- 4.02.2015 00:00
HDP’nin seçime parti olarak girme kararını kumar olarak değerlendiren ve geçmişte olduğu gibi bağımsız adaylarla katılmamasını rejim için tehlikeli gören bir kesim var. Genellikle Türkiye’nin Batılı aydınları bu kesim.
HDP’nin kararına biraz fazla Türklük açısından bakan, Kürtlerin durumunu göz önüne almayan bir yaklaşım bu. Eğer, demokrasinin standartında ve Kürtlerin statüsünde bir değişim umuduna yol açmayacaksa, HDP Meclis’te olmuş-olmamış bölge halkı için fazla bir şey fark etmeyecektir.
HDP’nin barajı aşıp Meclis’te temsile hak kazanmasıysa, bölge halkına “Fırat’ın ötesinde de bizim derdimizle dertlenen insanlar var” mesajını güçlü bir şekilde verecek ve bir arada yaşama ve barışçıl çözüm duygusunu güçlendirecektir.
BÖLÜNME KAYGISI KALKARSA...
Şundan emin olabilirsiniz, AKP’nin mutlak bir başarı elde etmesi durumunda Türkiye’nin Doğusu’ndaki hukuksuzluklar Batısı’nda yaşanacaklardan mislisiyle fazla olacaktır. Demokrasi ve hukuk devletinin gerilemesi sürecinde en ağır bedeli hep Kürtler ödemiştir unutmamak lazım.
Burada esas olan, Türkiye’nin Batısı’ndaki kesimlerin bölünme kaygısını bırakarak HDP’yi desteklemekte tereddüt etmemeleridir.
HDP’ye sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin yolunu kesmek açısından bakmak bu açıdan yanlış. HDP aynı zamanda Kürtlerin Türkiye ile bir arada yaşama kararlılığının devamı yolunda son şans olabilir.
HDP’nin Diyarbakır, Şırnak, Hakkari gibi bölge illerinde ortalama yüzde 65-70 oy alıp Türkiye genelinde yüzde 10 barajına takılması, bölge halkında AKP’nin seçim hilesi olarak görüldüğü kadar Batı’nın kaderlerine ilgisizliği olarak da değerlendirilecektir. Böyle bir sonuç, zihinlerdeki bölünmeyi daha da derinleştirecek ve birlikte yaşama duygusunu zayıflatabilecektir.
Ben, seçim sonuçları ne olursa olsun, PKK’nın bir daha silahlı mücadele yolunu seçeceğine inanmıyorum. Ancak, yüzde 70 halk desteği olan bir harekete destek veren sokaktaki insanların tepkisini öngörmek mümkün değil. Hele geleceğin daha demokratik ve hukuki olacağı yolunda bir umut ışığı yoksa.
OYLAR VE TOPLUMSAL BARIŞ...
Evet, Erdoğan’ın başkanlık hayaline dur demek önemli ama bu seçim bundan ibaret değil. Bu seçim aynı zamanda bölge halkına “Bugüne kadar çektiğin acıların, ödediğin bedellerin farkındayız. Seninle demokratik bir hukuk düzeninde birlikte yaşamak istiyoruz” mesajının verileceği bir seçim.
Kürt oylarıyla yüzde 9 barajını yakalamış, başında Selahattin Demirtaş gibi etkili muhalefet yapan, kitlelere olumlu mesajlar veren, siyasete son 10 yıldır çökmüş asık suratlılığa son vermiş bir lider olan HDP’nin yüzde 10 barajı sıkıntısı olmaması gerekir.
Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olacağına inanan her kesimin seçime bu açıdan bakmasında da fayda var.
Pazar günü sandık başında ülkenin yakın geleceğini belirleyecek bir tercih yapabileceğimizi unutmayalım. Oyumuzun toplumsal barışı belirleyeceğini de aklımızın bir kenarında tutalım.
Yorum Yap