AKÇAKOCA’NIN HAYBEDEN DEMOKRATLARI

  • 2.10.2013 00:00

 *Vesayetçilik döneminde askerlerin uyguladıkları ayrımcı akreditasyon yöntemini hatırlatan şekilde, basın toplantısında istenmeyen medya kuruluşlarına ambargo uygulanması; sunumda medya mensuplarını konu mankeni kılan soru sorma yasağı nerede gerçekleşti?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylülde paketi açıkladığı toplantıda değil mi?

Bu yöntem demokrat bir yöntem midir?

Elbette ki hayır?

Kabul edilebilir demokrat bir uygulamamıdır?

Kesinlikle hayır, değil mi?

Kınanması gerekir mi?

“Evet” harici cevap olması benim açımdan mümkün değil.

Buraya kadar benimle birlikte evet diyen birçok kişiyle yol ayrımımız şimdi başlıyor.

Kimlerle mi?

Kendine demokratlarla, cemaatine toz değdiremeyen haybeden demokratlarla.

2 Eylül tarihinde Başkan Bey/ Fikret Albayrak basın toplantısı düzenler.

Toplantıya katılan gazetecilere kendi gündeminin dışına çıkılmasına müsaade etmez. Gündem dışında soru sorma isteği de yoktur zaten.

Bu basın toplantısına İHA muhabiri katılmaz, çünkü Başkan Bey İHA muhabirine akreditasyon uygulamıştır. Katılımını engellemiştir.

İddiası, İHA muhabirinin yalan haber yaptığıdır.

İddiasına o gün de, aradan geçen bir aylık zamana rağmen açıklık getirmez.

İddiasına bir açıklık getirmediğine ve hala getiremediğine göre çamur at izi kalsın diye hareket ettiğini söylemek mümkün.

Gerçekten yalan haber yapılmışsa ispatları ile açıklamasını Akçakoca halkı bekliyor.

Şimdi başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ile Başkan Bey Fikret Albayrak’ın yaptığı arasında akreditasyon yasağı uygulaması açısından bir fark var mıdır?

Cevabın birçok kişi için bile istemeye istemeye evet olduğunu biliyorum?

Ne kadar eğip bükülse de uygulamanın aynı olduğu gerçeği değişmez ki?

Hatta konuyu daha da ileriye getireyim.

Gerçekten yalan haber olmuş olsa Başkan Bey İHA muhabirini mahkemeye verip başbakanın demokratik olmayan uygulamalarının birinin daha peşine takılabilirdi.

Başbakanın basın toplantısından sonra soru almaması ile Başkan Bey’in mahalli gazetecilere gündem dışına çıkılmaması dayatmasından hangisinin sansür uygulamasının daha sert olduğunun kararını verebilmek benim içinde bir hayli zor.

Şimdi, böyle bir yazıya gelecek tepkiler Başkan Beyin sansürcü uygulamalarını unutup “başkanı yedirtmeyiz” den başkası olmayacaktır.

Ne kadar usta olunursa olunsun güneşi balçıkla sıvamaya çalışmanın da bir sınırı var.

Başbakanı yanlış ve demokratik uygulamaları karşısında aslan kesilip, aynı uygulamayı kendi cemaatlerinden biri mesela Başkan Bey yaptığında üç maymunu oynamak haybeden demokratlığın mükemmel misallerindendir.

Benim derdim, Akçakoca’da demokrasinin bir adım daha öteye gidebilmesi.

Yerel demokrasin hatta daha da ötesi yerinden demokrasinin gerçekleşebilmesi mücadelesi…

Bugün demokrat olmadığı için Başkan Beye karşı çıktığım gibi, yarın yine demokrat olmayan davranışlar gösteren başka bir başkan bey geldiğinde karşı çıkışlarım sürecektir.

Demokrat olmak ile haybeden demokrat olmak arasında ki fark budur.

Ait olunan cemaat itibarıyla pozisyon almanın demokrat olmak ile hiçbir alakası yoktur.

Başkan Beyin sansürcülüğünü “başkanı yedirtmeyiz” tantanasıyla bertaraf etmek isteyen haybeden demokratların sayısının çok olması Akçakoca adına elbette ki üzücü.

Haybeden demokratlar başbakanın son basın toplantısına uygulamalarına karşı çıkıyorlarsa ki; çıktıklarını hep biliyoruz, Akçakoca’da da Başkan Beyin sansürcü uygulamalarına karşı çıkmaları gerekiyor.

Peki, karşı çıkarlar mı?

Çıkmazlar.

Çünkü haybeden demokratlar.

Ne mi, yaparlar?

“Başkanı yedirtmeyiz” diye çıkarabildikleri kadar gürültü çıkarabilirler.

Gürültü çıkarmak konusundaki başarıları da takdiri şayandır.

Haybeden demokratların bu aralar çıkardıkları gürültülere de dikkat etmeleri gerekiyor yoksa aralarında sıkıntıya düşenler olabilir, çünkü Başkan Bey gürültü çıkaranlar arasında da ayrım yapmaya başladı.

Kendisine daha yakın olanların gürültüsüne ninni diye bakarken, yakın durmayanların gürültüsünü desibel ölçen cihaz hassaslığındaki kulağı sayesinde kesebiliyor.

 

*Yazının girizgâhını Oya Baydar’dan ödünç aldım.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • muharremt
    muharremt
    25.11.2012 10:39

    bu polonyum denilen radyasyon tozu daha önce ingilterede ki bir rusya muhalifinin öldürülmesindede kullanılmıştı.bir ergenekon sanığı vardı rusya ya kaçmıştı daha sonra türkiye ye geldiğinde yakalandı.jitemci olduğu rus gizli teşkilatı fsb ile arasının iyi olduğu gazetelerde yazıldı.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums