Erdoğan’ın saygı talebi

  • 17.07.2015 00:00

 Bütün siyaset anlayışını kendisine muhalif kesimleri ötekileştirmek, düşmanlaştırmak üzerine kuran Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi bu kesimlerden kendisine saygı göstermesini istiyor. Kendisi her gün farklı konularda yorum yapan Erdoğan, kendisine yönelik eleştirilerden aşırı rahatsız oluyor.

 Kabataş’ta başörtülü bir kadının saldırıya uğradığı haberini dönemin başbakanı olarak ilk kez Erdoğan dile getirmiş, ardından Star Gazetesi bu saldırıyı üstü çıplak, deri pantolonlu 100 kişilik bir grubun gerçekleştirdiğini iddia etmişti. Şimdi havuz medyasının yazarları bu iddianın senaryo olduğunu itiraf ediyor.

 Ancak ne Erdoğan, ne de Star asılsız iddia nedeniyle mağdur ettikleri, hakaret yağdırdıkları kesimlerden özür dileme ihtiyacı hissetmiyor. Aynı şekilde Berkin Elvan’ın ölümünde aldığı tavır ortada Erdoğan’ın. Polislere vur emrini kendisinin verdiğini açıklamış, acılı ailelerin üzüntülerini dindirecek bir tek kelime etmemişti.

 SAYGI,SEVGİ GİBİ EMEK İSTER...

 Bir kadeh içki içenleri alkolik ilan eden, kadınların giydiği mini eteğe müdahale hakkını kendinde bulan Erdoğan, kendisine saygı istemekle kalmıyor, Danıştay kararıyla kaçak olduğu kesinleşen Saray’ına meşruiyet talep ediyor.

 Zor dostum, çok zor…

 Saygı, istemekle elde edilen bir duygu değildir. Saygının ilk kuralı, saygı bekleyenin kendisinin başkalarına saygı göstermesidir. Saygı, kazanılan bir duygudur. Tıpkı sevgi gibi, emek ister.

 Seçim meydanlarında muhalefet partilerine gönül vermiş seçmenlere ağzına geleni söyleyerek öfke biriktirten Erdoğan, şimdi bu insanlardan saygı bekleme hakkını kendisinde buluyor. Celal Doğan’a “Biz ve onlar söyleminin partisinin tabanının hoşuna gittiğini” söyleyen Erdoğan, şimdi ‘Onlar’dan saygı istiyor.

 Siyasi başarısını tabanını düşman gördükleri karşısında sağlamlaştırma üzerine kuran Erdoğan, toplumun uzun süre üstesinden gelemeyeceği bir düşmanlık iklimi yarattı. Dini söylemler üzerinden kurduğu bu dille İslami değerleri de günlük tartışmanın içine soktu. Bunu yaparken de çok sıradan bir dil kullandı.

 GERÇEKÇİ OL, İMKANSIZI İSTE...

 Bu dilin bire bir yansımasını bugün Havuz Medyası’nda görüyoruz. Aynı tutarsızlık gazete sayfalarına da yansıyor. Siyasette başarı çizgisini giderek aşağıya çeken bu dil, medyanın etkili hale gelmesini de engelliyor.

Bugün Doğan Grubu ile Havuz Medyası arasında yaşanan savaşta, dili ve gazeteciliği daha ustaca kullanan kesimin hangisi olduğu çok net bir şekilde gösteriyor.

 Bu dönem, Erdoğan’ın baskın kişiliği nedeniyle etkisini sadece devlet kurumlarının çökmesi, hukukun rafa kalkması, yasama erkinin el indir-kaldır makinesine gelmesi, yolsuzluk iddialarının üstünn örtülmesiyle hatırlanmayacak. Kültür dünyasındaki kuraklaşma ile de hatırlanacak.

Erdoğan’ın iftarına katılan sanatçılara bakınca bile bu durumu tüm çıplaklığıyla görmek mümkün. Lale Devri’nin bile parlak sanatçıları vardı. Bu dönem daha çok dalkavuklarıyla anılacak maalesef.

Türkiye’nin yaşadığı kutuplaşma, hesap vermeme, muhaliflerini adam yerine koymama durumu Erdoğan’ın taleplerini geçersiz kılıyor. O ise, reklam spotunda ısrar ediyor: Gerçekçi ol, imkansızı iste durumunu bizzat yaşıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Şakir Saat
    Şakir Saat
    4.05.2013 10:08

    İSTANBUL TAKSİM MEYDANINDAKİ 1 MAYIS KUTLAMALARI İÇİN BEN DE BENZER DÜŞÜNÜYORUM. DEMOKRASİYİ ÖĞRENMELİ VE BİR YAŞAM BİÇİMİNE ÇEVİREBİLMELİYİZ. BİR ARADA YAŞAMASINI MUTLAKA ÖĞRENMELİYİZ.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums