- 13.06.2015 00:00
AKP kurulduğu gün iktidara gelen, iktidar olanaklarıyla güçlenen bir parti. Muhalefeti bilmemesinin bir sonucu kendisine aşırı güven, kendisinden olmayan insanları aşağılama ve empati yapamamak oldu.
Gezi’den başlayarak öldürülen gençlere yönelik bir üzüntü beyan etmemesi, Kabataş’la ilgili yalanlar üretmesi, Roboski’yi sahiplenmesi, savcısı olduğu Ergenekon ve Balyoz davaları, Kobane’deki dili, toplumun bir kesimiyle bağını kopardı. İŞİD’le girişilen karanlık ilişkiler ise toplumu korkuttu.
Evet ama AKP bundan ibaret değil. Askeri vesayetin yıkılmasından, irtica korkusunun ortadan kalkmasına, muhafazakarların toplumda eşit birey olarak yer almalarını mümkün kılmasına kadar bir çok önemli değiştirici uygulaması var. İlk iki dönemdeki ekonomik uygulamaları da buna eklemek lazım.
AKP TABANI GERÇEĞİN FARKINDA
AKP, Türkiye’nin bir gerçeği ve önemli bir parçası.
Bu gerçeği görmeden siyaset yapmak mümkün değil. Yüzde 41 oy almış bir parti bugün de, yarın da ülkenin geleceğinde söz sahibi olacaktır. AKP adı altında veya başka bir isimle.
O yüzden AKP’nin Saray’ın denetiminden kurtulup kendi ayakları üzerinde bağımsız kalabilmesi önemli bir dönüşüm şansı verecektir Türkiye’ye. AKP tabanı da aslında bu gerçeğin farkında. Andy-Ar’ın yaptığı araştırmalar AKP’ye oy verenlerin yüzde 70’inin Abdullah Gül’ü lider olarak görmek istediğini ortaya koyuyor.
Bu tabloda AKP’deki değişimin önünü kesmek yanlış olacaktır. AKP’siz koalisyon koşuluyla yola çıkanlar olası bir erken seçimde tek başına AKP iktidarı ihtimalinin yolunu açmakla kalmayacaklar, AKP’nin değişim şansının da önünü kapatacaklardır.
Seçim öncesi sert söylemlerine rağmen, Kürt meselesinde en ciddi adımları atanın, İmralı’yı müzakere sürecinin parçası yapanın AKP olduğu akılda tutulursa, Türkiye’ye ciddi enerji harcatan bu sorununun çözümünün AKP desteği olmadan gerçekleşmeyeceğini görmek lazım.
AKP- MHP YA DA AKP - CHP
Tek başına CHP azınlık veya CHP-MHP azınlık hükümeti formülleri hem ham hayalcilik, hem de etkili bir yönetimden uzak kalma kararı demektir. AKP’ye muhalefette birleşen partiler icra konusunda aynı uyumu gösteremeyecektir.
Ayrıca sandıkta yüzde 41 oy almış bir partiyi iktidardan uzak tutmak gerçekçi değildir. Böyle bir yaklaşım ilk olası seçimde AKP’yi yeniden yüzde 50 iktidar yapmaktan, Erdoğan’ı da yeniden cumhurbaşkanı seçtirmekten başka bir işe yaramaz.
Üzerinde konuşulması gereken gerçekçi seçenek AKP’li koalisyonlardır. Bunun da iki seçeneği AKP-MHP ve AKP-CHP’dir.
Türkiye Kürt meselesini çözecek, Avrupa Birliği vizyonunu canlandıracaksa da gerçekçi tercihin ikinci seçenek olduğu ortadadır.
Olası bir erken seçimde AKP’nin kaybedeceği en fazla ekstra iki puandır ama tersi olursa Türkiye’nin neler kaybedeceğini düşünmek lazım.
Yorum Yap