- 18.06.2015 00:00
AKP’nin stratejik derinlik adı altında yürüttüğü başta Suriye olmak üzere bölge politikaları Türkiye’yi büyük bir açmazla karşı karşıya bıraktı. Tel Abyad’daki gelişmeler şu anda çok az kişinin dikkatini çekiyor ama koalisyon pazarlıklarından daha önemli sonuçlara gebe.
IŞİD’in Tel Abyad’da uğradığı yenilgi, Türkiye’nin Batı İttifakı’ndan hızla uzaklaşmakta olduğunun açık göstergesi oldu. Amerikan yönetimi Suriye’de henüz terör listesinden çıkarmadığı PKK’dan yana, Türkiye’ye karşı tavır aldı.
Erdoğan ve Davutoğlu’nun bu konudaki tercihi, Esad’ın altı ayda gitmeyeceği belli olduktan sonra, sınırda Sünni-Arap bir devlet kurulmasını sağlamaktı. Washington buna izin vermedi.
Kürtler, Obama’nın bölge stratejisi için Türkiye’den daha güvenilir bir seküler güç olarak ortaya çıktı. Yoğun hava bombardımanı IŞİD’i yıpratırken Kürtler karadan yaptıkları hamlelerle IŞİD’i çökertti. Kobane’de direnip büyük kayıplara uğrayan IŞİD, Tel Abyad’dan çekilmeyi tercih etmek zorunda kaldı.
TERÖR LİSTESİNDEN DE ÇIKACAK
Bu bölge artık açık Amerikan savunması altındadır. Türkiye’nin bu bölgeye yönelik hamleleri doğrudan Amerikan tepkisiyle karşılanacaktır. Bunu mutlaka akılda tutmak lazım.
Bu olayın bir boyutu.
Bu gelişmenin diğer boyutu IŞİD’e karşı mücadelesiyle dünyanın takdirini kazanan PKK’nın yavaş yavaş terör örgütü listesinden çıkarılması olacaktır. Özgürlük savaşçısı olarak Amerika’nın açık desteğini alan bir yapılanmanın terör örgütü listesinde tutulmasının mantığı yoktur.
Bu nedenle Kürt hareketinin artık Türkiye’de silahlı eylemden ziyade kent direnişlerine başvurması beklenmelidir. Devletin şiddetiyle bastırılacak bu tür protesto eylemleri Türkiye’yi daha da yalnızlaştıracaktır.
Cumhuriyet’in muhafazakarlara yönelik siyasetinin ardından Kürt politikası da çökmüştür. Artık tamamen uluslararası bir boyut kazanmış Kürt meselesini Şark kurnazlıklarıyla çözmeniz mümkün değildir.
Türkiye’nin üniter yapısını korumak istiyorsanız, Suriye benzeri gelişmelerin önüne geçmek niyetindeyseniz, demokratik çözümler üretmek zorundasınız. Çözüm sürecini ve Kürtlerin taleplerini görmezden gelen bir anlayışın ülkeyi götüreceği nokta felaket olacaktır.
BARIŞ VE BİRLİĞİN TEK YOLU
AKP’nin dünya sahnesinde 2002’den itibaren aldığı ve 2010’a kadar başarıyla taşıdığı rolü bugün Kürtler almış durumda. Kürtlere yönelik siyasetiniz sonuçta dünya kamuoyunda İsrail’den beter bir yalnızlığa itebilir Türkiye’yi.
Türkiye’nin seçim haritası, seçmenin yaşam biçiminin farklılıklarını tartışmaya mahal bırakmayacak netlikte ortaya koymuş durumda. Kıyıları, muhafazakar Sünni anlayışla yönetemeyeceğiniz gibi, Kürtleri de milliyetçi çoğunluğun siyasetiyle idare edemezsiniz.
Herkesin yaşadığı yerde yaşam biçimini, eğitimini, dilini belirleme hakkı olmamasının sonucu çatışma, gerilim ve istikrarsızlık olacaktır.
Birliği ve barışı korumanın yolu Avrupa Birliği siyasetine dönmek, üye olup olmamaya önem vermeden bu standartı tutturmaktan geçiyor. Bu mesele, koalisyonda kimin kaç sandalye alacağından daha önemli.
Yorum Yap