Muhalif, üretken ve yürekli: Çetin Altan

  • 24.10.2015 00:00

Kendisiyle çalışma şansı bulduğum için talihliyim. Müthiş bir adamdı. Müthiş bir yazardı. Müthiş bir düşünürdü. Şanssızlığı büyük ölçüde bunların çok itibar görmediği bir ülkede, Türkiye’de doğmuş olmasaydı. Romandan tiyatro oyunlarına kadar çok sayıda kitap, binlerce köşe yazısı, ağır bedeller ödenerek geçmiş bir yaşam.

Galatasaray Lisesi mezunu Çetin Altan, tipik bir Fransız entellektüeliydi. Kelimenin iyi anlamında. Şu anda Sudhir Hazareesingh’in “How the French Think” (Fransızlar Nasıl Düşünür) isimli kitabını okuyorum. Çetin Altan’ın Çetin Altan olmasında kişiliği kadar Galatasaray Lisesi’nde aldığı eğitimin de rol oynadığını fark ediyorum.

“Bizler uysal ve saygılı olmak için doğmadık” diyen Fransız tarihçi Ernest Lavisse’nin çizgisinde geçen bir ömür. Çetin abiyi tarif eden bir cümle. Sorunları olası dışavurumları yerine bütünlüğü içinde düşünme eğilimi de bu eğitimin sonucu elbette.

TENİS OYNAYAN KÖYLÜLER...

Fikirler dünyasına bağlılığı yoğun ve etkileyiciydi. Keskin zekası, güçlü algısı ve derin zihniyle en karmaşık sorunlarla boğuşmayı seven biriydi. Kültürel dünyasının zenginliği de çağının ötesinde bir insandı. Oğullarına da geçen yazıya verdiği önem, Fransız eğitiminin bir başka sonucuydu.

Öğrenmekle yurttaşlık arasındaki bağın önemine inanan bir gelenektendi. Filozof Concordet’un “Bir toplumun yurttaşlarına karşı ilk görevi kamusal eğitimdir” sözüne yürekten inanırdı. Zamanında tam algılanamayan ‘köyde tenis oynayan gençler’ hayali bu inancın bir dışa vurumuydu.

Sadece kendi için değil, başta yaşadığı toplum olmak üzere tüm dünyayı düşünmeyi görev edinmiş bir geleneğin temsilcisiydi.

Bu yazıda, Fransız geleneğinden olmakla şunu ifade etmeye çalışıyorum: Vazife ve kamuya hizmet idealine olan inanç, kadere karşı isyan, materyal olanı aşağılama, kahramanlık ve devletin toplumu medenileştirici ve yetkin kılma görevine bağlılık.

BİZİM ŞANSIMIZ ONUN BEDELİ...

Çetin abi, bu yolda sadece düşünmekle kalmadı, aktif olarak gerçekleşmesi için mücadele etti. Bu uğurda cezaevinde yattı, bir gözünü kaybettti. Türkiye İşçi Partisi milletvekili olarak Meclis’e girmesinin bedeli ödetildi kendisine.

Muhalif olmak için doğmuştu. Fransızları betimlemek için kullanılan şu sözler ona da uygundu:

“Biz muhalefeti sonuçları için değil, sonuçlarına rağmen severiz. Muhalefeti, muhalefet aşkına severiz. Ruh halimiz savaşçıdır ve her zaman savaşacak bir düşman, alınacak bir kale ararız. Saldırıyı başlatmayı, savaşın nimetlerinden yararlanmaktan çok, kale suruna merdiveni dayamayı severiz.”

Sağlam düşünceyle donatılmış eylemi tercih eden, aktif gazetecilik, yazarlık veya siyaset yaptığında ses getiren, yeni bir dönem açan biriydi. Sayıları giderek azalan dev entellektüel tipinin ülkemizdeki örneğiydi.

Paris’i, kadınlarını, şarabını ve peynirini severdi. Kahkahası ve öfkesi güçlü, kalemi etkili, sabrı azdı. Bu topraklarda doğmuş olması bizim şansımız, onun ödediği bir bedeldi. Amerika’da olduğum için cenazesine katılamayacağım, ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums