Düzce AKP teşkilatlarında yaşanan siyasi perişanlığın herkes farkında,

bu perişanlıktan rakip siyasiler bile rahatsız ,çünkü işin ucu eninde
sonunda Düzce'nin hanesine zarar olarak yazılacak.
 
Düzce AKP ,bu perişanlığa genel merkezi tarafından sürüklenmiş ve
AKP'li  siyasilerimiz(Düzce)  gık bile diyememişlerdir. Gık denile tek
yer takma isimlerle gazetemizin ziyaretçi defteridir.(Gazetemizin
ziyaretçi defterine bu uygulamalar hakkında takma isimlerle yazmak
perişanlığın kabulü ve ilanı.)
 
Düzce AKP'de siyaset yapıp ikbal arayanlar ne delegeler ne parti
üyeleri ile uğraşacaklardır. Markaja alacakları kişi bellidir. Bu kişi
Sayın Ekrem Engin'dir, AKP'nin teşkilatlardan sorumlu genel başkan
yardımcısı. Sayın Ekrem Engin'in gözüne girdiyseniz ilçe başkanlığınız
garantidir.
 
İlçe başkanlarının traji-komik bir şekilde mülakatla belirlemesinden
sonra yapılan açıklamalara sadece komedi deyip geçmeli, ya da özrü
kabahatinden büyük olması hadiselerine örnek gösterilmeli.
 
7 Aralık  Öncü Haber sitesinde İl Başkanı sayın Mustafa Yılmaz' " aday
belirlemede emri vaki olmadığını, Durmuş Arslan'ın uzlaşma sonucu
başkan adayı olarak belirlendiğini" vurgulamış."
 
Yabancı diyarlardan gelen biri bu açıklamayı okuduğu adaylar sanki
kendi aralarında anlaşıp, feregat gösterip Sayın Durmuş Arslan'ı aday
göstermişler sanır.
 
Sayın Mustafa Yılmaz mülakatı yapan kurulun üyesi olarak diğer
üyelerle uzlaşmış olabilir de ilçe de yapılacak seçimim mülakat
kurulundaki uzlaşma ile ne alakası var.
 
Kendisine tez zamanda iyi bir lügat hediye edilmeli, lügatte u
harfinin sayfalarının tam olmasına dikkat edilmeli.
 
Sayın Mustafa Yılmaz mülakat kurulu üyesi olmaktan büyük bir gurur ve
kibre kapılmış olmalı ki bunu uzlaşma diye niteleyebiliyor.
Milletvekillerinin giremediği bir mülakat kurulunun üyesi olunca da
güç vehmetmek kaçınılmaz oluyor, sanırım.
 
Öyle ya, Mustafa Yılmaz ilçe seçimlerinde mülakat kurulu üyesi olarak
milletvekillerinden daha belirleyici olmuş durumda. Mülakat kurulunda
varılan uzlaşma Olimpos'ta güç kavgası yapan mitolojik tanrıların
uzlaşması misalidir.
 
Mülakat ile ilçe başkanı seçmek bir yönüyle de milletvekillerimizi
itibarsızlaştırma operasyonu olarak değerlendirilmelidir.
Milletvekillerimiz, milletvekillerinin marabası durumuna konmuştur.
 
 
Yine 7 Aralık Öncü Haber web sitesindeki habere göre Sayın Durmuş
Arslan, kendisinin son aşamada aday olduğunu belirterek, isminin Osman
Çakır tarafından verildiğini ifade etmiş, bakın bu durumdan bir
Akçakoca sakini olarak mecburen (!) gurur duymak zorunda kaldım. Sayın
Milletvekilimiz Osman Çakır son aşamada bu ismi vermemiş olsaydı
mülakat kurulunun hali nice olurdu(!)
 
Sayın Osman Çakır bu hamlesiyle ilçe başkanlarını seçiminde Sayın
İbrahim Korkmazın ve Sayın Fevai Arslan'ıın önüne geçmiş oluyor ancak
İl Başkanı Sayın Mustafa Yılmaz'ı geçemediği ortada.
 
Sayın Osman Çakır'dan beyanatlardan başka bir icraat göremediğimiz
için bu kadar küçük bir başarıdan bile mecburen(!) gurur duyuyoruz.
 
 Siyasetsiz siyaset, Düzce'ye layık görülen bu.
 
AKP'nin çok eleştirdiği tek parti döneminin CHP'sinden ne farkı var
bunun yetkin bir AKP'li anlatsın, mesela milletvekilimiz Sayın İbrahim
Korkmaz anlatsın.
 
Bürokratik devletin uygulamaları ile her türlü dalga geçen, "ti"ye
alan Sayın İbrahim Korkmaz'ın bu bürokratik yapılanmayla ilgili
söyleyeceği birkaç lafı olmalı.
 
Diğer milletvekillerimiz Sayın Osman Çakır ve Fevai Arslan'dan
eleştirel bir yaklaşımı kimse beklemiyor, belki Sayın İbrahim Korkmaz
bu konuda ses verir diye bekleyenler de boşa bekliyor.
 
Düzce AKP teşkilatları topyekûn demokratik samimiyetten sınıfta
kalmışlar ve parti bürokrasisine teslim olmuşlardır.
 
Düzce AKP'de siyaset yapanlar siyasette var olanlar Düzce'ye hizmet
vermek istiyorlarsa evlerini Ankara'ya taşımalı, kimse bu bürokratik
oprerasyona ses çıkarmayan Düzce'yi ciddiye alıp hizmet vermeye gelmez
ki. Ankara da yalvar yakar Düzce için bir şeyler kazanabilirler belki.
 
Düzce AKP'den üvey evlat muamelesi görmektedir, Düzce AKP siyasileri
de bu duruma boyun eğmişlerdir.