Bu satırları kaleme aldığım zaman 3 temmuz saat sabah dokuz..Yazıyı
yazmadan internette CHP'nin meclisi boykotu ve yeni meclis başkanı
seçimi ile ilgili haberleri taradım ve sonuç benim için alışık olduğum
bir hüsrana uğratattı, hüsran kelimesi kelime hazinemin vazgeçilmezi
oldu..
Beni alışık olduğumu söylediğim hüsrana uğratan hadise CHP'nin meclise
nasıl girdiği ile ilgili gelişmeler değil( Ki CHP bütün mızıkçılığına
rağmen bir şeyleri sebep edip meclise girecektir.) meclis başkanı
olarak Sayın Cemil Çiçek'in adaylığına olan itirazsızlıktır.
29 Haziran tarihine ulusal basında yer alan haberlere göre Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu'na göre meclis başkanlığı için Cemil Çiçek'in adaylığı
sözkonusu ise sorun yokmuş,hoppala paşam Malkara Keşan.Bu gidişle bir
daha ki dönem Kılıçdaroğlu CHP'nin başında kalırsa sayın Cemil Çiçek'i
CHP'den aday gösterir.
Vikipiden tarayarak hatırrırladığım bilgilere göre Sayın Cemil Çiçek
2002 ve 2007 yıllarında arasında Adalet Bakanlığı ve sonrasında
başbakan yardımcılığı ,daha önce Anap dönemim de devlet bakanlığı ve
onun öncesinde Yozgat Belediye Başkanlığı yapmış bir muhterem.(Anap
dönemindeki devlet bakanlığı da aileden sorumlu devlet bakanlığı imiş,
aileler demek ki onu meclis başkanlığına seçiyor(!))
İşte beni alışık olduğum hüsrana tekrar uğratan da bu
yaklaşım.Hükümeti özellikle başbakanı hedef gösterip meclise
girmiyecekseniz ama onun başbakan yardımcısının meclis başkanlığı
adaylığı için için problem yok diyecek ve kamuoyunun buna inanmasını
bekleyeceksiniz ,olur şeyy değil.
Ne olduda Cemil Çiçek bulunmaz hint kumaşı haline geldi ve kişiliğine
CHP'nin bile itiraz etmediği biri oldu ,hadi gelin de izah edin.Sayın
Cemil Çiçek ülkemizin her yerinde hep derin devletle bağlıntılı olarak
anıldı ve şimde de fazla bir itiraz görmeden meclis başkanı seçilecek
olmasın da gelin de Çapanoğlu aramayın.
Cemil Çiçek'in 301. Maddenin yılmaz savunuculuğu akıllardadır ve
akabinde Hrant Dink katledilmiştir.Bu adaylığa olan kabulleniş AKP ve
CHP' nin Hrant Dink'in katledilmesine aynı kayıtsızlıkla baktığının
ifadesidir.Sayın İsmet İnönü'nün ifadesi ile "Hadi canım sen de" diye
anlatılacak bir kayıtsızlık ve tarafgirliktir bu.
Sayın Cemil Çiçek'in CHP' meclisi boykotunun sona erdirmesi
konusundaki çalışmalarının desteklenip, siyasi kariyeri ile iligili
eleştirilerin yandaş ve candaş medya da umumiyetle unutuluyor olması
son derece düşündürücüdür.
Sayın Cemil Çiçek'in meclis başkanı seçilecek olması özgürlüğe
,eşitliğe ve barışa olan umutlarımın umutsuzluğa dönmesi için yeterli
sebeptir,umarım ki haksız çıkarım,gönlüm bu haksız çıkmayı hasretle
bekleyecektir.