- 10.05.2015 00:00
Yahya Kemal, Ankara için en güzel yanının İstanbul’a dönüşü olduğunu söylemişti. Artık o İstanbul’dan eser yok elbette… ‘‘Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul’’ ve eklemişti; ‘’Sade bir semtini sevmek bir ömre bedel…’’
O İstanbul sizlere ömür… Hangi tepeden bakarsak bak, tarihin güzelliğini taşıyan silüeti bozan, tornadan çıkma tip gökdelenler, birbirinden çirkin minarelerle bezenmiş camiler, yeşilliğe hasret bir taş yığını.
BEYİN GÖÇÜ
Giderek avamlaşan bir kültür ortamında futbol ve siyasetten başka konuşacak konusu kalmamış insanlar.
Parklara yayılmış genci ve yaşlısıyla, kitapçıları, üniversiteleri, yerel dergileri, dünya gündemini belirleyen yayınlarıyla dünyanın başkenti bir şehirden taşranın başkentine dönmek rahatsız edici.
5 yıl önce bölgeye örnek olan Türkiye, bugün yeniden üçüncü dünya ülkeleri seviyesine düşmüş durumda. Ekonomiye Kemal Derviş’ten bir gıdım öte vizyon getiremeyen, zenginleşmeyi kentleri parsel parsel yağmalamak olarak gören ilkel bir göçebe kültürünün açık dışa vurumu.
Sarayın sofrasına bakmak yeter ülkenin durumunu anlamak için. Katılımcıların kalite ve çapına.
Gidişatın büyük bir beyin göçü olduğu yönünde olduğu kesin. 12 Eylül döneminde olduğu gibi akademisinden reklam dünyasına kadar tek düzelik, renksizlik ve baskıdan bunalan insanların soluk almak için kapağı Batı’ya atması kaçınılmaz.
BASKICI İMAJ
Putin dönemi Rusyasını bırakıp Batı’ya göç edenlerin sayısı 500 bini bulmuş. Rusya’nın kalitesinin düşmesi anlamına gelen bir rakam bu. Türkiye’nin benzer bir trende girmesi kaçınılmaz. Giderek arabeskleşen kültürden kaçmak isteyen insanların sayısı her geçen gün artıyor maalesef.
Soli Özel’in bir kaç ay önce atıf yaptığı bir çalışmaya göre, giden insanlar kalsa, sistemi değiştirme kalitesine sahip insanlar. Onların gitmesi değişim olanaksız hale getirecek elbette.
Değişim diye gelenlerin ülkeyi yağmalanacak bir sofra gibi görmesi, doymak bilmeyen bir iştahla ortadaki herşeye saldırması, sesini çıkaran herkesi baskı ve tehditle susturması çok acı.
Yakın tarihinin en dip noktasını yaşıyor Türkiye… Spordan sanata, ekonomiden ticarete her alanda görülüyor bu çöküş. Baskıcı, teröristle iç içe görüntüsüyle oluşan imaj turizmi de vuruyor.
Bu da geçer demek kolay değil elbette. Geçer ama delip geçer dedikleri gibi bir dönem bu.
Müslümanlığın bile bir şov haline geldiği, kutsal kitabın seçim malzemesi olarak kullanıldığı bir ülkede İslam felsefesinin yükselmesini beklemeyeceğiz herhalde.
Tadı-tuzu kalmamış bir ülkeye dönüş, bir gece önceden insanı sıkıntılara sokan bir yolculuk oluyor ne yazık ki… İstanbul’dan artık gidiş güzel.
Yorum Yap