‘İyi ki bu hükümetle savaşa girmemişiz’ diyor musunuz Sayın Bülent Arınç!

  • 3.03.2014 00:00

 Yeraltından silahların çıktığı, genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının konuşmalarının gazetelere döküldüğü, size suikast hazırlığında olan subayların adresinizi içeren kağıtları yuttuğunun iddia edildiği günlerde Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olarak çıkıp ‘‘İyi ki bu orduyla savaşa gitmemişiz’’ demiştiniz.

 

O dönemde askeri vesayetin sona ermesini, Türkiye’nin liberal demokratik bir düzene kavuşmasını arzulayan çok sayıda kişi de bu sözünüzü desteklemişti.

 

Aradan zaman geçti, köprünün altından çok sular aktı. Darbe planladığı, bu amaçla yasadışı yöntemlere başvurduğu iddia edilen çok sayıda asker ve sivil destekçisi yargılandı, mahkum oldu. Askeri vesayet resmen bitti.

 

Ama sonra bir bakıldı ki, hükümet askeri vesayetin bitmesini daha çok demokrasi, daha fazla hak ve özgürlük için değil, kendini zenginleştirmek için kullanmıştı.

 

Başbakan Erdoğan’ın oğullarıyla, işadamlarıyla yaptığı telefon konuşmaları, evlerden çıkan milyon dolar ve Euro’lar, sıfırlanan paralar, bakanlara alınan saatler, tartışmalı bir adamın uçağıyla Umre’ye giden bakanlar ortalığa dökülüverdi. Türkiye yine bağırsaklarını temizleme dönemine girmişti.

 

Sizin sözcülüğünü yaptığınız hükümetin 4 bakanının kara para ticareti yapmakla suçlanan bir İranlı’nın milyarca dolarlık operasyonuna 50, 10, 1.5 milyon dolarlarla ifade edilen rüşvetler karşılığı yardım ettiği iddia edildi.

 

Birlikte çalıştığınız Başbakan’ın ve kurdurduğu vakfın arazi, villa peşinde koştuğu, 10 milyon dolarlık ödemeleri beğenmeyip ‘‘Herkes gibi onlar da verecek. Ne söz verdilerse, onu getirecekler’’ talimatını sağır sultan bile duydu. Sözcüsü olduğunuz hükümetin bir bakanı‘‘Her şeyi Başbakan’ın emriyle yaptım’’ diye isyan ederek istifasını verdi.

 

Boğazına kadar yolsuzluğa batmış görüntüsü vermiş bir hükümetin sözcüsü olmayı içinize sindiriyor musunuz!

 

Siz ki, sokakta gördüğünüz bir yoksulun halini anlatırken gözyaşlarını tutamayan bir insansınız.

Sizi 1985’lerden beri tanıyorum. Ben Yeni Asır’da bir muhabir, siz Refah Partisi İzmir il yöneticilerini ağır ceza mahkemesinde savunan bir avukatken.

Sizi hep malımı, namusumu gözü kapalı emanet edebileceğim bir insan olarak gördüm. Lütfen, yanıldığımı söylemeyin bana.

Birilerinin, yaptıkları yanlarına kar kalsın diye yargıyı hallaç pamuğu gibi atmasını, halkın oyuyla kazanılmış hakları birer ikişer geri almasını içinize sindirdiğinizi söylemeyin.

Türkiye’yi daha özgür, daha demokratik bir ülke yapma hayaliyle yola çıkmıştınız, geldiğiniz noktaya bir bakın.

Tek adamlık rejimine gidilen, medyanın satın alınarak veya bastırılarak susturulduğu, hak arayanların faşizan polis baskısıyla karşılaştığı bir ülke bırakıyorsunuz miras olarak.

Başbakan’ın milyon dolarlık konuşmaları, villa ve arazi tapeleri ortalıkta dolaşırken sessiz kalmayı tercih eden, gerçekleri görmezden gelen bir hükümet sözcüsü olarak anılmayı hak etmiyorsunuz bence.

Kurduğunuz parti, bu ülkenin daha fazla demokrasiye, daha fazla şeffaflığa layık olduğunu savunarak her seçimde oyunu artırarak bu noktaya geldi. Merhum Necmettin Erbakan’a karşı değişim adına bayrak açtığınızda, bazıları arsızlıkla, hırsızlıkla servet edinsin diye mi yola çıkmıştınız? Onun için tüm bu rezillikler karşısında suskun kalıyorsunuz, yok sayıyorsunuz?

Askerlerin ses tapeleri doğru, Erdoğan ve bakanlarınınki montaj diye avutuyor musunuz kendinizi!

Siz inançlı bir insansınız, bugünkü sessizlik ve kabullenmiş durumunuzun hesabını nasıl vereceksiniz, düşünmüyor musunuz!

Tarih, sizi yine kritik bir noktada yakaladı.

Necmettin Erbakan yönetimindeki Refah Partisi gerçeklerden kopmuş durumdaydı, Türkiye partisi olma şansı yoktu. Siz ve arkadaşlarınızın açtığı o bayrak, ülkenin ihtiyaç duyduğu bir partinin kurulur kurulmaz iktidara gelmesiyle noktalandı.

Aradan geçen 10 yılın sonunda  siz de, ‘’hortumcu’’ olmakla suçladığınız ANAP ve DYP ile aynı konuma düştünüz. Bu duruma düşmekle kalmadınız, Türkiye’nin demokratik yapısına, hukuk sistemine ağır darbeler indirdiniz, indirmeye devam ediyorsunuz.

Tarihin sizi nasıl tanıtacağına ilişkin bir karar verme noktasındasınız. Hortumculuk iddiasına muhatap bir iktidarın sözcüsü olarak anılmayı mı tercih edeceksiniz, yoksa her koşulda Türkiye’nin önünü açmak için isyan etmeyi ilke edinmiş bir siyasetçi olarak mı?

Tercih sizin…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums