- 9.01.2014 00:00
Türkiye’nin en önemli bakanlığında Cumhuriyet tarihinde rekor kıracak bir uzunlukta görev yapacaksınız, bacanağınız sizin bakanlığınızın neredeyse tüm kurumlarının adının karıştığı bir yolsuzluk operasyonunda arandığını anlayınca kaçacak. Ne tepki verirsiniz?
‘‘Bacanak gel, Türk Adaleti’ne güven, teslim ol. Kaçarak beni de, partimi de zor durumda bırakıyorsun’’ mu, yoksa ‘‘Zamanlama manidar’’ mı.
İzmir’de yapılan operasyonda Bacanağın kayıplara karışması Adli Kolluk Yönetmeliği’nin neden değiştirilmeye çalışıldığı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun neden Adalet Bakanı’nın denetimine verilmek istendiğinin açık göstergesi.
İzmir basınına sızan iddialara göre, İzmir Valisi bizzat devreye girerek operasyonu durdrumak istemiş. Yani, Danıştay Adli Kolluk Yönetmeliği’ni iptal etmeden önce, hükümetin istediği gibi üst amirlere bilgi verilmiş. Sonuç:
Bacanak firarda!
Bacanağın kayıplara karışmış olması, eski bakanın sadece operasyonun zamanlamasını eleştirmesi, bir bakıma iddiaların doğruluğunun kanıtı.
Valinin ikna edemediği Emniyet Müdürü’ni görevden al, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu Anayasa’ya aykırı biçimde partinin uzantısı haline getirmeye çalış, sonra da kalk‘‘2014 Avrupa Birliği yılı olacak’’ de…
Yeni Adalet Bakanı’nın faşizan bulduğu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu için bakın eskisi ne demiş referandum sırasında:
‘‘Yargıtay ve Danıştay'ın HSYK'yı oluşturması, HSYK'nın da Danıştay ve Yargıtay'ı oluşturması sarmalı bu düzenlemeyle önemli ölçüde ortadan kalkacak. Sürecin içine demokratik seçim yöntemleri giriyor. Demokratik seçim denetiminin devreye girmesi hem Kurul üyelerinde hem yüksek yargı mensuplarında daha fazla hukuki endişelerle davranma zarureti oluşturacaktır.’’
Sadullah Ergin, Zaman Gazetesi’ne verdiği röportajda sadece bunları söylemiyor. Ardından ekliyor: ‘‘Yargı yetkisi kullanacak hâkim ve savcıları denetleyecek müfettişlerin tamamı Kurul tarafından görevlendiriliyor. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin idari personele yönelik denetimlerinin yargısal bir boyutu yoktur. Hiçbir hâkim, savcının atama kararnamesini hazırlama ve sonuçlandırma bakanın inisiyatifinde olmayacaktır.’’
Yolsuzluk iddiaları ve soruşturmalarıyla yüz yüze kalan AKP, bir anda ‘‘fazla demokrasi, huzur bozar’’ noktasına geldi ve halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla kabul edilen HSYK’yı kendine tabii kılma yolunda adım attı. Hiç şüpheniz olmasın, bu düzenleme de Anayasa Mahkemesi’nden dönecektir.
Oğlunu sorguya göndermeyen bir başbakan, bacanağı firarda bir eski bakan, oğulları cezaevinde eski 2 bakan… Ben olsam, bütün savcı ve hakimleri AKP il başkanları arasından seçerdim vallaha.
AKP’de böyle çocuklar ve bacanaklar oldukça, Türkiye’ye hakim ve polis dayanmaz bu gidişle. Hangi akçeli bakanlığa el atsanız bir yolsuzluk soruşturmasına tosluyorsunuz.
Hırsızlığın üzerine giden yargıyı darbecilikle suçlayıp bacanağı kaçırıyorsunuz. Operasyonun zamanlaması falan manidar değil. Manidar olan bacanağın operasyonu önceden haber alıp sırra kadem basması.
Özetle İzmir’de bir komedi filmi oynanıyor. Eski bakan seçim kampanyasında, bacanağı firarda… Bacanak, seçime kadar çık ortaya, bir oy bir oydur, ziyan etme.
Yorum Yap