılıyorlar. Abluka altındaki mahallelere “Kurdun dişine kan değdi” yazısı yazıp sonra Kürt çocuklarına çikolata, şeker veren özel timcileri, dağa çıkmış kendi evlatlarından bile çok seviyorlar.
Türkiye’nin kafayı yediği bu dönemde medyanın günahı büyük, hem de çok büyük. Sürekli gerçekleri çarpıtarak halkın büyük bölümünü paralel diye Müslümanlara, bölücü diye Kürtlere düşman etme işlevini başarıyla yerine getiriyorlar. Birbirine düşman halklar bir arada yaşamaz, yaşayamaz. Öteki’ne saygı duymayı bilenler yaşayabilir.
Türkiye bugün öyle bir kırılma noktasında.
Demokratik Toplum Kongresi’nin 14 maddelik önerisine “Türkiye, Türklerindir” sloganlı Hürriyet gazetesi yazarlarının verdiği tepki ibretlik. Suriye’de olup biteni görmezsen, Irak’a doğru bakmazsan, kendini dokunulmaz, Kürtleri yönetmeye tarihsel veya dinsel bir emirle tayin edilmiş olduğuna inanabilirsin.
Ama gerçek öyle değil.
Türkler, İmralı ile anlaşınca PKK ortadan kalkacak, her şey eski hâline dönecek, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürtçe Kur’an-ı Kerim ile Kürtlerin ikna edileceği gibi bir yanılgıya kaptırmış kendini.
Kürt coğrafyasında milliyetçi dalga güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Katar gibi köktendinci ideolojiyi besleyip ihraç eden iki ülkenin peşine takılması ve müttefiklerinin değerlerine ters işlere girişmesi, stratejik değerini olmasa da ortaklık değerini azalttı.
Böyle bir tabloda Kürtler, sekülerizm gibi, Batı’nın bölgede yükseltmeye çalıştığı önemli bir değerin temsilcisi olarak ve bu değer için canıyla bedel ödeyerek ortaya çıktı.
Havuz Medyası’nın göremediği gerçek şu: Kürt sorunu, Amerika ve Rusya Kürtleri desteklediği veya kışkırttığı için yok; Türkiye, Kürtleriyle meselesini halledemediği için var. Çözümü ertelediğiniz her gün, talep çıtasının daha da yükselmesi anlamına gelecek, sonuçta Türkiye kanlı bir çatışma ortamının içine girecektir.
DTK’nın 14 maddelik önerilerini aşırı, iddialı bulabilirsiniz ama sonuçta bir diyalog kapısıdır. Barışçıl çözümde samimiyseniz, bu önerilere Avrupa Birliği Yerel Yönetim Şartı’na koyduğunuz çekinceleri kaldırarak karşılık verirsiniz.
Osmanlı, 1915’te Ermeni sorununu Ermenileri imha ederek çözdü. Bugünün dünyası öyle bir dünya değil, Kürtleri de öyle bir durumda değil. Büyük bir coğrafyada, birden fazla cephede savaşan organize bir güç.
Arkasında halk desteği olan böyle bir gücü ne imha edebilir ne yenebilirsiniz. Elbette, PKK da Türkiye devletine açtığı savaşı bugünün şartlarında kazanamaz. Ama yarın dünya ne hâle gelir bilinemez ve Türkiye o güne kadar çok fazla can ve çok büyük enerji kaybeder. Kendi halkıyla savaşan devlet çöker.
Yorum Yap