MİT Tırları ağır silah yükleriyle yakalandığında ‘vatan hainliği’ diye kıyamet kopardılar. O Tırları durduran, arayan polisleri, jandarmaları, savcıları cezaevine attılar. Aradan zaman geçti AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, bu silahların Özgür Suriye Ordusu’na gittiğini iddia etti. Başbakan Davutoğlu ise meydanlarda ‘‘Vallahi billahi Türkmenlere gidiyordu’’ dedi.

Tırlar yakalanmadan aylar önce Başkan Obama, Beyaz Saray’daki akşam yemeğinde konuşmasına izin vermediği MİT Başkanı Hakan Fidan’a ‘‘Suriye’de ne kirli işler çevirdiğinizi biliyoruz’’ demişti. Diyarbakır’dan sonra Suruç’ta patlayan bomba o kirli ilişkilerin ve Türkiye kamuoyuna söylenen yalanların açık sonucudur.

 KİBİRDEN ETRAFI GÖRMÜYORLAR

 Satın alamadığı gazeteciyi dava ve işsizlik ile tehdit eden bir iktidar toplumun gerçekleri öğrenmesine engel olunca, bu tip felaketlerle karşılaşması kaçınılmaz oluyor. ‘‘Bir Türk dünya bedeldir’’ sözüne yıllarca inanan toplum, şimdi de Osmanlı döneminin geri geleceğine inandırıldı.

Yolsuzluk kayıtları montaj diye açıklayan, milyon liralık saati peçete kağıdına yazılmış faturayla aklayan bir zihniyet var. Üstüne üstlük kibirli. Kimsenin aklına ihtiyacı da yok.

 Bu kibirle göremedikleri ise, demokratikleşme ve şeffaflıktan uzaklaştıkça barışı ve birliği tehlikeye attıkları gerçeği. 21’inci yüzyılın başında bölgemiz net durumu şudur:

 - Birinci Dünya Savaşı sonrası çizilmiş sınırlar büyük ölçüde geçerliliğini yitirmiştir.

 - Irak fiilen parçalanmış, Kuzey’inde bir Kürt devleti var olmuştur. Suriye’nin alacağı şekil ise bugünlerde çizilmektedir.

 - AKP kendi gücünü aşırı biçimde abartarak Suriye ve Irak’ın sınırlarını belirleyebileceğine inanmış ve Amerika ile adı konulmamış bir bilek güreşine girmiştir.

 - Sonuçta Amerika, Kobane’de PKK’nın Suriye kolu PYD ile ittifaka girmiş, sağladığı hava desteğiyle IŞİD’in yenilgisine katkıda bulunmuştur.

 - Bu açıdan Kobane savaşı, IŞİD’in kazanmasını, Kürtlerin Türkiye’ye sığınması sonucu bölgede Sünni-Arap devleti kurulmasını isteyen Ankara ile Washington’ın vekalet savaşı olmuştur ve kaybeden bellidir.

 - AKP buna rağmen yanlışında ısrar etmiş, Kürtlere düşmanca dil takınmış ve bölge halkının Türkiye’den duygusal kopuşunu teşvik etmiştir.

 - Havuz Medyası’nın dili aslına AKP’nin Kürt politikasının gerçek yansımasıdır. AKP’nin gerçek siyasetini Havuz Medyası’nın manşetlerinden, köşelerinden okuyabilirsiniz.

 DAHA GEÇ OLMADAN UYANIN

 Bugün gelinen noktada, Türkiye’yi dün olduğu gibi yönetemezsiniz. Bu gerçeği görmeniz gerekir. Bölünmek istemiyorsanız, demokratikleşmeli, hukuku güçlendirmeli, merkezi zayıflatıp yereli güçlendirmelisiniz.

 AKP bu gerçeği görüp gerekli adımları atacak kabiliyetten çok uzak durumda. Abdullah Gül’ün deyimiyle, sınırımızda bir Afganistan yaratanlar hâlâ hayal dünyasında yaşıyor. Uyandıklarında vakit çok geç olabilir.