Herkesi suçluyorlar, suçlamak için din hocaları, ayetleri, yağdanlıkları hazır. Her duruma uygun bir hadis, her meşrebe uygun bir hoca var ellerinin altında. Parayı bastırınca istediğini söyleyiveriyorlar.

Bir kadın cinsel saldırıya mı uğradı... Kadınların özgürlüklerini daha da kısma çabasına çeviriveriyorlar bu olayı. ‘Mini etek giymeseydi, göğüs dekoltesi o kadar olmasaydı’ yorumları gırla gidiyor. Saldırıya uğrayan kadının şahsında tüm kadınlara, hep birlikte tecavüz ediyorlar.

Dolmabahçe’de vapurdan inen kadınların giysilerine bakıp öfkelenen ama yine de sesini çıkarmayan bir siyasi zihniyetin toplumsal dışa vurumunu izliyoruz böyle olaylarda. Bütün kadınları örtmek, evine kapatmak, üretim makinesi haline getirmek amacındalar. Bir kadın saldırıya uğradığında bu mesajları vermeleri ondan.

PALAVRA SİYASET MODASI 

Döviz düşer, ihracat artarsa AKP’nin başarısı oluyor, tersi bir gelişme ise Paralel’in komplosu... Bugün kötü giden her şey için Paralel’i suçlamak moda. Paralel dediği de belirsiz, muğlak bir yapı. O yüzden çok kullanışlı. Bazen Fethullah Gülen, bazen Obama oluveriyor.

Kürt sorununda da aynı tablo var. Havuz medyasının kalemlerinden “PKK silah bırakıyor, bayram oluyor. AKP barış getiriyor” haberleri manşetlerde, köşelerde uçuşuyordu.

Barajı yüzde 10’un altına indirmemekte direnen, bölgeye 12 Eylül darbesinin koşullarını geri getirecek İç Güvenlik Yasası’nda ısrar eden, müzakereyi PKK’nın koşulsuz şartsız teslim olması olarak anlayan, koca bir Kürt hareketini bir kişiyi teslim almakla bitireceğini sanan bir anlayış şimdi işler sarpa sarınca dönüp Kürtleri suçluyor.

Hem iktidarda olup hem her gelişmede başkalarını bu kadar suçlayan bir başka siyasi hareket var mıdır bilmiyorum ama palavra siyaset modası bu topraklarda hep tutuyor.

ÖCALAN’A İDAM MESAJI

Özgecan üzerinden idam tartışmasını yeniden açmaları aslına Abdullah Öcalan’a örtülü bir mesaj anlamı bile içeriyor olabilir. Erdoğan bir ara sürekli gündemde tutuyordu bu konuyu.

Şimdi geldikleri noktada PKK’nın silahı öyle bir gecede bırakmayacağı, Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bitirmek için bazı temel koşulları olduğu ortaya çıktı.

Çıkmaması anormaldi. Dağdaki adama silahı bırakması çağrısı yapıyorsan, ovada özgür siyaset yapma koşullarının önünü açman gerekir. Hem bölgeyi kuşat, baskı altına al, valilere sömürge valisi yetkisi ver hem dönüp Kürt hareketini suçla.

Bir yandan seçim öncesi milliyetçi oylara talip olup diğer yandan barış müzakerelerini kendi şartlarında sonlandırmak gibi, uzlaşmaz bir yaklaşımı var AKP’nin.

HDP’nin barajı aşamamasının Haziran sonrası bölgede nelere yol açacağının da yavaş yavaş farkına varıyorlar. İşler sarpa sararsa üst akılı suçlar, yola devam ederler. Ölenler olursa da, kadınlardan dört çocuk yapmalarını ister, açığı kapatırlar nasıl olsa…