- 2.06.2011 00:00
27 Mayıs darbesi yapılmıştır. Milli Birlik Komitesi Alparslan
Türkeş'in tok sesiyle ifade ettiği gibi NATO ve CENTO'ya bağlı olarak
iktidara el koymuştur.
Ancak kimse Milli Birlik Komitesinin kaç kişiden oluştuğunu
bilmemektedir. Darbenin güçlüleri 20 kişi ile sınırlamak isterler
anacak bu mümkün olmaz ancak 38 kişi ile sınırlanabilir Milli Birlik
Komitesi üyeleri.
Darbenin baş aktörlerinden Albay Talat Aydemir darbe esnasında Kore'de
görevli bulunmaktadır ve darbecilerin kendi iç çekişmeleri sonrasında
Milli Birlik Komitesine alınmayacak daha sonra Talat Aydemir iki darbe
teşebbüsü daha yapacak ikincisinden sonra asılarak idam edilecektir.
Cemal Gürsel'i darbenin başına geçme teklifini yapan darbenin
mimarlarından Sadi Kocaş'da Londra'da görevli olduğundan kendi iç
çekişmeleri sonucunda Milli Birlik Komitesi dışında bırakılır. Sadi
Kocaş 27 Mayıs'da kaçırdığı iktidar gücünü 12 Mart döneminin ilk
Başbakanı Nihat Erim'in yardımcısı olarak elde edecektir.
Milli Birlik Komitesinin bazı güçlü üyeleri dahi belirsizlikler sebebi
ile vasıta dahi temin edemedikleri için Ankara'da bazı yerlere
yürüyerek gitmektedirler. Yani iktidara el koymuşlar ancak devletin
kontrolünü tam olarak ele geçirememişlerdir.
Bu kontrolsüzlüğe rağmen Doğu ve Güneydoğu illerinde bir eylem planı
harekete geçirilir,485 Kürt yurttaş tek tek evlerinden toplanarak
Sivası'ın Kabakyazı köyünde kışladan bozma kampta zorunlu olarak bir
araya getirilirler.
Tutuklanıp sürgüne gönderilen 485 kişi içinde bölgenim tanınmış
ailelerin fertleri yanı sıra ağa ve şeyh unvanlı kişilerde
bulunmaktadır. Birde 14 yaşında bir genç. Sürgünler arasında Nurcular
ve Kürtçe bilmeyen Kürtler'de vardır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan buraya getirilen 485 kişinin tüm menkul
ve gayrimenkul mallarına el konulmuştur.
Sivas Kampı'nda kalanlar yemeklerini ceplerinden yiyor, günlerini
satranç oynayarak ve sohbet ederek geçiriyordu. İşkence yoktu ancak
küfür boldur.
485 kişiden fakir olanlara çamaşır yıkama görevi de düşmüştür. Devlet
tutuklulara dokuz ay boyunca yemek vermemiş, ancak Kabakyazı Kampı'nı
boşaltırken onlardan adam başı 400 lira yemek parası tahsil etmeyi de
ihmal etmemiştir.
Sürgün 9 ay sürmüş, çıkarılan 105 sayılı iskân kanunu ile kamptaki 55
kişi Batı illerinde zorunlu iskâna tabi tutulmuştur.55 kişinin zorunlu
iskânı 1962 yılında kanunun kaldırılması ile son bulacaktır.
Sürgüne gönderilen 485 kişi arasında siyasi olarak görüş birliği
yoktur. Molla Mustafa Barzani'nin görüşlerine destek veren bağlılık
gösteren olduğu gibi devlete bağlılıklarını her zaman ispat etmiş
ailelerin fertleri de mevcuttur. Hatta Nutuk'da Atatürk tarafından
Milli Mücadele'ye katkılarından dolayı övülen ailelerin fertleri de
sürgüne gönderilenler arasındadır.
Sivas Kampı'na getirilenler arsında CHP'li Van Milletvekili Tevfik
Doğuışıker'de vardır, Tevfik Doğuışıker kamptayken CHP'den ihraç
edilecektir.
Sivas Kabakyazı Kampı ayrılıkçı Kürt Hareketi için mektep vazifesi
görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı olan Kürtlerle bağlı
olmayan Kürtler aynı muameleye tabi tutulmuşlardır. Böyle bir
muameleden ayrılıkçı hareketin kazançlı çıkması tabiidir.
Milli Birlik Komitesinin kaç kişiden oluşacağı dahi belli değilken,
485 kişinin planlı ve başarılı(!) bir operasyonla Kabakyazı köyüne
sürgüne gönderilmesi hayreti şayan bir durum değil midir?
27 Mayıs dönemindeki MİT'i olan Milli Emniyet Hizmeti Reisliğine bile
atama 2 Haziran tarihinde yapılacak ve göreve Ziya Selışık
getirilecektir.
Milli Birlik Komitesi üyelerinden Numan Esin yıllar sonra katıldığı
bir televizyon programında bu planın 27 Mayıs da İçişleri Bakanlığına
getirilen Muharrem İhsan Kızıloğlu'nun fikri olduğunu söyleyecektir.
Kimin fikri olduğun dair başka bir beyanda ortada yoktur.
Muharem İhsan Kızıloğlu 1961 Şubat ayına kadar İçişleri Bakanlığı
görevine devam edecektir. İlginç olan ise Muharrem İhsan Kızıloğlu'nun
bakanlığa resmi olarak atanma tarihinin 30 Mayıs olarak gözükmesidir.
Muharrenm İhsan Kızıloğlu Kurucu Meclis üyesi de olarak da görev
yapmıştır.
Mümtaz Soysal,Alev Coşkun,Altan Öymen ve Oktay Ekşi Kurucu Meclis
üyesi olup hayatta olanlardan ve bu kişiler gazetecilikle hep iç içe
olmuş kişiler.Onların tanıklarına ve bilgilerine ihtiyacımız var.Bir
şey bilmedikleri için mi açıklama yapmıyorlar yoksa açıklama yapmak
istemedikleri ya da yasaklandıkları için mi? Merak etmemek elde değil
ki.
27 Mayıs'ın 51 yıl dönümünde Sivas Karayazı kampına 485 kişinin sürgün
edilmesi ile sorulacak soru bellidir." Kim kazançlı çıktı" Sizce kim
kazançlı çıktı? Benim cevabım çok net, özgürlükten, eşitlikten,
barıştan ve kardeşlikten yana olmayanlar.
Yorum Yap