- 26.12.2014 00:00
Hükümet ile PKK arasında yürütülen barış görüşmelerinin çok olumlu geçtiği, imza aşamasına geldiği hem iktidara yakın kanattan, hem de Kürtler tarafından vurgulanıyor. Sürece damgasını vuracak imzaların 21 Mart’ta atılacağı vurgulanıyor. Taslak açıklanmadı ama HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, İzmir merkezli egedesonsoz.com’dan Gönül Soyoğul’a verdiği demeçte, içeriğe ilişkin somut ipuçları verdi.
Abdullah Öcalan’ın İmralı’da kaleme aldığı müzakere taslağı, Türkiye’nin şu anki idari yapısını tam terse çevirmek istiyor. Yani adem-i merkeziyetçi bir yapı öneriyor. Bu, önemli kararların Ankara’dan değil, oluşturulacak bölge veya il meclislerinden alınacak olması anlamına geliyor. Demirtaş, bu konuda eğitimi örnek veriyor:
BELEDİYELER OKUL AÇSA...
‘‘Sayın Aziz Kocaoğlu’nun başkan olduğu Büyükşehir Belediye Meclisleri eğitim alanında yetkisi olsa, örneğin, okul açma, okul yaptırma, öğretmen atama, öğretmenin bütçesini verme ile birlikte bütçe devredilmiş olsa. Şu an Büyükşehir meclisinde Kürt de var Türk de var, başka etnik kimlikler de var. Karma bir meclis. Bu meclisin daha renkli olduğunu düşünün.
Özellikle azınlıklara kota, koltuk vermek lazım. Çünkü (sayıca) az olan, seçilme ihtimali en az olandır. Siz ona seçilme imkanı verirsiniz. Burada bir grup Ermeni vardır. Orda bir grup koltuk hep onların olur. Bunlar okul açarken diyelim ki Kadifekale’den 500 tane aile geldi meclise başvuru yaptı. Dedi ki, ‘biz çocuklarımıza Kürtçe eğitim verilmesini istiyoruz’ Büyükşehir Belediye Meclisi bu dilekçileri alıp inceleyecek. Diyecek ki, bizim orada yaşayan insanlarımızın ana dili Kürtçe.
Orada belediyemiz ihtiyaca göre iki tane Kürtçe eğitim veren okul açsın. Bu çocuklar orada fiziği kimyayı biyolojiyi Kürtçeyi öğrensin. Kitabı biz basalım, öğretmeni atayalım, maaşını verelim. Yerel idare karar versin. İhtiyaç varsa, talep varsa.
Ve bundan sonra orada Kürtçe eğitim yapacak çocuklar, elbet Türkçeyi de öğrenecekler. İzmir’de yaşıyorlar, ortak dil Türkçe. Türkçeyi bilmeden nasıl yaşayacaklar? Ama kendi anadilini de unutmasın, öğrensin. Kaybetmesin kültürünü’’
MERKEZİN GÜCÜ YERELE...
Demirtaş, böyle bir dönüşümün önemini şöyle vurguluyor: “Yerelde üretilecek her hizmet, denetime daha açıktır. Çünkü yerel meclisi denetlemek kolaydır. Hemen şuradadır Büyükşehir Belediyesi, gidersiniz gerekirse protesto edersiniz orayı değil mi? Yanlış yapıyorsunuz diye hesap sorarsın. Yanlış yapmaya devam ediyorsa ilk seçim gelir, oy vermezsin indirirsin.
Ama şimdi Ankara’daki hükümet yanlış üstüne yanlış da yapsa indirecek gücün yok. Toplumun yüzde 50’si onu destekliyor, ne yapacaksın? İzmir’de sen istediğin kadar güçlü ol, İzmir’in yüzde 90 oyunu al, adam seni yönetmeye devam ediyor’’
Gerçekten de bugün yüzde 50 oy gücünü arkasına almış, Sünnici bir iktidar anlayışı kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan kesimlere yaşam, tüketim biçimleri dayatıyor. PKK ile varılacak müzakerede merkezin gücü kırılıp yerele devredilirse, bugünün Türkiyesi’nin koşullarında gerçek bir devrim olur.
Sorun, bugün fiilen tek adam rejimi kurmuş Erdoğan’ın elindeki güçleri yerele bırakmaya razı olup olmayacağında. Müzakere sadece silahlı mücadeleyi bitirmeyecek, demokratikleşmenin önünü açacak bir potansiyele de sahip.
Yorum Yap